Esas No: 2019/550
Karar No: 2019/762
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2019/550 Esas 2019/762 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/550 KARAR NO : 2019/762 KARAR TR: 25.11.2019
|
ÖZET : Davacının hükümlü olarak bulunduğu Kocaeli 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kapasite fazlası koğuşlarda kaldığı, yer yatağında yattığı, sıcak suyun kotaya bağlandığı, özel hayatın gizliliği kavramı kalmadığı, olumsuz şartlar nedeniyle psikolojik ve fiziksel olarak sağlığının bozulduğundan dolayı manevi tazminat istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacı : S.Ç.
Davalı : Hasımsız
O L A Y:Davacı dava dilekçesinde özetle; Kocaeli 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan davacının tutuklu olarak bulunduğu süre içerisinde kapasite fazlası koğuşta kaldığını ve bu fazlalık nedeniyle yer yatağında yattığını; Anayasanın 17/1, 17/3 maddelerinde yer alan kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığına aykırı olması ve ihlal edilmesi gerekçesiyle Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden yaşanan hak ihlalleri nedeniyle 1.500.000,00-TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerine dava açmıştır.
KOCAELİ İNFAZ HÂKİMLİĞİ: 14.3.2019 gün ve E:2019/937, K:2019/1389 sayı ile, 4675, 5402 ve 5275 sayılı Kanun hükümlerinden sözederek; davacının tutuklu olarak bulunduğu süre içerisinde kapasite fazlası koğuşta kaldığına ve bu fazlalık nedeniyle yer yatağında yatmasının bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem niteliğinde olduğu dolayısıyla tazminat talebinin idari yargı mercilerince incelenmesi gerektiği gerekçesiyle, tazminat istemine ilişkin talebinin yargı yolu nedeni ile reddine, talep konusunda idari yargı mercilerinin görevli olduğuna karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacı bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
KOCAELİ 2. İDARE MAHKEMESİ: 16.4.2019 gün ve E:2019/377 sayı ile, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı ve mevzuatta söz konusu uyuşmazlığın niteliği itibariyle idari yargının görev alanına girdiğine ilişkin özel bir düzenleme getirilmediği dikkate alındığında, uyuşmazlığın adli yargı yerinde (İnfaz Hâkimliği) çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kamımın 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi"nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 25.11.2019 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Gülşen AKAR PEHLİVAN"ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının hükümlü olarak bulunduğu Kocaeli 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kapasite fazlası koğuşlarda kaldığı, yer yatağında yattığı, sıcak suyun kotaya bağlandığı, özel hayatın gizliliği kavramı kalmadığı, olumsuz şartlar nedeniyle psikolojik ve fiziksel olarak sağlığının bozulduğundan dolayı 1.500.000,00-TL manevi tazminatın tahsiliistemiyleaçılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinde idari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 141. maddesinin 1. fıkrasında, "Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen...
...kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise "Birinci maddede yazan haller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir" düzenlemesi mevcuttur.
Aynı Kanun"un "Tazminat İsteminin Koşulları" başlıklı 142. maddesinin 1. fıkrasında ise, karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabileceği; istemin, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanununun "İnfazda Temel İlke " başlıklı 2.maddesinde; "- (1) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır.
(2) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz." hükmüne yer verilmiştir.
4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun"un, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin saplanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hâkimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmü ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar" başlıklı 6. maddesinin 3.fıkrasında, "İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir" hükmü ve son fıkrasında "İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine (...) yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz” hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının Kocaeli 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumundatutuklu olarak bulunduğu süre içerisinde kapasite fazlası koğuşta kaldığını ve bu fazlalık nedeniyle yer yatağında yattığını, Anayasanın 17/1, 17/3 maddelerinde yer alan kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığına aykırı olması ve ihlal edilmesi gerekçesiyle Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden yaşanan hak ihlalleri nedeniyle 1.500.000,00-TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyledavanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle adli yargının görevli olduğuna, Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 14.3.2019 gün ve E:2019/937, K:2019/1389 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 14.3.2019 gün ve E:2019/937, K:2019/1389 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.11.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZERAKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Ahmet
TUNÇ TOPUZ ARSLAN