Esas No: 2006/3-259
Karar No: 2006/264
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/3-259 Esas 2006/264 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Genel Kurulu, 2006/3-259 E., 2006/264 K. kararında, sanığın devrik orman emvalini kesip götürmesi suçundan 2.122 YTL adli para cezası ve orman emvali, kullanılan balta ve atın zoralımına karar verildiğini belirtir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kanunları yanlış uyguladığını belirterek kararı bozdu. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren yeni yasaların sanık lehine değişiklik yapmadığına dikkat çekerek yerel mahkeme hükmünün diğer yönlerinin incelenmesi gerektiğini belirtti. Sonuç olarak, Yerel Mahkeme hükmünün diğer yönleri incelenmek üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderildi. Kararda, 6831 sayılı Orman Kanunu Madde 91, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu Yürürlük ve Uygulama Şekli Kanunu Madde 5, 647 sayılı Ceza Infazı Hakkında Kanun Madde 4 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 59 belirtilmiştir.
Ceza Genel Kurulu 2006/3-259 E., 2006/264 K.
"İçtihat Metni"
Devlet ormanından devrik emval kesme suçundan sanık H... G..."un 6831 sayılı Orman Yasası"nın 91/5-son, 765 sayılı Yasanın 59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca sonuç olarak 2.122 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, suçtan elde edilen orman emvali ile suçta kullanıldığı anlaşılan bir adet balta, bir adet semer takımı ve at"ın 6831 sayılı Yasanın 108/son maddesi uyarınca zoralımına ilişkin olarak O... Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 20.07.2005 gün ve 54-109 sayılı hüküm sanık ve Yerel C.savcısı tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 18.09.2006 gün ve 4004-6599 sayı ile;
"5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde "zaman bakımından uygulama" 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde ise, "lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul" kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı TCK.nun 7. ve genel hükümleri ile 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 07.11.2006 gün ve 190951 sayı ile;
"Yerel Mahkeme hükmü 20.07.2005 tarihinde tesis edilmiş olup bozma ilamında belirtilen yasal düzenlemeler bu tarih itibariyle yürürlükte bulunduğundan, Özel Dairece, hükmün esası incelenerek, yeni yasal düzenlemelerin sanığın hukuki durumunu etkileyip etkilemediği belirlenip varsa hukuka aykırılıklar saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenlemelerin hükümden sonra yürürlüğe girdiğinden bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu gözetilerek sair yönleri incelemeksizin hükmün bozulmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Kaldı ki; sanığa yüklenen suç özel ceza yasası olan 6831 sayılı Orman Kanunun 91/5. maddesi kapsamında kalan devlet ormanından düşük ve devrik emval temin etme suçu olup 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda sanık lehine yeni bir düzenleme getirilmemiştir.
Ayrıca, kabul ve uygulanan yasa maddeleri sanık lehine bulunduğundan, 5237 sayılı TCK 7 ve 5252 SK. 9/3. maddeleri uyarınca mahkemenin gerekçeli kararında önceki ve sonraki yasaları ayrı ayrı uygulayarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan yasayı belirleyip kararda göstermemesi de sonuca etkili değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 gün ve 2005/3-164 - 2005/168 sayılı kararında da 01.06.2005 tarihinden önce verilen bir hükümde yeni yasal düzenlemelerde sanık lehine hüküm bulunmadığı takdirde hükmün esasının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayımızda; hüküm tarihi itibariyle yeni yasal düzenlemeler yürürlükte bulunduğundan ve sanık lehine yeni bir hüküm getirilmediğinden, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine gerek bulunmamakta, hükmün esasına girilerek incelenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşünülmektedir." görüşü ile itiraz ederek Özel Daire kararının kaldırılmasını, dosyanın esastan incelenmek üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel Mahkeme 20.07.2005 gün ve 54-109 sayılı kararı ile, sanığın devrik orman emvalini kesip götürürken yakalandığını kabul etmek suretiyle sanığın 6831 sayılı Orman Yasasının 91/5-son, 765 sayılı TCY"nın 59. ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 2.122 YTL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine yer olmadığına, suça konu orman emvali, suçta kullanılan balta ile nakilde kullanılan at"ın 6831 sayılı Yasanın 108/son maddeleri uyarınca zoralımına karar vermiş, bu hüküm Özel Dairece, 5237, 5252 ve 5271 sayılı Yasaların hükümden sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle yerel mahkemenin anılan yasaları yeniden değerlendirmesinde zorunluluk bulunduğunu belirterek, sair yönlerini incelemeksizin hükmü bozmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, bozma kararında sözü edilen yasaların hükümden önce yürürlüğe girdiğini, bu nedenle sanığın hukuki durumunun anılan yasa hükümlerine göre yeniden incelenmesine gerek bulunmadığını, hükmün diğer yönlerinin Özel Dairece incelenmesi gerektiğini belirterek itiraz etmiştir.
İncelenen dosyada;
5237, 5252 ve 5271 sayılı yasaların yerel mahkeme hükmünden önce 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girdiği, nitekim adlî para cezasına hükmetmiş bulunan yerel mahkemenin 5252 sayılı Yasanın 5. maddesini uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve sanık lehine değişiklikler yapan yeni yasalar bulunmadığına göre, suçtan önceki ve sonraki yasaların yargılama konusu eylem bakımından isabetli biçimde karşılaştırılıp karşılaştırılmadığı hususu da dahil olmak üzere Özel Dairece hükmün diğer bütün yönleriyle incelenmesi zorunludur. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 18.09.2006 gün ve 4004-6599 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Yerel Mahkeme hükmünün diğer yönleri incelenmek üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28.11.2006 günü oybirliği ile karar verildi.