Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/262 Esas 2020/395 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2020/262
Karar No: 2020/395

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/262 Esas 2020/395 Karar Sayılı İlamı

 

                  T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

    ESAS   NO : 2020/262

    KARAR NO : 2020/395

    KARAR TR: 22.06.2020

ÖZET : 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan düzenleme sonucu oluşan vedavacının da hissedar olduğu taşınmazların da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan imar uygulamasında, 2981 sayılı yasa uyarınca alınmış olan düzenleme ortaklık payı dikkate alınmaksızın tekrar düzenleme ortaklık payı alınarak ikinci kez kesinti yapılması nedeniyle uğranılan zararın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

KARAR  

 

 

Davacılar: 1- A. İ.

2- F.İ.

3- V.İ.

4- H.İ.

5- N.A.

6- A.Y.

7- S.İ.

8- D.K.

Vekili : Av. S.M.A.

Davalı       : Melikgazi Belediye Başkanlığı

Vekili    : Av. A.D.

 

O L A Y: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Yıldırım Beyazıt Mahallesinde 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan düzenleme sonucu oluşan, davacıların paydaşı olduğu 3228 ada, 96 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan imar uygulamasında 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun uyarınca yapılan düzenleme sonucunda Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kesilmesine rağmen, daha sonra 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan imar uygulamasında da ikinci kez DOP kesinti yapılmış olduğunu ileri sürerek, taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 50.000,00-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalıvekili, süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde,davanın idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunulmuştur.

KAYSERİ 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 27.11.2019 gün ve E:2018/590 sayı ile, davalının yargı yolu itirazının reddine karar vermiştir.

 

Davalı vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir. 

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: "... 2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 10. maddesinin (b) bendinde; "Üzerinde imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa veya arazilerde, kişilerin hisse miktarları ve fiilî kullanma durumları dikkate alınarak valilik veya belediyelerin talebi üzerine:

1. Henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde, kadastro müdürlüklerince bu kanunda belirtilen mülkiyet tespitine dair hükümler de uygulanarak,

2. Kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış yerlerde ise bu kanunla verilen yetkiler kadastro müdürlüklerince kullanılarak,

Islah imar planlarının yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, onayların alınmasına ve ilanların yapılmasına (askı ilanları hariç), komisyonların kurulmasına lüzum kalmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri veya 766 Sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre hak sahipleri tespit veya yeniden tayin edilerek adlarına tescil edilir.

Bu tespit sırasında özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs. hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisseler bedelsiz olarak re"sen tapudan terkin; okul, ibadet yeri ve benzer kamu hizmetlerine ayrılan yerler ise, bedelsiz olarak ilgili idareler adına tespit ve tescil edilir.

Hazine, belediye veya il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya arazileri üzerinde yapıldığı tespit edilen gecekondular hakkında da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.

(Ek : 18/5/1987 - 3366/4 md.) Belediye, hazine, özel idare veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa ve araziler üzerine gecekondu yapıldıktan sonra tespit edilerek kira kontratı düzenlenmiş gecekondu hak sahiplerine tapu tahsis belgesi ve tapuları verilir. Hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapuları re"sen iptal edilir" hükmüne yer verilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Parselasyon Planlarının Hazırlanması ve Tescili” başlıklı 18. maddesinin uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan düzenlemesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re"sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez...” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Konaklar Mahallesi, 820 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 2981 sayılı Yasa"nın 10/b maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması ile davacıların murisinin taşınmazdaki payına karşılık yol olarak ayrılan bölümden sonra oluşan Yıldırım Beyazıt Mahallesi, 3228 ada, 96 parsel sayılı taşınmazın tahsis edildiği, bölgede 11/10/2017 günlü, 2017/1711 sayılı Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümen kararına dayanılarak 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca tesis edilen parselasyon işlemi sırasında belirlenen düzenleme ortaklık payının alınmasından sonra oluşan 12902 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdan davacılara pay tahsis edildiği, davacılar tarafından kök parselde 2981 sayılı Yasa uyarınca kesinti yapıldıktan sonra ikinci kez kesinti yapılamayacağından bahisle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, davalı idare tarafından ise, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesinin uygulanması nedeniyle yapılan kesintilerin düzenleme ortaklık payı olarak değil, yasa hükmü gereği maddeye dayanılarak oluşan kesintilerin tapudan terkinine yönelik olduğu, dolayısıyla 3194 sayılı Yasa uyarınca alınan düzenleme ortaklık payının mükerrer olmadığı ileri sürülmektedir.

Uyuşmazlık, 820 parsel sayılı taşınmazda 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan kesintiden sonra oluşan 3228 ada, 96 parsel sayılı taşınmazda bu kez 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca tesis edilen parselasyon işlemi ile alınan düzenleme ortaklık payı nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazminine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünün idari nitelikteki bu imar uygulamalarının hukuki denetiminin yapılmasına bağlı olduğu açıktır.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, tek yanlı biçimde yapılan uygulamalar sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b. maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25/11/2019 günlü, E:2019/468, K:2019/737 sayılı kararı da bu yöndedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ... " şeklinde karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: "... Bilindiği gibi, konuyla ilgili 2981 sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun", imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşaatı devam etmekte olan tüm yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair başvuru, tespit, değerlendirme, uygulama esaslarını belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve korunması mümkün görülen gecekonduların Kanunda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak hak sahibi olduğu belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.

Öte yandan, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re"sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. / Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez. / Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz. /Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır. / Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır. / Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez. / ...” hükmü yer almaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, dava, aynı taşınmazdan 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında ikinci defa DOP alındığı iddiasıyla açılmıştır.

Yukarıda belirtilen Kanun hükümleri ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları dikkate alınarak davaya konu olan olay incelendiğinde, idarece kamu gücü kullanılarak, re"sen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1.b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 02/02/2009 tarihli ve E.2008/305, K.2009/24 sayılı kararında da, bu tür davaların görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu vurgulanmıştır.

Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli ve 2018/590 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir." yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan22.06.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin, anılan Yasa"nın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan düzenleme sonucu oluşan vedavacının da hissedar olduğu taşınmazların da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan imar uygulamasında, 2981 sayılı yasa uyarınca alınmış olan düzenleme ortaklık payı dikkate alınmaksızın tekrar düzenleme ortaklık payı alınarak ikinci kez kesinti yapılması nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle şimdilik 50.000,00-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 10. maddesinin (b) bendinde; "Üzerinde imar mavzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa veya arazilerde, kişilerin hisse miktarları ve fiilî kullanma durumları dikkate alınarak valilik veya belediyelerin talebi üzerine:

1.Henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde, kadastro müdürlüklerince bu kanunda belirtilen mülkiyet tespitine dair hükümler de uygulanarak,

2. Kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış yerlerde ise bu kanunla verilen yetkiler kadastro müdürlüklerince kullanılarak,

Islah imar planlarının yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, onayların alınmasına ve ilanların yapılmasına (askı ilanları hariç), komisyonların kurulmasına lüzum kalmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri veya 766 Sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre hak sahipleri tespit veya yeniden tayin edilerek adlarına tescil edilir.

Bu tespit sırasında özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs. hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisseler bedelsiz olarak re"sen tapudan terkin; okul, ibadet yeri ve benzer kamu hizmetlerine ayrılan yerler ise, bedelsiz olarak ilgili idareler adına tespit ve tescil edilir.

Hazine, belediye veya il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya arazileri üzerinde yapıldığı tespit edilen gecekondular hakkında da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.

(Ek : 18/5/1987 - 3366/4 md.) Belediye, hazine, özel idare veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa ve araziler üzerine gecekondu yapıldıktan sonra tespit edilerek kira kontratı düzenlenmiş gecekondu hak sahiplerine tapu tahsis belgesi ve tapuları verilir. Hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapuları re"sen iptal edilir" hükmüne;

Davanın açıldığı tarihteki şekliyle; 3194 sayılı İmar Kanununun “Arazi ve arsa düzenlemesi” başlıklı 18.maddesinde; “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re"sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez. (1)

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez.(…)” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Konaklar Mahallesi, 820 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 2981 sayılı Yasa"nın 10/b maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması ile davacıların murisinin taşınmazdaki payına karşılık yol olarak ayrılan bölümden sonra oluşan Yıldırım Beyazıt Mahallesi, 3228 ada, 96 parsel sayılı taşınmazın tahsis edildiği, bölgede 11/10/2017 günlü, 2017/1711 sayılı Kayseri Büyükşehir Belediyesi Encümen kararına dayanılarak 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca tesis edilen parselasyon işlemi sırasında belirlenen düzenleme ortaklık payının alınmasından sonra oluşan 12902 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdan davacılara pay tahsis edildiği, davacılar tarafından kök parselde 2981 sayılı Yasa uyarınca kesinti yapıldıktan sonra ikinci kez kesinti yapılamayacağından bahisle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, davalı idare tarafından ise, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesinin uygulanması nedeniyle yapılan kesintilerin düzenleme ortaklık payı olarak değil, yasa hükmü gereği maddeye dayanılarak oluşan kesintilerin tapudan terkinine yönelik olduğu, dolayısıyla 3194 sayılı Yasa uyarınca alınan düzenleme ortaklık payının mükerrer olmadığı ileri sürülerek, davanın reddi gerektiğinin savunulduğu anlaşılmıştır.

Olayda, dava, 820 parsel sayılı taşınmazda 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan kesintiden sonra oluşan 3228 ada, 96 parsel sayılı taşınmazda bu kez 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca tesis edilen parselasyon işlemi ile alınan düzenleme ortaklık payı nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazminine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünün idari nitelikteki bu imar uygulamalarının hukuki denetiminin yapılmasına bağlı olduğu açıktır.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, tek yanlı biçimde yapılan uygulamalar sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b. maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı vekilinin yaptığı görev itirazının reddine ilişkin Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2019 tarihli ve E:2018/590 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı vekilinin yaptığı görev itirazının reddine ilişkin Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2019 tarihli ve E:2018/590 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 22.06.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye         

       Hicabi                        Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                   BOZER                         AKSU                         SONER          

 

 

                                          Üye                                Üye                              Üye                                 

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN

Hemen Ara