Esas No: 2015/1670
Karar No: 2015/2877
Karar Tarihi: 23.06.2015
Güveni kötüye kullanma - dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1670 Esas 2015/2877 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin ""30.10.2010"" yerine 2010 olarak belirtilmesi; gerekçeli kararın "delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe" bölümünde, sanığın ..."a yönelik eyleminin sevk maddesinin TCK"nın 157/1.maddesi şeklinde belirtilmesi gerektiği halde TCK"nın 155/1.maddesi olarak belirtilmesi ve hüküm fıkrasının sonunda kararın sanık ve katılanların yüzüne karşı verildiğinin belirtilmesi gerektiği halde, sanık ve katılanların yokluğunda verildiğinin belirtilmesine ilişkin yanlışlıklar mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.
Katılanlara ait kırtasiye dükkanında, malzeme dağıtım elemanı olarak işe başlayacak olan ve kendisini emekli öğretmen olarak tanıtan sanığın, deneme amaçlı olarak dükkana gidip gelmeye başladığı, bu sırada katılan Zülfiye"den elektrik borcunu ödemek için aldığı bir miktar parayı ilgili yere yatırmadan şahsi ihtiyaçları için kullanarak uhdesinde tuttuğu, aynı zamanda katılanların aile dostları olan şikayetçi ..."un yanına giderek kendisinin acil bir işi için ihtiyacının olduğunu belirtip haberi olmadığı halde katılan Ümit"in bilgisi dahilinde geldiğini söyleyerek bir miktar borç para almak suretiyle haksız menfaat temin ettiği iddia edilen olayda,
Tüm dosya kapsamına göre, sanığın gerçekleştirdiği sabit olan güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında TCK"nın 53/1. maddesi uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemiş ise de; hapis cezasının kanuni sonucu olan bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, her iki suçtan verilen hükümlerin ilgili fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla ayrı ayrı "120 GÜN", "100 GÜN" ve "2000 TL" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve " 80TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.