Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/57 Esas 2018/336 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2018/57
Karar No: 2018/336

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/57 Esas 2018/336 Karar Sayılı İlamı

 

                          T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS   NO : 2018/57

            KARAR NO : 2018/336

            KARAR TR: 28.05.2018

ÖZET : Davalı belediye tarafından yapılan ıslah imar planı uygulaması sonrasında davacılara ait taşınmaza karşılık, eksik yer verildiği ve kamulaştırmasız el atıldığı nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL eksik yer bedelinin faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

KARAR         

 

 

                                                                                                                                                                                                                                               

            Davacılar : 1-E.Z.C.

2-F.N.B.

3-M.Ş.E.

4-M.E.E.

5- M.B.

Vekili       : Av. İ.K.

Davalı    : İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili       : Av.T. (D.) Ö.

                                         

O L A Y:  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi İ.E."in 25.5.1957 tarihinde, İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, 2051 ada, 1 parsel sayılı 460.614 M2 yüzölçümlü taşınmazdan 300/76320 hisse satın aldığını, murisin satın aldığı hissenin toplamının 1.810,58 M2 ye tekabül ettiğini, davalı idarenin ıslah-imar plan uygulaması yaptığını, davacıların murisinin 300/76320 hissesinin hiç bir mahkeme kararı olmadan 300/457920 olarak değiştirilip küçültüldüğünü, murisin 1.810,58 M2 lik hissesine karşılık Bayraklı İlçesi, Emek Mahallesi 36779 ada, 5 parselde 79 m2 lik tam hisse, 6 parselde 91 M2 lik tam hisse, 7 parselde 26/123 hisse olmak üzere toplam 196 M2 lik hisse verildiğini, bu durumun açıkça mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, davalı belediye tarafından 1987 yılında yapılan ıslah-imar uygulaması sonucu davacıların murisine ait resmi tapu kaydındaki hisse payının haksız ve hukuka aykırı olarak değiştirilerek küçültülmesi nedeni ile, verilmeyen 980 M2 lik eksik kısmın emsal araştırması yapılarak dava tarihinden itibaren değerinin belirlenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL eksik yer bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı İdare vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuştur.

İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 7.2.2017 gün ve E:2016/624, K:2017/88 sayı ile, Uyuşmazlık Mahkemesinin 7.2.2011 tarih 2010/226 esas 2011/25 sayılı kararına istinaden herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmaksızın imar planı uygulaması nedeni ile davacıların murisine ait taşınmazın hisselerinin değiştirerek küçültülmesi işleminde davacıların uğramış olduğu zararların tazminine yönelik davaların 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu"nun 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından tam yargı davası şeklinde idari yargı yerinde dava açmaları gerektiğinden, HMK"nun 114/1 -(b) ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi: 9.5.2017 gün ve E:2017/422, K:2017/310 sayı ile, davanın imar uygulaması sırasında bedele dönüşen davacılar payına Belediyece takdir edilen bedelin (ki mevcut davada bedel takdir edilmediği yani 0 olduğu kabul edilerek) arttırılması istemi olarak algılanması gerektiği; nitekim Yargıtay kararlarında da bu şekilde nitelendirildiği ve eksik bedel davası adı ile işlem gördüğü; (Yargıtay 5.HD.nin 2012/14242-20501 E-K, 2013/14598-19822 E-K, 2013/23332 E 2014/9804 K vb). bu belirlemeye göre, davanın tam yargı niteliğinde olmadığı, adli yargı kapsamında kaldığının açık olduğu; buna göre, adli yargının görevli olduğu ve mahkemece, işin esasına girilerek; ıslah imar uygulaması ile ilgili tüm delil ve belgelerin celbi sağlanarak, davacı tarafa eksik m2 verilme nedeninin belirlenmesi, eksik bırakılan kısmın bedele dönüştürülüp dönüştürülmediğinin ve miktarının araştırılması, bedele dönüştürülürken payı için tespit edilen karşılığın davacılar adına bloke edilerek davacılara tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse tarihi, takdir edilen bedel ödenmişse, ödeme tarihi tespit edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından; HMK.nun 353/1.a.6 gereğince dosyanın iadesi gerektiğine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermiştir.

İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi:  28.9.2017 gün ve E:2017/454 sayı ile, Mahallinde 17.10.2017 günü keşif yapılmasına, yapılacak keşfe üç tane uzman bilirkişi götürülmesine, bilirkişi ve keşif ücretinin davacı tarafça karşılanmasına karar vermiştir.

Davalı vekilince süresi içerisinde verdiği beyan dilekçesinde, davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki talebi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcısına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 23.11.2017 gün veE:2017/104 sayı ile, 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 3290 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde, "İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir." hükmünün yer aldığı; olayda, uyuşmazlık, davacıların uygulama öncesinde hak sahibi oldukları paya karşılık ıslah imar planı uygulaması sonucunda yapılan tahsisin 2981 sayılı Yasaya uygun olup olmadığının ve bu işlem nedeniyle zararlarının bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olup, hatalı düzenlendiği belirtilen tapu kayıtlarının düzeltilmesi de istenilmediğinden, uyuşmazlığın 2981 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen parselasyon işleminden kaynaklandığının açık olduğu; bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, tek yanlı biçimde yapılan uygulama sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, durumun anılan Mahkemeye bildirilmesine karar vermiştir.

Dava dosyası Danıştay Başsavcılığının23.11.2017 gün ve E:2017/104 sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş olup, 15.1.2018 tarihinde kayda girmiş ve 29.1.2018 tarihindeYargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın görüşümahkememize 2.5.2018 tarihinde ulaşmıştır.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 26.4.2018 gün ve YY-2018/8133 sayı ile, Kanun hükümleri ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları dikkate alınarak davaya konu olan olay incelendiğinde, davacıların taşınmaz üzerindeki iddiaları, gayrimenkul mülkiyetinin kazanılma yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Kanunda öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı ve hak sahipliğinin tespiti ile geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği de dikkate alındığında, 2981 sayılı Kanuna dayanılarak açılan davanın görüm ve çözümünde de idari yargı yerinin görevli olduğu; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/09/2017 tarih ve 2017/454 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yönünde yazılı düşünce vermiştir.        

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 28.05.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca açılmış olan davada taraflarca ileri sürülen görev itirazı varsa, yargı yerlerinin kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmalarının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Ancak sözkonusu uyuşmazlıkta İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince görev itirazının reddedildiği ya da davada görevli bulunduğu yolunda herhangi birkarar verilmediği gibi; keşif yapılmasına, yapılacak keşfe üç tane uzman bilirkişi götürülmesine, bilirkişi ve keşif ücretinin davacı tarafça karşılanmasına karar verilmiştir.

Mahkemelerince verilen bu kararın 2247 sayılı Yasa"da öngörülen usul hükümlerine uymadığı açık ise de, davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazı mahkemenin ilk celsesinden önce yapılmış olmakla10. maddesinin ikinci fıkrasının öngördüğü koşullardan birinin gerçekleştiği; dosyada Danıştay Başsavcısınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar verildiği ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği gözetildiğinde, usul ekonomisi yönünden görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasanın 10.maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. Maddesi uyarınca reddi gerektiği yolundaki raporu okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, 2051 ada, 1 parsel sayılı, davacıların murisinin paydaşı olduğu taşınmazın da bulunduğu alanda yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda eksik yer verilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle eksik verilen miktara karşılık şimdilik 10.000,00-TL bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2981 sayılı "İmar Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6780 sayılı imar Kanunu"nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun"un "Tapu verme" başlıklı 10. maddesinde;

(Değişik : 22/5/1986 - 3290/4 md.)

a) Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verilir.

Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder.

(Ek : 18/5/1987 - 3366/4 md.) Ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir.

b) Üzerinde imar mavzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa veya arazilerde, kişilerin hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak valilik veya belediyelerin talebi üzerine:

1. Henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde, kadastro müdürlüklerince bu Kanunda belirtilen mülkiyet tespitine dair hükümler de uygulanarak,

2. Kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış yerlerde ise bu Kanunla verilen yetkiler kadastro müdürlüklerince kullanılarak,

Islah imar planlarının yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın: onayların alınmasına ve ilanların yapılmasına (askı ilanları hariç), komisyonların kurulmasına lüzum kalmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri veya 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre hak sahipleri tespit veya yeniden tayin edilerek adlarına tescil edilir.

Bu tespit sırasında özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisseler bedelsiz olarak resen tapudan terkin; okul, ibadet yeri ve benzer kamu hizmetlerine ayrılan yerler ise, bedelsiz olarak ilgili idareler adına tespit ve tescil edilir.

Hazine, belediye veya il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya arazileri üzerinde yapıldığı tespit edilen gecekondular hakkında da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.

(Ek : 18/5/1987 - 3366/4 md.) Belediye, hazine, özel idare veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa ve araziler üzerine gecekondu yapıldıktan sonra tespit edilerek kira kontratı düzenlenmiş gecekondu hak sahiplerine tapu tahsis belgesi ve tapuları verilir.

Hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapuları resen iptal edilir.

c) İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.

Bu gibi arazilerde hisse sahiplerinin malik olduğu hisse üzerindeki temliki tasurruflar ve bunlarla ilgili takyitler 11/6/1945 tarih ve 4753, 19/7/1943 tarih ve 4486 sayılı Kanunlar, 775 sayılı Gecekondu Kanunundaki hükümler dahil, uygulamayı durdurmaz. Bu gibİ işlemlerde takyitler hisse sahibine isabet edecek müstakil parsele aynen nakledilir ve yapılan işlem Medeni Kanunun 927 nci maddesine göre hak sahibine bildirilir. Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir.

Bu gibi yerlere ait yapılmış olan özel parselasyon planı, ıslah imar planı olabilecek nitelikte olduğu belediye veya valiliklerce uygun görüldüğü takdirde aynen kabul edilerek tescil edilir.

Üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler valiliğin talebi üzerine, belediye veya özel idareler adına resen tapuya tescil edilir. Islah imar planlarında genel bütçeye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan veya ayrılacak olan veya bir kamu hizmeti için lüzumlu görülen arsa veya araziler eski sahibi kamu idarelerine veya o işe tahsil edilmek üzere hazineye aynı şartlarla geri verilir.

Islah imar planı yapılmış ve yapılacak bölgelerde bu Kanun kapsamına giren ve tapu tahsis belgesi verilen hazine arsa ve arazileri, iktisap tarihine bakılmaksızın aynı amaçta kullanılmak üzere ilgili belediyelere devredilir." hükmüne yer vermiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davalı Belediye Başkanlığı tarafından yapılan ıslah-imar planı uygulaması sonucunda davacıların murisi İ.E."in 25/05/1957 tarihinde, İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Turan Mahallesi, 2051 ada, 1 parselde kayıtlı 460.614 M2 yüzölçümlü taşınmazdan 300/76320 hisse satın aldığını, murisin satın aldığı hissenin toplamının 1.810,58 M2 ye tekabül ettiğini, davalı idarenin 1987 yılında imar affı yasasının 3290 sayılı Yasayla değişik 10/c maddesine göre ıslah-imar plan uygulaması yaptığını, murisin 1.810,58 M2 lik hissesine karşılık Bayraklı İlçesi, Emek Mahallesi 36779 ada 5 parselde 79 m2 lik tam hisse, 6 parselde 91 M2 lik tam hisse, 7 parselde 26/123 hisse olmak üzere toplam 196 M2 lik hisse verildiğini, murise verilmesi gereken 980,00 M2 hissesinin verilmemiş olduğunu ileri sürerek, bu nedenle şimdilik eksik yer bedeli olarak 10.000,00-TL"nındava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Dolayısıyla, davacının taşınmaz üzerindeki temel iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa"da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı; hak sahipliğinin tespitinin ise idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği açıktır.

Bu durumda,2981 sayılı Yasa"da öngörülen hak sahipliği hükümleri uyarınca dava konusu taşınmazın yapılan ıslah imar planı uygulaması sonucunda eksik verilen miktara karşılık şimdilik 10.000,00-TL bedelin yasal faiziyle tazmini isteminin, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarına uygun olup olmadığının belirlenmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde, idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.9.2017 gün ve E:2017/454 sayılı kararın kaldırılmasıgerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.9.2017 gün ve E:2017/454 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 28.05.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

 

    Başkan                         Üye                               Üye                              Üye                  

      Nuri                          Şükrü                          Mehmet                          Suna            

NECİPOĞLU                   BOZERAKSU                           TÜRE            

 

 

 

                                            Üye                               Üye                               Üye

                                      Alaittin Ali                 Süleyman HilmiTurgay Tuncay  

                                          ÖĞÜŞ                           AYDIN                          VARLI

Hemen Ara