Esas No: 2006/10-149
Karar No: 2006/191
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/10-149 Esas 2006/191 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın karşılıksız çek keşidesi suçundan cezalandırılmasına karar veren yerel mahkeme hükmü, yasal sürenin beklenmeden ve eksik incelemeye dayanılarak verildiği için bozulmuştur. Bozma sonrası duruşmaya davet edilen müşteki, hükümden sonra düzenlenen tutanakta bahsi geçen borcun ödenmediğine işaret eden belge ibraz etmediği için sanık cezası onanmıştır. Gerekli kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 3167 S. Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun Madde 16
- 4814 S. Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun Geçici Madde 1 ve 2.
Ceza Genel Kurulu 2006/10-149 E., 2006/191 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Y…
…. K…
…… S…
….."ın karşılıksız çek keşidesi suçundan 3167 sayılı Yasa"nın 16/1-3 maddesi uyarınca 2.225.000.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 1 yıl süreyle bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına ilişkin Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince 09.04.2003 gün ve 859-363 sayı ile verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 10.Ceza Dairesince 20.01.2004 gün ve 8086-398 sayı ile;
"1- 08.03.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 4814 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenip, bu süre içersinde çek tutarının ve karşılıksız kalan kısmının % 10 tazminatı ve 3167 sayılı Yasa"nın 16/a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödenip ödenmediği ve 8. maddesine göre düzeltme hakkının kullanılarak hamilin zararının karşılanıp karşılanmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, sözü edilen yasal süre beklenmeden ve eksik incelemeye dayanılarak karar verilmesi;
2- 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan Yasa"nın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen şikayetçiye sonraki oturumda hazır bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya vekil de göndermediği takdirde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkartılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 13.04.2004 gün ve 223-353 sayı ile;
"1-4814 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde yargılamanın üç ay durmasını gerektirecek bir hüküm bulunmadığı gibi tam aksine yargılamanın hazırlık, duruşma ve infaz evrelerinde ödeme yapıldığı takdirde uygulamanın ne şekilde olacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizce bununla da yetinilmeyerek Yüksek Yargıtay denetimine yardımcı olmak hususunda 13.07.2003 tarihli tutanak tanzim edilmiş ve bu tutanakla borcun 08.06.2003 tarihine kadar da ödenmediği saptanmıştır.
2- Müdahale hukuku CMUK 365. madde ve müteakip maddelerde hüküm altına alınmış olup müdahilin davayı takip etmesi zorunlu olmadığı gibi, 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde müdahile değil müdahil olmayan müştekiye tebligat yapılması öngörülmüştür." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de o yer C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 04.04.2006 günlü "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın karşılıksız çek keşidesi suçundan cezalandırılmasına ilişkin hüküm Özel Dairece;
1- 4814 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenip bu süre içinde sanığın çek tutarını veya karşılıksız kalan kısmını % 10 tazminatı ve 3167 sayılı Yasa"nın 16/a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödeyip ödemediği ve 8. maddesine göre düzeltme hakkını kullanarak hamilin zararını karşılayıp karşılamadığı araştırılıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine sözü edilen yasal süre beklenmeden ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi,
2- 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan Yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen şikayetçiye sonraki oturumda hazır bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği takdirde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkarılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme gerekçeli kararında; hükümden sonra hakim, C.savcısı ve yazı işleri müdürü tarafından düzenlenip imzalanan ve içeriğinde, "4814 sayılı Yasada öngörülen üç aylık süre içinde bu dosyadaki borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediğine" işaret edilen 13.07.2003 tarihli tutanağı dayanak tutmuş, ayrıca suçun şikayetçisinin davaya müdahil olduğunu, davayı takip konusunda müdahile tebligat yapılmasının gerekmediğini belirterek önceki hükmünde direnmiş ise de, bozma sonrası duruşmaya müdahili davetiye ile çağırmıştır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem ve uygulama yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması istenen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk hükümde yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
e) Sonradan yürürlüğe giren yasaya ve normlarına dayanılmak suretiyle ilk hükümde yer almayan ve dolayısıyla daire denetiminden geçmemiş yeni bir hüküm oluşturmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay"ın ilgili Dairesi ta-rafından yapılması gerekir.
İncelenen dosyada, bozma kararında araştırılması gereken hususa ilişkin olarak ilk hüküm sonrasında düzenlenen tutanağın gerekçeli kararda tartışılıp dayanak alınması, ayrıca duruşmaya davet edilmemesi bozma nedeni sayılan müdahilin bozma sonrası duruşmaya davet edilmesi karşısında, Yerel Mahkemece her iki bozma nedenine eylemli biçimde uyulduğu ve bu hususların Özel Dairece incelenemediği anlaşılmaktadır. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması olanaksız bulunduğundan, saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 19.09.2006 günü oybirliği ile karar verildi.