Esas No: 2006/6-218
Karar No: 2006/244
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/6-218 Esas 2006/244 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/6-218 E., 2006/244 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan; O... Asliye Ceza Mahkemesince 29.03.2001 gün ve 311-147 sayı ile; "sanığın, 765 sayılı Yasanın 492/1,522,55/3. maddeleri gereğince 5 ay 10 gün hapsine, takdiri indirime ve 647 sayılı Yasanın 4. ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına, 2253 sayılı Yasanın 38/2-4. maddeleri uyarınca erteli cezanın aynen infazına" karar verilmiş, bu hüküm Yargıtay 6. Ceza Dairesince 16.10.2003 gün ve 17383-7009 sayı ile onanarak kesinleşmiştir.
5237 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yerel Cumhuriyet savcısının bu Yasa hükümlerinin uygulanmasını talep etmesi üzerine evrak üzerinde yapılan uyarlama yargılaması sonunda; "…
…765 sayılı Yasa hükümlerinin cezanın takdiren ve asgari hadden verildiği nazara alınarak açıkça lehe olduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı Yasaya göre K... Tekin hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına…
…." ilişkin O... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.07.2005 gün ve 311-147 EK sayılı hüküm, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, kararı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 03.07.2006 gün ve 14223-7054 sayı ile;
"Kayden 28.05.1984 doğumlu olup suçun işlendiği 15.09.2000 günü 15 yaşını bitirmiş 18 yaşını tamamlamamış olan sanık K... Tekin hakkında, 765 sayılı Yasanın 492/1, 522/1, 55/3, 95/2 maddeleri uyarınca sonuçta hükmedilen 5 ay 10 gün hapis cezasına ilişkin O... Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2001 gün ve 2000/311 esas, 2001/147 sayılı kararının, Dairemizin 16.10.2003 gün ve 2002/17383 esas, 2003/7009 karar sayılı kararı ile "suç tarihinde 18 yaşından küçük kişiler hakkında hükmolunan para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğu" gözetilmeden onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır." gerekçesi ile;
"O... Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2005 gün 2000/311 esas, 2003/7009 sayılı kararına karşı, 5271 sayılı CMK"nun 308/1. maddesi gereğince Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz edilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE.." karar verilerek dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16.10.2006 gün ve 2005/170121 sayı ile;
"Kayden 28.05.1984 doğumlu olup, suçun işlendiği 15.09.2000 günü 15 yaşını bitirmiş 18 yaşını tamamlamamış olan sanık K... Tekin hakkında, 765 sayılı Yasanın 492/1, 522, 55/3, 95/2. maddeleri uyarınca sonuçta hükmedilen 5 ay 10 gün hapis cezasına ilişkin O... Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2001 gün 2000/311 esas, 2001/147 karar sayılı kararının, Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16.10.2003 gün 2002/17383 esas, 2003/7009 karar sayılı kararı ile "suç tarihinde 18 yaşından küçük kişiler hakkında hükmolunan kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaların 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde öngörülen para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğu" gözetilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı Yasanın 308/1 maddesi gereğince, Yargıtay Yüksek 6. Ceza Dairesinin 16.10.2003 gün ve 2002/17383, 2003/7009 sayılı onama kararının kaldırılarak, O... Asliye Ceza Mahkemesinin sanık K... Tekin ile ilgili 29.03.2001 gün ve 2000/311 esas, 2001/147 karar sayılı kararının BOZULMASINA,
Sanık K... Tekin tarafından yapılan aynı mahkemenin 07.07.2005 gün ve 2000/311-2001/147 sayılı yeni yasa uyarlaması ile ilgili kararının temyizi ile ilgili olarak yaptığı talep konusunda karar verilmek üzere dosyanın, Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine.." karar verilmesi itirazen talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Görüldüğü üzere; itiraza konu edilen husus, Özel Dairenin 16.10.2003 gün ve 17383-7009 sayılı kararına konu edilen, O... Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2001 gün ve 311-147 sayılı kararında yer alan; suç tarihinde 16 yaşında olan sanık K... Tekin hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 sayılı Yasanın 4/2. maddesi gereğince tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğuna uyulmaması ile ilgilidir.
Sanık K... Tekin"in, arkadaşı R... Dakes ile birlikte geceleyin cam kırmak suretiyle A... Yıldız"a ait işyerinde bulunan 100 milyon lira değerindeki televizyon ve bu televizyona ait kumandayı almak suretiyle hırsızlık suçunu işlediği, başta sanıkların ikrarı olmak üzere tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Esas itibarıyla, bu yönlere ilişen bir ihtilaf ta mevcut değildir.
İtirazın kapsamına göre; inceleme hükümlü K... Tekin hakkındaki hükme hasren yapılmıştır.
İhtilaflı hususa gelince;
Bilindiği üzere; 5271 sayılı Ceza Yargılama Yasası büyük kısmı itibarıyla 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Buna karşılık, 322. maddenin 4,5 ve 6. fıkralarında yer alan düzenlemeler dışındaki temyiz yasa yoluna ilişkin düzenlemeler açısından 1412 sayılı Ceza Yargılamaları Usulü Yasası halen yürürlüktedir. 322. maddenin 4,5 ve 6. fıkralarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı ile karar düzeltme yasa yolları yer almaktadır. Şu durumda; 322. maddenin anılan fıkraları yürürlükten kaldırıldığına göre, 01.06.2005 tarihinden sonra yapılacak yargılama işlemlerinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı ve karar düzeltme yasa yolları yönünden, 5271 sayılı Yasada yer alan hükümlerin uygulanması gerekecektir. 1412 sayılı Yasada yer alan karar düzeltme yasa yoluna 5271 sayılı Yasada yer verilmemiştir. Bu nedenle, 01.06.2005 tarihi itibarıyla karar düzeltme yoluna başvurma olanağı ortadan kalkmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı ise, 5271 sayılı Yasanın 308. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, 1412 sayılı Yasada yer alan düzenlemeden farklı olarak lehe itiraz durumunda süre sınırlandırması kaldırılmıştır.
Usul kurallarının yürürlükte oldukları süre içerisinde cereyan eden yargılama işlemlerine uygulanacağı hususu tartışmasızdır. Bununla birlikte; sonradan ortaya çıkan bir usul kuralının sanık lehine yeni bir hakkın kullanılmasına olanak vermesi halinde, belirtilen hakkın kullanılabilmesi için bu usul kuralının yürürlüğünden önceki durumları da etkileyebilecek şekilde uygulanabilmesi mümkündür.
Somut olayda; suç tarihinde 16 yaşında olan sanık hakkında 765 sayılı Yasanın 492/1,522 ve 55/3. maddeleri uygulanmak suretiyle 5 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmiştir. Ancak; hükmedilen hürriyeti bağlayıcı cezanın kısa süreli olması itibarıyla 647 sayılı Yasanın 4/2. maddesi uyarınca yasada sayılan tedbirlerden birisine çevrilmesi zorunluluğuna uyulmamıştır. Hüküm, anılan eksikliğe rağmen Özel Daire tarafından onanarak 16.10.2003 tarihinde kesinleşmiştir. O tarihte yürürlükte olan yasada olanak tanınmasına karşılık, karar düzeltme ya da itiraz yasa yollarına başvurulmamıştır. Bununla birlikte, uyarlama yargılaması sonunda verilen kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı tekrar inceleyen Yüksek Daire bu eksikliği fark ederek, 5271 sayılı Yasanın 308. maddesi gereğince itirazda bulunulması için dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da aynı doğrultuda istemde bulunmuştur. 5271 sayılı Yasanın 308. maddesinde yer alan ve "sanık lehine itirazda süre sınırlamasını kaldıran" düzenleme, sanığın lehine olmak koşuluyla, kesinleşen hükmün verildiği sırada olmayan yeni bir hakkın kullanılmasına olanak sağlamaktadır. O nedenle, 5271 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak dahi, yasanın 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın süresiz olarak itiraz yasa yoluna başvurabileceğini kabul etmek gerekecektir.
Diğer bir hususa gelecek olursak;
1412 sayılı Yasanın halen yürürlükte olan temyiz yasa yoluna ilişkin maddelerine bakıldığında; bir hükmün temyiz edilmesi üzerine hangi işlemlerin yapılacağı, temyiz yargılamasının şekli, kapsamı ve temyiz yargılaması sonunda verilebilecek kararların nelerden ibaret olduğunun bu kısımda düzenlendiği görülmektedir. Buna göre; bir hükmün temyiz yargılamasına konu edilmesi halinde Yargıtay ilgili Özel Dairesi yasada yer alan kararlardan birisini vermelidir.
Olayımızda; temyiz edilerek Özel Daire önüne getirilen hüküm O... Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2005 gün ve 311-147 EK sayılı kararında yer almaktadır. Özel Daire; uyarlama yargılaması sonunda verilen bu hükmü inceledikten sonra; kesinleşen hükümde yukarıda değinilen eksikliği tespit etmesi halinde, uyarlama yargılamasının sonucunu etkilemesi bakımından öncelikle kesinleşen hükümdeki hukuka aykırılığın giderilmesi gerektiğine işaret ederek, bu hususun halledilmesinin ardından uyarlama kararı verilmesi gereğinden bahisle bozma kararı vermeli iken, bunu yapmayarak kesinleşen hükümdeki hukuka aykırılığın giderilmesini sağlamak için itiraz kanun yoluna başvurulması istemiyle dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na bizzat gönderme yolunu tercih etmiştir. Buna rağmen; sonuçları itibarıyla düşünüldüğünde değişen bir şey yoktur.
Bu nedenlerle itirazın kabulüne, Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin hükmünün bozulmasına ve temyiz edilen uyarlama kararı ile ilgili olarak karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 16.10.2003 gün ve 17383-7009 sayılı sanık K... Tekin ile ilgili onama kararının KALDIRILMASINA,
3-O... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29.03.2001 gün ve 311-147 sayılı sanık K... Tekin ile ilgili kararının belirtilen nedenle BOZULMASINA,
4- O... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07.07.2005 gün ve 311-147 Ek sayılı hükümlü K... Tekin hakkındaki hükmüyle ilgili olarak bir karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2006 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.