Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-298 Esas 2006/289 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/17.HD-298
Karar No: 2006/289

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-298 Esas 2006/289 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-298 E., 2006/289 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-298 E., 2006/289 K.

  • KANUN YARARINA BOZMA
  • SANIĞIN YOKLUĞUNDA DURUŞMA
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 310 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 195 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 223 ]
  • "İçtihat Metni"

    Borçlu O... A..."ın mal beyanında bulunmama eyleminden dolayı İİY"nın 5358 sayılı Yasa ile değişik 337/1. maddesi uyarınca sonuç olarak 200 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin B... İcra Ceza Mahkemesince evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen 15.06.2005 gün ve 123-122 sayılı karara karşı yerel Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz yasa yoluna başvurulması ve itiraz mercii olan B... Ağır Ceza Mahkemesince 26.07.2005 gün ve 202 müt. sayı ile itirazın reddedilmesi nedeniyle kesinleşmesinin ardından Adalet Bakanı tarafından yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 28.09.2006 gün ve 4508/7375 sayı ile;

    "…

    …Yazılı emre dayanan ihbarnamede; tüm dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Yasanın 195/1. maddesinde "suç yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hallerde sanığa gönderilecek davetiye ile gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." Şeklinde düzenleme karşısında 02.05.2005 tarihli tensip zaptı ile sanığın savunmasının alınması için B... İcra Ceza Mahkemesine talimat yazılarak duruşmanın 06.07.2005 tarihine bırakılmasına karar verildiği halde, 15.06.2005 tarihinde duruşma açılarak, sanığın yokluğunda hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediği belirtilerek anılan hükmün 5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumuna işaret edilmiştir.

    Yazılı emre dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden B... Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/202 müteferrik sayılı kararının BOZULMASINA, hükmolunan cezanın çektirilmemesine.." karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 22.11.2006 gün ve 172406 sayı ile; bozma nedenine göre Yerel Mahkemede yeniden duruşmalı yargılama gerçekleştirilmesi gerektiği, bu itibarla Özel Dairece cezanın çektirilmemesine karar verilemeyeceği görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire bozma kararından "cezanın çektirilmemesi" ibaresinin çıkartılmasına ve "dosyanın müteakip işlemlerin mahkemesince yapılması için mahalline gönderilmesine" karar verilmesini istemiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle duruşmalı yargılama yapılması gerekirken, evrak üzerinde gerçekleştirilen inceleme sonunda borçlunun idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, bu kararın yasa yararına bozulması halinde mahallinde yeniden yargılama yapılması olanağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

    Öğretide "olağanüstü temyiz" olarak adlandırılan bu olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları "kanun yararına bozma" adı ile 5271 sayılı CYY"nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.

    5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtay"ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay"ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.

    Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

    Bozma nedenleri;

    5271 sayılı Yasanın 223 üncü maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309. maddenin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.

    Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.

    Davanın esasını çözen mahkûmiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise, (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, "tekriri muhakeme" yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.

    4"üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde de yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.

    İnceleme konusu olayda, mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle borçlunun İİY"nın 349 ve 350. maddeleri hükümlerine aykırı olarak evrak üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda 5358 sayılı Yasa ile değişik 337. maddesi uyarınca sonuç olarak 200 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi savunma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılması sonucunu doğurduğundan yasaya mutlak aykırılık oluşturmakta ve kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmektedir. Ancak CYY"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi kapsamındaki bu bozma nedeni Yerel Mahkemece yeniden yargılama yapılmasını gerektirdiğinden ve varlığı saptanan hukuka aykırılık ceza verilmemesi sonucuna ulaştırır nitelik taşımadığından cezanın çektirilmemesine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Unutulmamalıdır ki; 5271 sayılı CYY.nın 309. maddesi uygulamasında, suçu ya da kabahati sabit olan ve eylemi cezai yaptırımı gerektiren kişi hakkında herhangi bir usulî nedenle "cezanın çektirilmemesine" karar verebilmek olanağına yer verilmemiştir. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2- Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28.09.2006 gün ve 4508-7375 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

    3- Adalet Bakanının isteminin kabulü ile B... Ağır Ceza Mahkemesinin 26.07.2005 gün ve 2005/202 müt. sayılı kararının KALDIRILMASINA, buna bağlı olarak B... İcra Ceza Mahkemesinin 15.06.2005 gün ve 123-122 sayılı kararının CYY"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca YASA YARARINA BOZULMASINA,

    4- B... İcra Ceza Mahkemesince İİY"nın 349 ve 350. madde hükümlerine uygun olarak yeniden yargılama yapılmasını teminen dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 05.12.2006 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara