Esas No: 2006/8-199
Karar No: 2006/188
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/8-199 Esas 2006/188 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/8-199 E., 2006/188 K.
"İçtihat Metni"
Sanığın ruhsatsız silah bulundurmak suçundan beraatine, emanetin 2004/353 sırasında kayıtlı 70100351 seri numaralı, Kırıkkale marka tabancanın ise idareye teslimine ilişkin (Bolu Asliye Ceza Mahkemesi)"nce 12.10.2004 gün ve 719-771 sayı ile verilip. Yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşen hüküm hakkında Adalet Bakanınca yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesin ce 05.06.2006 gün ve 4667-4968 sayı ile; yasa yararına bozma istemi yerin de görülerek,
"Taşıma ruhsatına bağlı olup, ruhsatın yenilenmemesi üzerine iptal edi lerek 6136 sayılı Yasaya ilişkin Yönetmeliğin 17. maddesi uyarınca zapt$
$dilen silahın altı ay içinde de devir edilememesi halinde zoralımına karar verilmesi gerekirken idareye teslimine karar verilmesi isabetsiz Bolu Asliye Ceza Mahkemesinin 12.10.2004 gün ve 719/771 sayılı kararının CMY.nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına " karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 18.07.2006 gün ve 66450 sayı ile;
"Sanık, silah taşıma ruhsatını yapılan tebligata rağmen yeniletmediği gibi, ruhsatı iptal edilip silahına el konulduğu tarihten itibaren süresi içerisinde silahını satın almaya hak kazanmış kişilere devrini de sağlamamıştır. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 3 ve 17. maddelerinde belirtilen koşul ve süreçler tamamlanmış, silah taşınması ve bulundurulması yasak hale gelmiştir. Silahın yeniden ruhsata bağlanması mümkün olmayıp, kolluk makamının başvurusu üzerine zoralımına karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Yerel Mahkemece silahın zoralımına karar verilmesi yerine silahın idareye teslimine karar verilmesi yasa ve yönetmelik hükümlerine aykındır.
özel Dairece, bu hukuka aykırılık saptanıp yerel mahkeme kararı bozulmakla birlikte kanun yararına bozma isteminin münhasıran zoralım konusuna ilişkin olduğundan dolayı silahın da zoralımına karar verilmesi gerekmektedir. Nitekim, YCGK"nun 23.12.2003 gün ve 2003/8-284-293, Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesinin 13.06.2006 gün ve 2006/5231-5234 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Buradaki zoralım; Kanun ve Yönetmelikten doğan bir tedbir güvenlik tedbiridir (5237 m. 54). Tedbirlerde kazanılmış haktan bahsedilemez. Bu nedenle, silahın idareye teslimine karar verilmesi, sanık açısından kazanılmış hak doğurmaz. Sanık, silahın el konulmasına ilişkin idari karara itiraz etmemiş. Yönetmeliğin 3. ve 17. maddesinde yazılı süreçlerin tamamlanması ile birlikte silah üzerindeki yasal tüm haklarını kaybetmiştir. Kanun yararına bozma nedeni, yeniden yargılama yapmayı gerektiren nedenler arasında yer almamakta, mahkemece yeniden inceleme, araştırma yapılmasına ve yeni bir hüküm kurulmasına olanak bulunmamaktadır. Bozulan kararın türü ve bozma nedeni, özel Dairenin bozma karan ile yetinmeyip silahın zoralımına karar vermesini gerektirmektedir." görüşleriyle itiraz yasayoluna başvurularak, Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesinin 05.06.2006 gün ve 4667-4968 sayılı bozma kararından "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin çıkartılarak silahın zoralımına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığa 24.02.1999 tarihine kadar geçerli olmak üzere silah taşıma ruhsatı verildiği, ruhsatı yeniletmesi için kendisine verilen 6 aylık süre içerisinde bu ruhsatı yeniletmediğinden dolayı ruhsatının iptal edildiği, yine iptal edilen ruhsatlı silahın zapt edildiği tarihten itibaren 6 ay içinde bir başkasına da devir edilmediğinden sanığın yüklenen yasak silah bulundurmak suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
Yerel Mahkemece yürütülen kovuşturma sonunda; İl Jandarma Komutanlığının 06.07.2001 günlü yazısı ile sanığa ruhsatının süresinin dolduğu bu nedenle 6136 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 16 ve 17. maddesi gereğince 6 ay içerisinde ruhsatını yeniletmesi veya silah almaya hak kazanan bir kişiye devir yapmasının gerektiği hususundaki tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, tebliğe rağmen yeniletilmemesi nedeniyle ruhsatın iptal edildiği ve bu şekilde silahın ruhsatsız hale geldiği saptanmış ise de sanıkta bulundurma kastı bulunmadığından, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kabul edilerek beraatine, emanette kayıtlı tabancanın 6136: sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 16 ve 17. maddesi gereğince gerekli ruhsat işleminin yapılabilmesi için idareye tevdiine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan somut olayda Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, CMY.nın 309. maddesi uyarınca yasa yararına bozma istemi üzerine yapılan inceleme sonucunda, yargılamaya konu olan ve idareye teslimine hükmedilmiş bulunan silahın zoralımına karar verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Celal"a, muhtar olduğu dönemde, 24.02.1994 tarihinden itibaren, 6136 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca; 7,65mm çapında 70100351 seri nolu silah için 5 yıl süre ile geçerli olmak üzere taşıma izin belgesi verilmiştir.
06.07.2001 tarihinde Jandarma Karakol Komutanlığınca ruhsat sahibi Celal"a, 6136 sayılı Yasaya bağlı Yönetmeliğin 3. maddesi gereğince 6 ay içinde ruhsatını yeniletmesi gerektiği, yeniletmediği takdirde ruhsatının iptal edileceği hususu ve gerekli belgelerin neler olduğu tebliğ edilmiştir.
Yeniletme işlemi yapılmaması üzerine Bolu Valiliğince 18.08.2003 günlü yazı ile ruhsatı iptal edilmiş, bu husus 21.01.2004 tarihinde sanığa tebliğ edilerek bir daha ruhsat alamayacağı. Yönetmeliğin 17. maddesi uyarınca silahın zapt edildiği, bu tarihten itibaren 6 ay içerisinde silah satın almaya hak kazanmış kişilerden birisine silahı devredebileceği, bu sürede devri sağlayamazsa silahın adli makamlara devredileceği bildirilerek silaha el konulmuş, el koyma tutanağı sanık tarafından imzalanmıştır.
Sanık tarafından devir işleminin yerine getirilmemesi üzerine Bolu C.Başsavcılığınca 09.09.2004 gün ve 564 sayılı iddianame ile sanığın cezalandırılması ve silahın müsaderesine karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda, suç işleme kastı bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraetine, silahın ise idareye teslimine karar verilmiş, verilen bu hüküm olağan yasa yollarına başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Konuya ilişkin düzenleme içeren hükümler incelendiğinde;
6136 sayılı Yasaya bağlı Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin, "Ruhsatlar" başlığını taşıyan 3. maddesi; "Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, yenileme harcı alınmak şartıyla, her beş yılda bir yenilenir. Sürenin sona ermesinden bir ay önce tebligat için gerekli işlemler başlatılır. Zabıtaca doğrudan veya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak yazılı tebligattan itibaren altı ay içinde ruhsatlarını mevcut durumlarına göre taşıma veya bulundurma ruhsatı olarak yeniletmeyen/erin o silaha ait ruhsatı iptal edilerek, bu Yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, hiçbir şekilde aynı şahıs adına yeniden ruhsata bağlanamaz.Yeni ruhsatın geçerlilik süresi, önceki ruhsata ait sürenin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Süresi biten taşıma ruhsatı, yenisi verilinceye kadar bulundurma ruhsatı yerine geçerlidir."
"Taşıma ve bulundurma hakkının kaybı" başlığını taşıyan 17. maddesi ise; "Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16. maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zapiedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.
Bu Yönetmeliğin 3. maddesinin birinci fıkrası hükümlen"ne göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." hükümlerini taşımaktadır.
Görüldüğü gibi, Yönetmelikte silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarının ne kadar süre için geçerli olacağı, yenileme işleminin nasıl yapılacağı ve yenileme işleminin yapılmaması halinde izlenecek yöntem ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Silah ruhsatının öngörülen sürelerde yenilenmemesi halinde ruhsat iptal edilecek ve takiben el konulan silahın devredilmemesi halinde ise, artık taşınması ve bulundurulması yasak hale gelen silahın, kolluk, makamlarının başvurusu üzerine zoralımına karar verilecektir.
5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtay"ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay"ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bozma nedenleri;
5271 sayılı Yasanın 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309. maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hakim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
Mahkumiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hakim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.
Davanın esasını çözen mahkumiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise, (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, "tekrir-i muhakeme" yasağı nedeniyle yasa yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.
4"üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde de yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık, süresinde ruhsatını yeniletmediği gibi, ruhsatı iptal edildikten sonra da yapılan tebligata rağmen Yönetmelikte öngörülen sürede silâhını devretmem.iştir. Bunun üzerine kolluk makamlarınca el konulmuş olan silahın taşınması ve bulundurulması yasak hale gelmiş, bir başka tanımlama ile niteliği ruhsatsız silah haline dönüşmüştür. Bu nedenle Yerel Mahkemece, zoralım kararı verilmesi yerine, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak silahın idareye teslimine karar verilmesi isabetsizdir. Özel Dairece bu hgku-ka aykırılık saptanarak Yerel Mahkeme kararı bozulmakla birlikte, artık yasa yararına bozma istemi münhasıran zoralım davasına ilişkin olduğundan, CMY"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi hükmü uyarınca, silahın zoralımına da Dairece karar verilmelidir. Zira, sanık ruhsatının iptal edilmesine ilişkin yönetsel karara itiraz etmemiş, silahına kolluk makamlarınca el konulması üzerine silahı süresinde bir başkasına devretmemiş olmakla, bu işlemlerin kesinleşmesiyle birlikte silah üzerindeki yasal haklarını kaybetmiştir. Hakkı olmayan bir konuda zoralım kararı verilmesinin, sanık aleyhine etki yapması olanaksız olduğu gibi, 5237 sayılı Yasada zoralımın ceza türlerinden olmayıp bir güvenlik tedbiri olarak düzenlendiği de dikkate alındığında, 5271 sayılı CMY.nın 309. maddesince yasa yararına bozma hallerinde, aleyhe değiştirmeme yasağının "ceza" ile sınırlı tutuluşu karşısında artık aleyhe sonuç doğurup doğurmaması da herhangi bir önem taşımayacaktır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne ve silahın zoralımına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜ ile, Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesinin 05.06.2006 gün ve 4667-4968 sayılı ilamındaki "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin karardan çıkartılmasına,
2-5320 sayılı Yasanın 8. maddesi hükmü uyarınca halen yürürlükte bulunan, CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak. Bolu adli emanetinin 2004/353 numarasında kayıtlı, Kırıkkale marka 70100351 seri nolu tabanca ve şarjörünün 5237 sayılı Yasanın 54. maddesi gereğince zoralımına,
3-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 19.09.2006 günü oybirliğiyle karar verildi.