Esas No: 2022/11322
Karar No: 2022/24078
Karar Tarihi: 30.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11322 Esas 2022/24078 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/11322 E. , 2022/24078 K."İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/4 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.100,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2020 tarihli ve 2019/92 esas, 2020/7 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına ve Mahkemenin kabulüne göre, sanığın elinde bıçakla müştekiye yönelik sarf ettiği "Seni öldürürüm, seni vuracağım, seninle görüşeceğim" şeklindeki sözler nedeniyle Mahkemece silahla tehdit ve hakaret suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmiş ise de, benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/11/2018 tarihli ve 2018/4555 esas, 2018/19259 karar sayılı ilâmda, "..''seni oğullarıma sinkaf ettireceğim .'' dediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; bu sözlerin TCK 'nın 106/1-1. cümlesine göre mağdurun hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit niteliğinde olduğu, sözlerinin sadece tehdit suçu kapsamında kaldığı ve sadece tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden.." şeklinde belirtildiği üzere, sanığın müştekiye söylediği kabul edilen sözlerin, hakaret suçunu değil bir bütün halinde 5237 sayılı Kanun'un 106/2-a maddesi kapsamındaki silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda, Mahkemece, deliller değerlendirilerek sanığın hakaret eyleminin sabit olduğu kabul edilip sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, suçun vasıf ve delil takdirine ilişkin bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin suçun vasıf takdirine ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.