Esas No: 2006/2-249
Karar No: 2006/247
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/2-249 Esas 2006/247 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/2-249 E., 2006/247 K.
"İçtihat Metni"
Sanıkların tehdit suçundan beraatlerine ilişkin M... 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 19.07.2005 gün ve 1484-1102 sayılı hüküm, şikayetçi tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 25.09.2006 gün ve 1466-15136 sayı ile;
"5271 sayılı CMK.nun yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden sonraki duruşmalarda hazır bulunmayan müştekiye, aynı Kanununun 238/2. maddesi uyarınca davaya katılmak isteyip istemeyeceğinin sorulmamasında usul ve kanuna aykırı bir durum görülmediğinden tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Kamu davası açıldıktan sonra 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 365 ve devamı maddelerine göre usulen mahkemeye başvurarak davaya müdahil olmamış ve bu sıfatı kazanmamış olan müşteki F... Ünsal"ın sanıklara yönelik temyiz talebinin sıfatı itibariyle tebliğnameye aykırı olarak reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 02.11.2006 gün ve 195371 sayı ile;
1- Olağan yasa yolarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 310. maddesinde yer alan koşullardan temyizin süresinde yapılması ve isteğin bu konuda hak ve yetkisi olan kişilerce yerine getirilmesi yasa gereğidir.
Dosyanın incelenmesinde; yargılama aşamasında müştekinin, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve tanık bildirilmesini içeren 28.02.2005 ve 20.05.2005 günlü dilekçelerini hakime havale ettirdiği, tanıkların çağrılıp beyanlarına başvurulduğu, müştekinin, şikayetinin yargılamanın sonuna kadar devam ettiği ancak davaya katılıp katılmayacağının sorulmadığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 366. maddesinde katılma usulü düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında "Müdahale, merciine verilecek bir dilekçe veya tutanak tutulmak üzere zabıt katibine yapılacak bir beyanla olur. Bu tutanak reis veya hakime tasdik ettirilir." Hükmü getirilmiştir.
Şikayetçinin, yargılama aşamasında soruşturmanın genişletilmesi ile ilgili olarak tanık dinletmeyi içeren dilekçeler ile başvuruda bulunmasının davaya katılma isteği niteliğinde olduğu gözetilmeyerek, bu istek hakkında mahkemesince olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenlerle süresinde olan temyiz isteğinin kabul edilerek açıklanan nedenle hükmün bozulmasına karar verilmesi yerine yazılı biçimde temyiz isteğinin reddine karar verilmesi,
2- Keza; kararın verildiği tarihte 5271 sayılı CMK"nun yürürlüğe girmesi ve katılma ile ilgili yasanın 237 ve 238. maddelerinde yeni düzenlemeler yapılması nedeniyle bu yasanın olayımızda uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerekmektedir.
Çözümlenmesi gereken sorun katılma ile ilgili olarak 1412 sayılı CMUK"nun yanında hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nun uygulanıp uygulanmayacağı noktasındadır.
Yargılama, yasalarının zaman bakımından uygulanmasında genel ilke derhal uygulama, hemen uygulama ilkesidir. Bunun istisnası yasada aksi uygulamanın belirtilmiş olması halidir. Derhal uygulama ilkesi uyarınca, usul işlemleri, yapıldığı sırada yürürlükte bulunan yargılama yasası hükümlerine tabidir. Yürürlükteki yasaya göre yapılmış işlemler de sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle geçerliliğini yitirmeyecektir. Yürürlüğe giren yeni yasa yargılaması devam eden davalarda hemen uygulanacaktır. Ancak, bu durum, önceki yasanın yürürlükte bulunduğu dönemde, o yasaya uygun biçimde yapılmış işlemlerin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi yenilenmesini de gerektirmeyecektir. Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.03.2006 tarih 2006/9-44 Esas, 2006/54 sayılı kararı aynı doğrultudadır.
Somut olayda, müştekinin şikayeti üzerine sanıklar hakkında yaralama, tehdit ve sövme suçlarından dava açılmış, yargılama sırasında müşteki dolaylı katılma isteğini içeren tanık listesini gösteren dilekçelerini ibraz etmiş, 5271 sayılı CMK yürürlüğe girdikten sonra müştekinin hazır bulunmadığı son oturum olan 14.06.2005 tarihinde sanıklar hakkında delil yetersizliği gerekçesiyle beraat hükmü kurulmuştur.
Müştekinin tanık listesini içeren dilekçesi üzerine, müdahilliğine karar verilmemesi tek başına bozma nedeni olması yanında, 5271 sayılı CMK"nun 238/2. maddesi uyarınca; davaya katılma hakkının kullanılması için dilekçe ile başvurma yönteminin yanı sıra, sözlü olarak yapılan istemin duruşma tutanağına geçirilmesi de yeterli görülmüş, hatta şikayetçi olan kişiye mahkemelerce, davaya katılmak isteyip istemediğinin sorulması hususunda zorunluluk getirilmesi nazara alındığında, müştekinin çağrılıp anılan madde uyarınca da davaya katılıp katılmayacağının sorulmayarak 5237 sayılı CMK"nun 238/2. maddesine aykırı davranılması nedeniyle de kararın bozulması gerektiği, görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 25.09.2006 gün ve 2006/1466-15136 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, 1412 sayılı CMUK"nun 366 ve 5237 sayılı CMK"nun 238/2. maddelerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Şikayetçi F... Ünsal M... C.Başsavcılığına sunduğu 15.4.2004 tarihli şikayet dilekçesinde; içlerinde B... Özen ve M... Özen"in de bulunduğu beş kişi tarafından, silahla tehdit edildiğini, kendisine karşı etkili eylemde bulunulduğunu ve hakaret edildiğini belirterek şikayetçi olmuş, R... Kartal, Prestij otel lojman amiri ve A... isimli lojman görevlisini de tanık olarak göstermiştir.
C.Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda; M... Özen, B... Özen ve S... Erdem haklarında silahlı tehdit ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, 1.11.2004 tarih ve 996 sayılı iddianame ile de anılan üç sanık hakkında "sanıkların, suç tarihinden 1 hafta öncesinde, kendilerine ait ev telefonunu rahatsız ettiği gerekçesi ile müştekinin çalıştığı otele gittikleri ve not bıraktıkları, telefonla arayarak sinkaflı sözler ile sövdükleri, "seni yaşatmayacağız" sözleriyle tehdit ettikleri, müştekinin aracını durdurarak tekme ve tokat ile vurdukları," iddiasıyla, TCY"nın 191/1, 482/2 ve 456/4. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
Şikayetçi F... Ünsal Sulh Ceza Mahkemesine hitaben yazdığı 28.2.2005 tarihli dilekçesinde; açık adreslerini bildirdiği R... Kartal, K... Aras ve A... Balgamış"ın tanık olarak dinlenilmelerini ayrıca, M... Özen"in savunmalarında bir bayanı rahatsız ettiği iddiası hususunda da, adı geçen bayanın adının tespit edilerek tanık olarak dinlenilmesini istemiş,
17.2.2005 tarihinde yapılan ilk oturumda, sanıkların savunmaları ve şikayetçinin beyanları saptanmış, şikayetçi şikayetini tekrar ederek, tanıklarını gelecek celse hazır edeceğini bildirmiş, mahkemece şikayetçinin ismini bildirdiği tanıkların soyadlarını mahkemeye bildirmesi için süre verilmesine, tanık K... Aras"ın davetiye ile celbine ve yargılamanın 24.5.2005 gününe bırakılmasına karar verilmiştir.
Şikayetçi 20.5.2005 tarihli dilekçesinde, 24.5.2005 tarihli duruşmaya yoğun işleri nedeniyle katılamayacağını belirterek, dinlenilmesini istediği tanıkları R... Kartal ve A... Belgamış"ın adreslerini bildirmiştir.
Şikayetçi 24.5.2005 tarihli oturuma mazeretli olarak katılmamış, bu celsede K... Aras tanık olarak dinlenilmiş, şikayetçinin bildirdiği tanıkların davetiye ile celplerine karar verilerek yargılama 19.07.2005 tarihine ertelenmiştir.
19.07.2005 tarihli oturumda sanıklar hazır olduğu halde, şikayetçinin yokluğunda tanıklar R... Kartal ve A... Belgamış"ın beyanları saptanarak her üç sanığın beraatlerine karar verilmiş, 06.09.2005 tarihinde şikayetçiye kalemde tebliğ edilen hüküm, şikayetçi tarafından aynı gün temyiz edilmiş, ancak temyiz istemi Yargıtay 2. Ceza Dairesince 25.09.2006 gün ve 1466-15136 sayı ile red edilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 02.11.2006 gün ve 195371 sayı ile; itiraz yasayoluna başvurularak, temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılıp, 1412 sayılı CMUK"nun 366 ve 5237 sayılı CMK"nun 238/2. maddelerine aykırı olarak verilen yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
Görüldüğü gibi öncelikle çözümlenmesi gereken sorunlar, usulüne uygun bir katılma istemi bulunup bulunmadığı ve ayrıca yargılamanın 5271 sayılı Yasa döneminde sonuçlandırılması nedeniyle 5271 sayılı Yasanın 238/2. maddesinde yer alan; "Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur." hükmünün somut olayda uygulanma olanağının olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 09.02.1999 gün ve 8-12, 28.05.2002 gün ve 129-261 sayılı kararında kabul edildiği ve süreklilik gösteren benzer kararlarında da vurgulandığı üzere; kamu davasının açılmasından sonra mahkemesine verilen dilekçelerle, sanığın cezalandırılmasını temin amacıyla tanık gösterilmesi veya soruşturmanın genişletilmesinin talep edilmesi davaya katılma istemi niteliğindedir. Anılan içtihatlar 5271 sayılı CMK uygulamasında da geçerliliğini korumaktadır. Konu yargılamada şikayetçi tarafından verilen 28.02.2005 ve 20.05.2005 tarihli dilekçeler bu nitelikte bulunduğundan 1412 sayılı CMUY"nın 366/2. maddesi uyarınca Yerel Mahkemece öncelikle bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile dosyanın 5271 sayılı Yasanın 237/2. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir. CYY"nın 238. maddesine aykırı davranılıp davranılmadığına ilişkin itiraz nedeninin ise somut olaydaki özellik nedeniyle bu aşamada değerlendirmesine gerek bulunmamaktadır.
SONUÇ
: Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 25.09.2006 gün ve 1466-15136 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 21.11.2006 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.