Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1214 Esas 2015/2729 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1214
Karar No: 2015/2729
Karar Tarihi: 18.06.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1214 Esas 2015/2729 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/1214 E.  ,  2015/2729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanığın inşaatında çalışmayan kişileri çalışıyormuş gibi sigortalı göstermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Sanıklar ... ..., ..., ... ve ... ... haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    1-Sanıklardan ..."in inşaatın resmi bitiş tarihinden sonra da sigortalı gösterilmek suretiyle, sanık ..."in ise inşaatta hiç çalışmaması nedeniyle sigortalı gösterilmek suretiyle nitelikli dolandırcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda ;
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Genel Sağlık Sigortalısı Sayılanlar” başlıklı 60. maddesinde ikametgahı Türkiye"de olan kişilerden, Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler ile isteğe bağlı sigortalı olan kişiler genel sağlık sigortalısı sayılmışlardır.
    Genel sağlık sigortası geçiş sürecinin sona erdiği 01/01/2012 tarihinden itibaren hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve Türkiye’de yaşayan Türk vatandaşları ile Türkiye’de bir yıldan fazla ikamet eden yabancı uyruklu vatandaşların Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamına alınarak durumlarına göre yalnızca genel sağlık sigortası primi ödeyerek sağlık hizmetleri karşılanacaktır.
    5510 sayılı Kanun"un 67. maddesi sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını, sigortalılık süresi, ödeme gün sayısı, prim borcu bulunup bulunmadığı gibi bazı koşullara bağlamış ise de; 18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, trafik kazası halleri, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 63. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ve (c) bendinde yer alan analık nedeninden kaynaklı ayakta veya yatarak yapılan tıbbi bakım ve tedavi giderlerine yönelik sağlanan sağlık hizmetleri, 75. maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt halleri bu koşullardan bağışık tutulmuştur.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık Hasan"a ait inşaatın idare ve vergi mevzuatlarına uygun, gerçek bir işyeri olması, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na verilmiş bulunan işe giriş bildirgesinin sahte olmaması, sanık ..."in olayda herhangi bir menfaat elde etmemesi ve kurum zararının oluşmaması nedeniyle, sanık ..."in ise inşaatın kabasının bilmesinden sonra zaman zaman eksiklerini gidermek için inşaatta çalıştığına dair aksi ispatlanmayan savunması dışında delil bulunması nedeniyle sanıklara yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2-Sanık ...’ın muhasebeciliğini yaptığı ...’na ait inşaatta çalışmayan ve bürosuna siğorta işlemi için başvuran sanık ... ..."ü sigortalı gibi gösterdiği, sanık ..."nın sigortalı olarak muayene olarak 130 TL sağlık harcaması yaparak katılan kurumu zarara uğrattığı anlaşıldığından sanıklar nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ... ve ... ... ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a)Sanık ..."ın sadece sanık ... ile iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşıldığından cezasında zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza tayin edilmesi,
    b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132 Esas ve 2009/251 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı Kanun"un 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, sanığın bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerektiği, 5237 sayılı Kanun"un 168. maddesi tazminden çok “pişmanlık” esasına dayanmakta olup, pişmanlık sonucu olan iade ve tazminin önem taşıması nedeniyle iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi gibi hallerde sanığın etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği, somut olayda inşaat sahibi olan sanık ..."nun icra takibi nedeniyle kurumun zararını icra dairesi vasıtasıyla ödediği, sanıklar ... ve ..."nın ise kurum zararını gidermedikleri halde, etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı dikkate alınmadan sanıklar hakkında TCK"nın 168. maddesi gereğince indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ... ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nm 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar yerildi.

    Hemen Ara