Esas No: 2006/2-273
Karar No: 2006/295
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/2-273 Esas 2006/295 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Şahsi davacı, kızına söylenen sözlerin kendisi için sövme suçunu oluşturduğunu iddia ederek sanıkların cezalandırılmasını istedi. Ancak B... 2. Sulh Ceza Mahkemesi, davacının kızına yönelik şikayet hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Yargıtay 2. Ceza Dairesi ise şahsi davacının kızına yönelik eylemlerden şikayet hakkının bulunmadığını ancak sanıkların söyledikleri sözlerin kendisi için sövme suçunu oluşturduğunu belirterek hükmü bozdu ve davanın düşürülmesi gerektiğine karar verdi. Yargıtay C.Başsavcılığı itiraz etti ve dosyanın incelenmesinde şahsi davacının kızına yönelik eylemlerin ayrı bir dava konusu olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle dosyanın tekrar incelenmesi gerektiği kararlaştırıldı. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK Madde 73, 1412 sayılı CMUK Madde 253, 317 ve 322.
Ceza Genel Kurulu 2006/2-273 E., 2006/295 K.
"İçtihat Metni"
Sanıkların sövme suçundan beraatlerine ilişkin B... 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 24.12.2004 gün ve 60-1552 sayılı hüküm, Şahsi davacı F... A... vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 27.09.2006 gün ve 546-15373 sayı ile;
"Şahsi davacının reşit kızı C..."ye yönelik sövme eyleminden dolayı şikayet hakkı bulunmadığından dava açamayacağı ve suçtan doğrudan doğruya zarar gören C..."nin şikayetinin bulunmadığı gözetilerek davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş şahsi davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince bozulmasına, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 1412 sayılı CMUK.nun 253/5 ve 5237 sayılı TCK"nun 73. maddeleri uyarınca şikayet yokluğu nedeniyle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın düşürülmesine" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 08.11.2006 gün ve 62144 sayı ile;
Farklı mağdurlara yönelik açılmış iki ayrı şahsi dava bulunduğu ve her iki davadan da beraat kararı verildiği anlaşılmış ise de, şahsi davacının kendine yönelik olmayan hakaret eyleminden dolayı şahsi dava hakkı olmadığından, bu davanın reddine karar verilmesi gerekirdi. Kaldı ki hükmün gerekçesinde de bu görüşümüzü destekler şekilde "şahsi davacının reşit kızı hakkındaki isnatlar sebebiyle onun yerine geçerek vekaleten onun adına dava açıp, şikayet hakkını kullanamayacağı bu yüzden de davanın reddi gerekeceği" belirtilmiştir. Bu nedenlerle şahsi davacının reşit kızına yönelik hakaret fiili ile ilgili temyiz isteminin, temyize hakkı bulunmadığından CMUK.nun 317. maddesi gereğince reddine, kendisine karşı sövme suçundan kurulan beraat hükmünün ise onanmasına karar verilmesi gerektiği, görüşüyle itiraz yasayoluna başvurularak, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 27.09.2006 gün ve 546-15373 sayılı kararının kaldırılarak, şahsi davacının reşit kızına yönelik temyiz isteğinin CMUK.nun 317. maddesi gereğince reddine, şahsi davacının kendi adına açtığı davada verilen beraat kararının ise onanmasına karar verilmesi, isteminde bulunulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Dosyanın incelenmesinde;
Şahsi davacı F... A... vekilleri tarafından verilen, 07.01.2003 tarihli şahsi dava dilekçesinde; müvekkillerinin kızı için sarf edilen sözlerin kızına karşı hakaret müvekkiline karşı ise sövme suçunu oluşturduğu belirtilerek, sanıkların sövme suçundan cezalandırılmasının istenildiği,
Yargılama yapan B... 2. Sulh Ceza Mahkemesince 24.12.2004 gün ve 60-1552 sayı ile;
Sanıkların davacının bizzat kendisine karşı herhangi bir isnatlarının olmadığı, bu davanın da davacının kızı C..."ye yapılan isnatlar dolayısıyla açıldığı, C... A..."ın reşit olduğu, davacı ve vekilinin beyanına göre C..."nin B... 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nde 2003/68 esas sayılı dosyasında kız olmadığı yolundaki isnatlar sebebiyle sanıklar hakkında ayrı bir dava açıldığının bildirildiği, davacının reşit kızı hakkındaki isnatlar sebebiyle onun yerine geçerek vekaleten onun adına dava açıp şikayet hakkını kullanamayacağı, bu yönden de davanın reddi gerekeceği belirlenmekle, sanıkların üzerine atılı suç sübuta ermediğinden, delil yetersizliği sebebiyle ayrı ayrı beraatlerine" karar verildiği,
Şahsi davacı vekilleri tarafından delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü, atılı suçun oluştuğu davanın vekaleten değil söylenen sözlerin kendisi açısından sövme suçunu oluşturması nedeniyle açıldığı, C... A... tarafından da B... 3. Asliye Ceza Mahkemesine ayrı bir dava açıldığı gerekçesiyle temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 27.09.2006 gün ve 546-15373 sayı ile;
"Şahsi davacının reşit kızı C..."ye yönelik sövme eyleminden dolayı şikayet hakkı bulunmadığından dava açamayacağı ve suçtan doğrudan doğruya zarar gören C..."nin şikayetinin bulunmadığı gözetilerek davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, isabetsizliğinden
Hükmün CYUY.nın 321. maddesi gereğince bozulmasına, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak 1412 sayılı CYUY.nın 253/5 ve 5237 sayılı TCY"nın 73. maddeleri uyarınca davanın düşürülmesine, karar verildiği,
Bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının itiraz yasayoluna başvurarak;
Farklı mağdurlara yönelik açılmış iki ayrı şahsi dava bulunduğu ve her iki davadan da beraat kararı verildiği, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 27.9.2006 gün ve 546 -15373 sayılı düşme kararının kaldırılarak, şahsi davacının reşit kızına yönelik temyiz isteğinin CYUY.nın 317. maddesi gereğince reddine, şahsi davacının kendi adına açtığı davada verilen beraat kararının ise onanmasına karar verilmesi isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
İnceleme konusu somut olayda, şahsi dava dilekçesine ekli vekaletnamede C... A..."da yer almakta ise de, 07.01.2003 tarihli olup, 10.01.2003 tarihinde havale edilen şahsi dava dilekçesinde davacı olarak sadece F... A... yer almakta ve şahsi davanın konusu olarak da, kızı için söylenen sözlerin F... A... yönünden sövme suçunu oluşturduğu iddiasına yer verilmektedir.
Temyiz dilekçesi kapsamı da dikkate alındığında, sanıklarca C..."ye yönelik söylenen sözler ayrı bir dava konusu yapılmıştır. Gerek şahsi dava gerekse temyiz sanıkların söylediği sözlerin şahsi davacı F... A... hakkında sövme suçunu oluşturduğu iddiasıdır. Yargıtay C.Başsavcılığınca, iki ayrı şahsi davanın varlığı kabul edilerek, Şahsi davacı F... A..."ın kızına yönelik eylemlerden şahsi dava dilekçesinde bahsetmesi, reşit kızı adına da dava açıldığı şeklinde kabul edilmiş ise de, bu kabul dosya içeriğiyle uyumlu değildir. Diğer yönden bu husus doğru kabul edilse dahi, temyizin kapsamı, söylenen sözlerin Şahsi davacı F... A... yönünden sövme suçunu oluşturduğu iddiasıdır. Özel Dairece bu yönde herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulü ile, Özel Daire kararının kaldırılmasına, şahsi davacı F... A..."ın temyizi ile ilgili inceleme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile KABULÜNE,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 27.09.2006 gün ve 546-15373 sayılı düşme kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın şahsi davacı F... A... vekillerinin temyizi ile ilgili inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 12.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi.