Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/2-185 Esas 2006/175 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/2-185
Karar No: 2006/175

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/2-185 Esas 2006/175 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/2-185 E., 2006/175 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/2-185 E., 2006/175 K.

  • ETKİLİ EYLEM SUÇU
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 86 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 456 ]
  • "İçtihat Metni"

    Hükümlünün; sarkıntılık, sövme, müessir fiil suçları ile sarhoşluk eylemi nedeniyle, sonuç olarak, 1 yıl 8 ay 40 gün hapis ve 489 YTL ağır para cezası ve 50 YTL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Of Sulh Ceza Mahkemesince verilen 22.09.2005 gün ve 79-122 sayılı hüküm, yasa yollarına başvurulmaksızın 18.10.2005 tarihinde kesinleşmiştir.

    Adalet Bakanının, sanığın eşine karşı işlemiş olduğu etkili eylem suçu sebebiyle 765 sayılı Türk Ceza Yasası"nın 456/4. maddesi uyarınca hükmedilen 2 ay hapis cezasının aynı Yasa"nın 457/1. maddesi gereğince 1/3 oranında arttırılması yerine anılan Yasa"nın 457/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında arttırılmasında;

    Sanığın çocuklarına karşı işlemiş olduğu etkili eylem suçu sebebiyle 765 sayılı Türk Ceza Yasası"nın 456/4. maddesi uyarınca hükmedilen 2 ay hapis cezasının aynı Yasa"nın 457/2. maddesi gereğince yarı oranında arttırılması gerekirken, anılan Yasa"nın 457/1. maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırılmasında isabet görülmediği, gerekçeleriyle 5271 sayılı CMY.nın 309. maddesi uyarınca yasa yararına bozma isteminde bulunması üzerinde, C.Başsavcılığının 21.4.2006 gün ve 35454 sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilen dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi 09.05.2006 gün ve 3615-9432 sayı ile;

    "Sanık hakkında çocukları olan mağdureler A…

    …. K…

    ………. ve A…

    …. K…

    ………."e müessir fiilde bulunmak suçlarından dolayı tayin olunan cezaların 765 sayılı TCK"nun 457/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılması gerekirken aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 1/3 oranında artırım yapılarak eksik ceza tayin edilmesi doğru değil ise de kanun yararına bozma sonucu sanık hakkında kesinleşen cezadan daha fazla ceza tayini mümkün olmayacağından ve bu nedenle kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından sanık hakkında mağdureler A…

    …..ç ve A…

    …."ya yönelik müessir fiil suçlarından dolayı kurulan hükümlere yönelik kanun yararına bozma isteminin reddine,

    Sanık hakkında eşi olan mağdure N…

    …. K…

    ………."e yönelik müessir fiil suçundan kurulan hükme yönelik kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;

    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Of Sulh Ceza Mahkemesinin 22.9.2005 gün ve 79-122 sayılı kesinleşen kararın mağdure N…

    …."e müessir fiilde bulunmak suçundan kurulan hükme ilişkin bölümünün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrasının d bendi uyarınca bozulmasına, sanığın mağdure N…

    …."i yaralamak suçundan dolayı eylemine uyan 765 sayılı TCK"nun 456/4. maddesi uyarınca mahkemenin takdiri de gözetilerek 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın atılı suçu eşine karşı işlemesi nedeniyle aynı Kanun"un 457/1. maddesi gereğince 1/3 oranında artırım yapılarak 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün sair hususlarının aynen bırakılmasına" karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığınca 14.06.2006 gün ve 35454 sayı ile;

    Davanın esasını çözen mahkûmiyete ilişkin yerel mahkeme kararının aleyhe sonuç doğurmamak koşuluyla "yasa yararına" bozulmasına karar verilmesi yerine, yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu,

    Ayrıca, somut olayda sanığın işlediği etkili eylem suçları, suç tarihi itibarıyla şikayete bağlı, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY"nın 86/3. maddesine göre ise re"sen takibi gereken suçlardır. İşlendiği tarihte şikayete bağlı olması nedeniyle şikayete bağlı suç olarak değerlendirilmesi gereken suçlar, 5237 sayılı TCY"nın 73. maddesine göre uzlaşma kapsamında bulunması nedeniyle 5271 sayılı CMY"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kurumu işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Ancak, olayda sanığın lehine olan uzlaştırma işlemleri yapılmadan kamu davası açılmış, dava sırasında da mahkemece uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden cezalandırılmasına karar verilmiştir. Yine, 5271 sayılı CMY"nın 147 ve 191. maddelerine aykırı biçimde iddianame okunmadan, yüklenen suç açıklanmadan ve yasal hakları hatırlatılmadan sanığın savunması saptanmıştır. Yasa yararına bozma isteminde yer almayan bu hukuka aykırılıklar, hükme doğrudan etkili ve kesin hüküm otoritesinin yasa yararına bozma kurumu ile ortadan kaldırılmasını gerektirecek niteliktedir. Bu hallerde, Yargıtay"ın, yerel mahkeme hükmünü bozduktan sonra yargılamanın yapılmasıyla sonucuna göre yeniden hüküm kurulması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermesi gerekmektedir, gerekçeleriyle, itiraz yasayoluna başvurularak, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 09.05.2006 gün ve 3615-9432 sayılı kararının yasa yararına bozma isteminin reddine ilişkin kısmının kaldırılması ve Of Sulh Ceza Mahkemesinin 22.09.2005 gün ve 79-122 sayılı kararı ile sanık hakkında çocuklarına yönelik etkili eylem suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin aleyhe sonuç doğurmamak üzere yasa yararına bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.

    Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Yerel Mahkemece, hükümlünün çocuklarına yönelik gerçekleştirdiği yaralama suçundan, 765 sayılı TCY"nın 457/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında arttırım yapılması gerekirken aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 1/3 oranında arttırım yapılarak eksik ceza tayin edilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hükümlü aleyhine yasa yararına bozma yasayoluna başvurulup, vurulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

    Öğretide "olağanüstü temyiz" denilen, 23.03.2005 gün ve 5320 sayılı Ceza Muhakemeleri Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasa"nın 18. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı CYUY"nda "yazılı emir" olarak adlandırılan bu olağanüstü yasayolu, 5271 sayılı CYY"nın 309 ve 310. maddelerinde "kanun yararına bozma" olarak yeniden düzenlenmiştir.

    5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtay"ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay"ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.

    Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

    Bozma nedenleri;

    5271 sayılı Yasanın 223 üncü maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309. maddenin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.

    Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.

    Davanın esasını çözen mahkûmiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise, (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, "tekriri muhakeme" yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.

    4"üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde de yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

    Hükümlünün;

    1- Eşi N…

    …."e yönelik müessir fiil suçundan,

    TCY"nın 456/4. maddesi uyarınca 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

    TCY"nın 457/2. maddesi uyarınca cezasının 1/2 oranında arttırılarak 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

    2- Kızı A…

    …"ya yönelik müessir fiil suçundan;

    TCY"nın 456/4. maddesi uyarınca 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

    TCY"nın 457/1. maddesi uyarınca cezasının 1/3 oranında arttırılarak 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,

    3- Kızı A…

    …."a yönelik, müessir fiil suçundan;

    TCY"nın 456/4. maddesi uyarınca 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

    TCY"nın 457/1. maddesi uyarınca cezasının 1/3 oranında arttırılarak 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,

    İlişkin Of Sulh Ceza Mahkemesince verilen 22.09.2005 gün ve 79-122 sayılı hüküm yasa yollarına başvurulmaksızın 18.10.2005 tarihinde kesinleşmiştir.

    Adalet Bakanının, sanığın çocuklarına karşı gerçekleştirdiği yaralama suçu nedeniyle TCY"nın 456/4. maddesi uyarınca hükmedilen hapis cezalarının TCY"nın 457/2. maddesi uyarınca yarı oranında arttırılması yerine, aynı Yasanın 457/1. maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırılması, eşine karşı işlemiş olduğu etkili eylem suçu sebebiyle 765 sayılı Türk Ceza Yasası"nın 456/4. maddesi uyarınca hükmedilen hapis cezasının aynı Yasa"nın 457/1. maddesi gereğince 1/3 oranında arttırılması yerine anılan Yasa"nın 457/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında arttırılmasında isabet bulunmadığı görüşüyle yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, Özel Dairece, sanığın çocuklarına karşı gerçekleştirdiği yaralama suçundan, eksik ceza tayin edilmesi doğru değil ise de yasa yararına bozma sonucu sanık hakkında kesinleşen cezadan daha fazla ceza tayini mümkün olmayacağından mağdureler A…

    …. ve A…

    …"ya yönelik müessir fiil suçlarından dolayı kurulan hükümlere yönelik yasa yararına bozma isteminin reddine,

    Eşine yönelik müessir fiil suçundan kurulan hükmün ise, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 309. maddesinin 4. fıkrasının d bendi uyarınca bozulmasına, sanığın mağdure Nimet"i yaralamak suçundan dolayı eylemine uyan 765 sayılı TCY"nın 456/4 ve 457/1 maddeleri uyarınca 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün sair hususlarının aynen bırakılmasına karar verilmiştir.

    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.06.2005 gün ve 55/64 sayılı kararı ve yerleşmiş kararlarında vurgulandığı üzere, sanık aleyhine yasa yararına bozma yasayoluna başvurulmasının mümkün olduğu, bu halde aleyhe sonuç doğurmamak üzere hükmün bozulması gerektiği, bu yönüyle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı yerinde ise de;

    İncelenen dosyada;

    Yerel Mahkemece; iddianame okunmadan, yüklenen suç açıklanmadan ve yasal haklar hatırlatılmadan sanığın savunmasının saptanarak hüküm tesis edildiği, ifade ve sorgunun tarzını düzenleyen 5271 sayılı CMY"nın 147. maddesi ile duruşmada iddianame okunarak, sanığa yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının yasal hakkı olduğu ve 147. maddedeki haklarının bildirileceğine ilişkin 191. madde hükümlerine aykırılık oluşturan bu durumun, olağan yasa yolunda 1412 sayılı CMUY"nın 308. maddesine, olağanüstü yasa yolu olan yasa yararına bozmada ise; 5271 sayılı Yasanın 309. maddesinin 4-b bendinde belirtilen, savunma hakkını kaldıran bir işlem olduğu ancak bu nedenlerin yasa yararına bozma konusu yapılmadığı, hükmün esasını ilgilendiren ve doğrudan savunma hakkı ile ilgili olan bu hukuka aykırılıklar, yasa yararına bozma istemine konu edildikten sonra, uyuşmazlık konusu hakkında karar verilebileceği, hükümdeki bu yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesinin, önemli hukuka aykırılıkları bünyesinde barındıran bu hükme geçerlilik kazandıracağı saptanmakla,

    Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının açıklanan bu gerekçelerle kabulü ile; Özel Daire red kararının kaldırılması; dosyanın Özel Dairesine gönderilerek, anılan hususlarla ilgili olmak üzere yasa yararına bozma başvurusu sağlandıktan sonra, istemle ilgili karar verilmesi, bunun sağlanamaması veya bu nedenlerle yasa yararına bozma yasayoluna başvurulmaması halinde ise, 22.09.2005 gün ve 79-122 sayılı karar ile sanık hakkında, çocuklarına yönelik etkili eylem suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin aleyhe sonuç doğurmamak üzere yasa yararına bozulmasına karar verilmesi gerekecektir.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,

    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının belirtilen bu DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,

    2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 09.05.2006 gün ve 3615-9432 sayılı, yasa yararına bozma isteminin reddine ilişkin bölümünün KALDIRILMASINA,

    3- Dosyanın Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 04.07.2006 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara