Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/3-145 Esas 2006/218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/3-145
Karar No: 2006/218

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/3-145 Esas 2006/218 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/3-145 E., 2006/218 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/3-145 E., 2006/218 K.

  • SUÇUN MANEVİ UNSURUNDA HATA
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 30 ]
  • "İçtihat Metni"

    Devlet ormanını işgal ve faydalanma suçundan sanıklar F... F... Beşeli ile A... Günay"ın beraatlerine ilişkin S... Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 19.03.2003 gün ve 268-28 sayılı hüküm katılan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 24.03.2005 gün ve 7609-2059 sayı ile;

    "Dosya kapsamından; suça konu tesislerin yer aldığı D... Köyü 228 ada 1 ve 2 nolu parsellerin orman vasfıyla Hazine adına tesbit edildiklerinin; bu tesbite karşı sanıkların yönetim kurulunda yer aldığı D... Yapı Kooperatifi ile Köy Muhtarlığı ve Hazine tarafından Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılan kadastro tesbitine itiraz davası sonucunda kadastro mahkemesince dava konusu parsellerin bulunduğu alanı da kapsayan bölümün orman tahdidi içinde yer alıp 05.09.1977/05.09.1978 tarihleri arasında ilan edilen bu tahdide davacılardan D... Kooperatifinin itiraz edip itiraz sonucu 183.800 m2"lik alanın tahdit dışına çıkarılmasına karşılık dava konusu parsellerin bulunduğu alanın tahdit dışına çıkarılmayıp orman olarak kesinleşmesi nedeniyle davanın reddi ile dava konusu taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verildiğinin; kararın 12.08.2000 tarihinde temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiğinin;

    Orman işletmesinin 20.01.2003 tarihli yazısından kooperatifçe sitenin ormanlık alanda kalan tesisler için izin müracaatı olup dava sonucuna göre işlem yapılmak üzere izin raporunun hazırlanmadığının;

    Sanıkların hazırlık ifadelerinden suça konu yerin orman olduğunu bilip tesislerin halen faal durumda kullanılmakta olduklarının;

    Anlaşılmasına;

    Her ne kadar gerek kadastro tesbit tutanakları gerekse tapu kayıtlarında; dava konusu 1 ve 2 nolu parsellerin beyanlar hanesinde suça konu tesislerin D... Yapı Kooperatifine ait olduklarına dair şerh düşülmüşse de; Kadastro Kanununun 19. maddesinin istisnası olarak orman tahditleri ve mahkeme kararlarıyla hükmen ve halen fiilen orman niteliğinde bulunan dava konusu yerle ilgili kişiler lehine şerh konulamayacağı ve orman niteliğine göre şerhle tescil edilemeyeceği; (20 H.D-05.03.1993/1911-774 Esas Karar) yine halen orman niteliğini koruyan taşınmazların gerçek dışı eylem ve işlem niteliğini kaybettiğinden sözedilemeyeceği gibi hiç kimse için halen orman olan taşınmaz üzerinde zilyetlik, satış, satın alma, lehe şerh konulması gibi olaya ters düşen herhangi bir hakkın varlığından da asla sözedilemeyeceği (20. H.D-23.06.2003/3691-5125 Esas Karar) yolundaki Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları karşısında tapuya konulan şerhin geçerliliğinin bulunmamasına; bu şerhe dayanak orman olduğunu bildikleri suça konu tesislerin kullanımına devam etmekte olan sanıkların kastı olmadığından bahsedilemeyeceği; üzerlerine atılı suçun sabit olduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatlarına hükmolunması" isabetsizliğinden bozulmuştur.

    Yerel Mahkeme 25.05.2005 gün ve 179-116 sayı ile; sanıkların orman alanını işgal ve faydalanma kastıyla hareket etmedikleri gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de katılan idare vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "hükmün bozulması görüşünü" içeren 10.04.2006 günlü tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Sanıklar F... F... Beşeli ile A... Günay"ın yönetim kurulu başkan ve ikinci başkanı oldukları kooperatif tarafından Devlet ormanına, arıtma tesisi, su deposu, bekçi kulübesi, kır kahvesi ve gazino yaptırılıp kullanıldığı iddiasıyla açılan kamu davası sonunda sanıkların işgal ve faydalanma suçundan beraatlerine karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suçun manevi öğesinin oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

    İncelenen olayda;

    Orman İşletme şefi ve muhafaza memuru tarafından düzenlenen 04.11.2002 günlü suç tutanağında; S.S. D... Yapı Kooperatifi hakkında işgal ve faydalanma suçundan dolayı 01.11.1999 tarihine suç zaptı tanzim edildiği, ancak 02.05.2001 tarihinde davanın beraatle sonuçlandığı, kararın gerekçe kısmında, 03.05.2002 tarihinde davanın devam ettiği sırada suça konu yerde trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesi ve spor tesislerinin bulunduğunun belirtildiği, orman vasfı ile hazine adına tescili yapılan S..., D... köyü 228 Ada, 1 ve 2 nolu parseller üzerinde bulunan tesislerin kaldırılması ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi için idarece ilgili kooperatife yazılı uyarıda bulunulduğu belirtilmiş, ayrıca Genel Müdürlüğün izni ile tapu kayıtlarının düzeltilmesi ve müdahalenin engellenmesi için hukuk davası açılmakla birlikte suça konu yerdeki işgal ve faydalanmaya konu trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesi ile spor tesislerinin kaldırılması ve bunların müsaderesi için D... Yapı Kooperatifinin yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmak üzere tutanak düzenlendiği ifade edilmiştir.

    Sanık A... Günay aşamalardaki anlatımında; 2001 yılında Kooperatifin ikinci başkanlığına seçildiğini, trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesi ve spor tesislerinin Kooperatif"e ait olduğunu, yönetici olduğu tarihte bu binaların yapılı durumda bulunduğunu, bunların kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını yönetime girdikten sonra öğrendiğini, bu durum suç oluşturduğu için Orman İdaresi ile temasa geçtiklerini, binaları kiralamak istediklerini, ancak kiralayamadıklarını, kır kahvesi dışında diğer binaların halen faal durumda olduklarını ve yönetimce kullandırıldığını, burasının orman sayılan yerlerden olduğunu bildiğini, kiralamanın mümkün olması nedeniyle kullanmayı sürdürdüklerini belirtmiş, diğer sanık F... F... Beşeli de bu anlatımları doğrulamıştır.

    S... D... Köyünde gerçekleştirilen orman kadastro çalışması sonunda K... mevkiinde bulunan, tapunun 20.02.1975 tarih ve Cilt 93, sayfa 46, no 41"de kayıtlı 80 ağaçlı palamut tarla vasıflı taşınmazın orman tahdidi içine alındığı, bu tespite itiraz bakımından davacı S.S D... Konut Yapı Kooperatifinin 1977 yılında S... Kadastro Mahkemesinde açtığı dava sonunda anılan Mahkemenin 30.12.1996 gün ve 13-35 sayılı kararıyla, orman olarak hazine adına tespit görmüş olan toplam 326.250 m2 alandan 183.800 m"lik kısmının orman sayılmayan yerlerden olması nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılmasına, Orman Tahdit Komisyonunun bu bölümü orman tahdidi içine alan 17 nolu kararının iptaline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.03.1997 gün ve 2172-2290 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.

    Bilahare, bölgede yapılan kadastro çalışmalarında da, 228 ada, 1 ve 2 nolu parsellerin orman sınırları içinde kaldığının belirtildiği, 26.02.1998 tarihini taşıyan Kadastro Tespit Tutanaklarından 92162 m2 yüzölçümlü 1 nolu parselle ilgili olanda özetle; "......bu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı, ..... tapularının kapsamında kaldığı düşüncesiyle buraya tahminen 15-20 yıl önce trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesi ile spor tesislerinin yapıldığı, halen bu tesislerin D... Konut Yapı Kooperatifince kullanıldığı" belirtilerek, bu taşınmazın orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, aynı tutanağın beyanlar hanesinde ise, üzerindeki trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesinin Kooperatife ait olduğunun şerh düşüldüğü, keza 26720 m2 yüzölçümündeki 2 No"lu parsele ilişkin Tutanakta da aynı bilgilere yer verilip Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, bu taşınmazın üzerinde bulunan bir ev, üç depo, bir su deposunun D... Yapı Kooperatifine ait olduğunun ifade edildiği, bundan sonra D... Konut Yapı Kooperatifi, Maliye Hazinesi ve Köy Muhtarlığı tarafından kadastro tespitine itiraz davaları açıldığı, bu davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda S... Kadastro Mahkemesince verilen 29.07.1999 gün ve 6-64 sayılı kararda; davaya konu 1 ve 2 nolu parsellerin kesinleşen orman sınırları içinde yer aldığı kabul edilmek suretiyle, davaların reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tesciline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.03.2000 gün ve 12460-2698 sayılı kararı ile onandığı, her iki parselin de tapuda hazine adına tescil edildiği, ancak 1 nolu parsele ilişkin tapunun beyanlar hanesinde "üzerindeki trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesi SS D... Konut Yapı Kooperatifine aittir" şeklinde, 2 nolu parsele ilişkin tapunun beyanlar hanesinde ise; "üzerindeki 1 adet ev, 3 adet depo, bir adet su deposu SS D... Konut Yapı Kooperatifine aittir" şeklinde açıklamalar bulunduğu, anlaşılmaktadır.

    Bu yargılama sürerken, Kooperatif"in önceki yönetim kurulu başkanı olan F... Yıldırım hakkında 01.11.1999 tarihinde düzenlenen suç tutanağında, 91.506 m2 yüzölçümündeki bir ormanlık alanın Kooperatif tarafından çitle çevrildiği, bu sahada su arıtma tesisi ile su deposu yapıldığı ve kısmen çöplük olarak kullanıldığı belirtilmiş, aynı iddia ile açılan kamu davası sırasında Harita Kadastro Mühendisi Kadir Filiz tarafından düzenlenen raporda, toplam 91.506 m2 büyüklüğündeki bir orman alanının işgal edilerek su deposu ve arıtma tesisi yapıldığı, bir kısmının çöplük, bir kısmının ise boş olarak tel çekilmek suretiyle işgal edildiği ifade edilmiş, Orman Yüksek Mühendisi H... Gürbüz"ün raporunda da benzer bilgilere yer verilmiştir. Yargılama sonucu Yerel Mahkemece verilen 02.05.2001 gün ve 45-107 sayılı kararda; suça konu yerdeki depo arıtma tesisleri ve çöplük alanının kooperatif evlerinde oturulmaya başlanıldıktan sonra 1984 yılında inşaat ruhsatı alınarak yapılıp düzenlendiği, o tarihte F... Yıldırım"ın kooperatif başkanı olmadığı, davaya konu suç tutanağının kadastro tespiti yapılmasından ve iptal dava açılmasından sonra düzenlendiği, yargılamaya konu olayın hukuki yoldan halli gerektiği, sanığın ormanı işgal kastının bulunmadığı belirtilerek beraatine hükmedilmiş, bu karar Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 05.03.2002 gün ve 1374-2026 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiştir.

    F... Yıldırım hakkındaki ceza davası devam ederken Kooperatif yönetimine seçilen sanıklar, beraat kararının kesinleşmesinden sonra S... Orman İşletme Şefliğine 22.05.2002 ve 29.05.2002 tarihlerinde başvuruda bulunarak, 1 ve 2 nolu parseller üzerindeki trafo, su deposu ve tesislerin kullanım hakkının bedel karşılığı kendilerine verilmesini istemişlerse de, katılan idarenin yaptığı iç yazışmalar neticesinde bu istemi olumlu sonuca bağlamadığı, aksine el atmanın önlenmesi davası açtığı saptanmıştır. Bu dava sonucunda S... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.09.2003 gün ve 305-248 sayılı kararda; 1 ve 2 nolu parsellerin orman olması nedeniyle kişiler adına muhdesat ve zilyetlik şerhi verilemeyeceği belirtilerek, tapudaki şerhlerin terkini ile el atmanın önlenmesine karar verilmiş, bu karar 29.04.2004 tarihinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11789-2859 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.

    Dosyaya toplanan tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesinden;

    1974 yılında kurulan S.S. D... Yapı Kooperatifinin sahibi olduğu arazi üzerinde yapılan yazlık konutlar ile üyelerin kullanımı için Kooperatif tarafından işletilmek üzere yaptırılan bir kısım tesislerin inşasının 1985 yılında bitirildiği, inşaatın devam ettiği süreçte S..., D... köyünde gerçekleştirilen orman kadastrosu sonucunda Kooperatife ait trafo binası, bekçi kulübesi, arıtma tesisi, gazino, kır kahvesi, ev, su deposu ve spor tesislerinin orman sınırları içinde kaldığının tespit edildiği, sonradan yapılan kadastro çalışmalarında da 228 Ada 1 ve 2 nolu parseller içindeki bu tesislerin kesinleşmiş orman sınırları içinde kalması nedeniyle orman olarak Hazine adına tescil edildiği, Kooperatif tarafından her iki tespitin iptali ile ilgili olarak açılan davaların ise bu yerlerin orman olması nedeniyle mahkemelerce reddedildiği, sanıklardan önce Kooperatif başkanlığını yürüten F... Yıldırım"ın işgal ve faydalanma suçundan yargılandığı davada aldırılan bilirkişi raporu ile mahkeme kararının dahi bu tesislerin kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığını ortaya koyduğu, yaklaşık 30 yıla yayılan bu süreç içinde tesislerin orman sınırları içinde kaldığının herkesçe bilinir hale geldiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki bizzat kendi beyanlarına göre sanıklar da, tesislerin kurulduğu alanın orman olduğunu bilmektedirler.

    Yargılama konusu tesislerin üzerinde yer aldığı 1 ve 2 nolu parsellerin beyanlar hanesinde, bu tesislerin D... Yapı Kooperatifine ait oldukları yolunda şerh düşülmüş ise de; Kadastro Yasasının 19. maddesi, Devlet ormanında yer alan muhdesatlar yönünden uygulanamaz. O nedenle, orman tahdidi ve mahkeme kararıyla hükmen ve halen fiilen orman niteliğinde bulunan dava konusu yerle ilgili olarak Kooperatif lehine konan şerh hukuken geçerli değildir. Kooperatif"in bu şerh nedeniyle anılan tesisler üzerinde bir hakkı bulunduğundan söz edilemez. Öte yandan, Kooperatif tarafından etrafı çitle çevrilen 91.506 m2 orman arazisinin 6515 m2"lik kısmını kiralamak için yapılan başvuru da, işgal ve faydalanmaya ilişkin suç kastını ortadan kaldırmaz. Orman sınırları içindeki tesisleri, orman idaresinin uyarısına ve yargısal kararlara karşın, yöneticisi bulundukları Kooperatif adına işletip kullanmayı ısrarla sürdüren sanıkların işgal ve faydalanma kastıyla hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Bu itibarla, sanıkların yüklenen suçtan cezalandırılmaları yerine beraatlerine karar verilmesi isabetsiz bulunduğundan, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ve diğer Kurul Üyeleri ise; "Suça konu yer orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilmiş ise de, sanıklar, kooperatifin eski yöneticileri tarafından yıllarca önce yapımı tamamlanan ve orman idaresinin bilgi ve icazeti altında kullanımı sürdürülen tesislerin içinde bulunduğu orman arazisinin bedeli karşılığında kendilerine kiralanması için Orman İşletme Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun olumlu sonuçlanacağı inancı ve aynı zamanda buraya ilişkin tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan, "taşınmaz üzerindeki tesislerin Kooperatif"e ait olduğu" yolundaki şerhe duydukları güvenle tesisleri işletip kullanmayı sürdürmüşlerdir. Mevcut şerh nedeniyle, tasarruf hakkına sahip oldukları bir taşınmazı kullandıklarını düşünen ve resmi belgedeki bu kayıttan dolayı, işledikleri fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düştükleri saptanan sanıklar hakkında 5237 sayılı TCY"nın 30/4. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir." düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

    1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.10.2006 günü yapılan birinci müzakerede gerekli yasal oy çoğunluğunun sağlanamaması nedeniyle 17.10.2006 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.

    Hemen Ara