Esas No: 2006/7-118
Karar No: 2006/143
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/7-118 Esas 2006/143 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/7-118 E., 2006/143 K.
"İçtihat Metni"
Kaçakçılık suçundan sanık H…
….. U…
………."nın beraatına ilişkin Oğuzeli Asliye Ceza Mahkemesince 16.02.2004 gün ve 26-28 sayı ile verilen kararın, katılan kurum vekili ve o yer C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 14.02.2006 gün ve 8886-265 sayı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 29.03.2006 gün ve 85395 sayı ile;
"Sanık, dosyamız içindeki Oğuzeli Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2001 tarih, 2001/16 esas, 2001/87 karar nolu dosyasında da görüldüğü üzere yine Dubai"den kaçak cep telefonu getirmiş ve yakalanmıştır. Burada da "yakalanan cep telefonlarını gümrüğe beyan edip ithalatını yapacağını ancak kendisine bu fırsatın verilmediğini" iddia etmiştir. Görüldüğü üzere sanık tarafından, 2004/26 esas, 2005/28 karar sayılı dosyasında alınan 20.01.2004 tarihli savcılık ifadesinde ileri sürülen "ilk defa yurt dışından uygun fiyata cep telefonu gördüm" savunması gerçeğe aykırıdır ve ithalat mevzuatını bilecek durumdadır.
19.01.2004 tarihli tutanak içeriğine göre sanığın, pasaportunda çok sayıda çıkış-giriş olması ve kendisinin iç hat yolcusu olarak Gaziantep"e gelmesine rağmen, eşyalarının transit olduğunun anlaşılması üzerine beyana davet edildiği, bunun üzerine cins, nevi ve miktarını belirtmeksizin "5 valiz içerisinde muhtelif marka ve miktarda cep telefonu ile cep telefonu bataryası olduğunu" beyan ettiği dikkate alındığında, bu beyanın rızaya dayalı bir beyan olduğunu kabul etmek de mümkün değildir.
Suç işleme kastı yönüyle sanığın aynı mahkemenin 2001/16 esas ve 2001/87 karar sayılı dosyası incelendiğinde ve bunlar yanında iç hat yolcusu olarak İstanbul Atatürk Havalimanında pasaport işlemlerini yaptırarak Gaziantep"e gelmesi ve eşyaları da bundan faydalanarak vergilerini ödemeden yurda gümrük kaçağı olarak sokmaya çalıştığı nazara alındığında kaçakçılık kastıyla hareket ettiği düşünülmektedir.
Baştan beri bu miktardaki telefonları "evvelki suçları gözetilerek" Telekomünikasyon Kurumundan onay belgesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığından bakım-onarım belgesi almadan ve yolcu beraberi olarak yurda sokamayacağını hayatın olağan akışına ve ticari tecrübesine göre bilmesi gereken sanığın, atılı eylemi nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken beraatına karar verilmesi Yüksek Yargıtay 7. Ceza Dairesinin konuyla ilgili yerleşik tüm içtihatlarına uygun düşmemektedir." görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın kaçakçılık suçundan beraatına karar verilen olayda Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, somut olay itibariyle sanığa yüklenen suçun sübuta erip ermediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
19.01.2004 tarihinde düzenlenen tutanakta; İstanbul"dan Gaziantep"e gelen H…
….. U…
………."na ait pasaportun kontrolü sırasında çok sayıda çıkış-giriş olduğu ve Dubai"den gelip pasaport işlemlerini İstanbul Atatürk havalimanında yaptırdığı, iç hat yolcusu olarak geldiği, ancak bagajlarının transit olarak geldiğinin anlaşılması üzerine adı geçenin muayene peronunda beyana davet edildiği, beyanında 5 valiz içerisinde muhtelif marka ve miktarda cep telefonu ile cep telefonu bataryası olduğunu bildirmesi üzerine valizler açılarak yapılan muayenede 100 adet Nokia 3510, 100 adet Nokia 7210, 600 adet Nokia 6100, 50 adet Nokia 3200, 750 adet Nokia 5310, 500 adet Nokia 6610, 500 adet Nokia 1100, 500 adet Nokia 2100 olmak üzere toplam 3100 adet cep telefonu ile Samsung marka 93 adet batarya bulunduğunun tespit edildiği, kişiye sorulduğunda o an için yanında fatura veya herhangi bir belgesi bulunmadığını belirttiği, eşyalara el konularak H…
….. U…
………."nın gözaltına alındığı belirtilmiş, tutanak sanık tarafından da imzalanmıştır.
Sanık H…
….. U…
………., Gümrük Muhafaza Memurlarınca 20.01.2004 tarihinde alınan ifadesinde; söz konusu telefonları ve bataryaları gezmek için gittiği Dubai"deki fuarda, fiyatlarını çok ucuz bulduğu için aldığını, bu eşyalara ait fatura ve belgelerinin yanında olmadığını, ancak en kısa zamanda getireceğini, zaten bu eşyaları gümrük kontrolü esnasında sözlü olarak beyan edip ithal etmek istediğini söylediğini, senelerdir yurt dışına fuarlara gittiğini, son aylarda pek gitmediğini, devamlı olarak uygulamaların değişmesi nedeniyle daha önceki seferlerde olduğu gibi kendisinin girişinin İstanbul"da yapılarak eşyalarının ise transit gideceğini düşünerek bu şekilde geldiğini, bunda hiçbir kastının bulunmadığını beyan etmiştir.
C.savcılığında aynı gün alınan ifadesinde; Gümrük Müdürlüğündeki ifadesini tekrar ettiğini, daha sonra Dubai ile yaptığı telefon görüşmesi neticesinde almış olduğu malların faturasını faksla getirttiğini, fakat yurt dışından Türkiye"ye nasıl mal ithal edileceğini bilmediğini, bu nedenle resmi bir işlem yapmadığını, yaptığının suç olduğunu bilmediğini belirtmiş ve faksla getirttiği belgeleri sunmuştur.
Duruşmada 07.04.2004 günlü oturumda; zapt edilen eşyalar ile beraber Gaziantep havalimanına geldiğini, belgeler sonradan gönderileceği için yanında bulunmadığını, memurlara eşyaları beyan ettiğini, belgesi olmadığı için kaçak işlemi yapıldığını, suçsuz olduğunu söylemiştir.
Sanık müdafii de sanığın, yanındaki eşyalar için memurlara beyanda bulunması nedeniyle kaçakçılık kastının bulunmadığını, yolcunun ticari eşya getiremeyeceğine dair bir karar olmadığını, sanığın beraatına ve eşyaların yurtdışı edilme koşulu ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tutanak tanığı Y…
…. Y…
….., tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu, Gaziantep havalimanında kırmızı ve yeşil hatlar olmadığı için her yolcuya beyanı olup olmadığını sorduklarını, sanığa da sorduklarında 5 adet valizinde cep telefonu olduğunu söylediğini, valizleri tek tek açtıklarında tutanaktaki malzemeleri tespit ettiklerini, bu nedenle tutanak düzenlediklerini, Gaziantep"te iç ve dış hat yolcularının birlikte geldiklerini, bu nedenle yolcunun yurt içinden mi yurt dışından mı geldiğini sorarak tek tek beyan aldıklarını, ancak eşyaların gümrük olarak aynı geldiklerini, sanığın İstanbul"dan iç hat yolcusu olarak gelmesine rağmen eşyalarının transit geldiğini, tutanağın doğru olduğunu beyan etmiştir.
Tutanak tanığı E…
….. A…
….., tutanağın doğru ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, olaya ilk olarak Y…
…. Y…
….., E…
…. B…
…… ve kendisinin müdahale ettiklerini, sanığın uçaktan indikten sonra yolcularla birlikte kapıya geldiğini ve sanığın yanlarına gelerek beyan edecek eşyasının olduğunu söylediğini, ne olduğunu sorduklarında, cep telefonu ve bataryası bulunduğunu belirttiğini, sanığa sayısını sormadıklarını ve gerekli işlemler için kısım amirinin odasına davet ettiklerini, valizleri odaya alarak sayım yaptıklarını, sonuç olarak sanığın kendiliğinden beyanda bulunduğunu söylemiştir. Bunun üzerine tanık Yakup"tan tekrar sorulduğunda bu beyanlara katıldığını belirtmiştir.
Diğer tanıklar N…
….. Ö…
……, H…
….. K…
….., L…
….. K…
…… ve İ…
…… A…
…… ise, olayın haber verilmesi üzerine sayıma katıldıklarını, tutanak içeriğinin doğru olduğunu beyan etmişlerdir.
Sanık tarafından C.savcılığına ibraz edilen fatura fotokopisinin incelenmesinde; Dubai"de bulunan R…
…. E…
…. Electronics adlı firma tarafından 17.01.2004 tarihinde düzenlendiği, suç tutanağına konu cep telefonlarının marka ve modele göre sayı olarak faturada aynen yer aldığı ve toplam bedelinin 74.250 Amerikan Doları olduğu anlaşılmaktadır.
Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gaziantep Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünce 11.03.2004 günlü yazı ile; sanıkta yakalanan eşyalar için, Dış Ticaret Müsteşarlığının 2004/4 sayılı ithalat tebliği gereğince Telekomünikasyon Kurumundan onay belgesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığından, ithal edilecek eşyalar için bakım onarım ve garanti belgesi alınması (bu işlem için de servis ağının olması ve tüzel kişiliğin şart olduğu) gerektiği, ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanlığından alınacak bu belgeler ekinde CISM listesinin bulunduğu ve bu listede ithal edilecek telefonların seri numaralarının olduğu; bu nedenle söz konusu eşyaların ithalinin lisansa, koşula veya izne, kısıntıya, standardizasyon kontrolüne veyahut belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi eşya statüsünde bulundukları, sanığın, 19.01.2004 tarihinden evvel başmüdürlüklerine herhangi bir başvuruda bulunmadığı bildirilmiştir.
Gaziantep Valiliği Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünce 03.03.2004 günlü yazı ile sanık Hamit Uzunoğulları"na herhangi bir ithalat izni verilmediği bildirilmiştir.
Dosyada sanığın pasaportunun sayfalarının onaylı fotokopileri bulunmakta olup, bir çok kereler yurt dışına giriş çıkış yaptığı anlaşılmaktadır.
Dosya içerinde bulunan Oğuzeli Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/87 esas sayılı dosyasının onaylı örneğinin incelenmesinde;
Sanık H…
….. U…
………. hakkında 18.01.2001 günlü iddianame ile; 15.11.2000 tarihinde Dubai transit bağlantılı olarak havalimanına gelişinde telefon, çatı anteni, faks makinesi gibi eşyaların yakalandığından bahisle 1918 sayılı Yasanın 14/3 ve 33/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açıldığı;
Yerel Mahkemece yapılan yargılamada 13.06.2001 gün ve 87-18 sayı ile; sanığın getirdiği eşyalara gümrük salonunda el konulduğu, yolcu olarak gelen kişinin ticari mahiyette eşya getiremeyeceği yolunda bir kural bulunmadığından ve sanığın beyana davet edilmediğinden kaçakçılık suçunu işlediğine dair kanıt elde edilemediğinden bahisle beraatına karar verildiği;
Bu hükmün, katılan idare vekili ile o yer C.savcısının temyizleri üzerine dosyayı inceleyen Yüksek 7. Ceza Dairesince 24.12.2001 gün ve 16474-19876 sayı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Bütün bu bilgi ve belgeler bir arada ele alınıp değerlendirildiğinde;
Sanık, yurtdışından İstanbul"a ve oradan da Gaziantep"e uçakla gelmiş olup, bagajları ise gümrük muayenesi yapılmadan transit olarak Gaziantep"e ulaşmış, bunun üzerine görevlilerce beyana davet edildiğinde muhtelif markalarda cep telefonu getirdiğini bildirince yapılan muayenede beş valiz içerisinde toplam 3100 adet cep telefonu ve 93 adet batarya bulunarak, belge sunulamaması nedeniyle bunlara el konulmuştur. Sanık savunmalarında yıllardır yurtdışındaki fuarlara gittiğini, bu kez de Dubai"de gezdiği fuarda ucuz fiyatlı cep telefonu bulunca bunları satın aldığını, bunları nasıl ithal edeceğini bilmediğini bildirmiş, telefonlar ve bataryalara ilişkin fatura örneğini de yakalandıktan sonra yurtdışından faksla getirtmiştir. Yakalanan cep telefonları ve bataryaların ticari miktarda olduğunda kuşku yoktur.
Sanıkta yakalanan cep telefonları, ithali, izne ve belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi eşyalardandır. 4926 sayılı Kaçakçılık Yasasının 3. maddesinin (d-1) bendi gereğince, ithali; lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tâbi olan eşyayı gerçeğe aykırı her türlü beyanname ve belge ile gümrük idaresini yanıltarak işlemini yaptırmak suretiyle ithal etmek veya bunlara teşebbüs etmek, kaçakçılık eylemi olarak nitelendirilmektedir.
Sanığın, yakalanan malların ticaretiyle uğraştığı ve daha önce de benzer eylem nedeniyle yargılandığı nazara alındığında, söz konusu eşyayı nasıl ithal edeceğini bilmediğine ilişkin savunmasına itibar edilemez. Zira, daha önce yargılandığı olayda da Dubai"den benzer eşya getirdiği için hakkında kaçakçılık suçundan dava açılmış olup, olay tarihleri birbirine yakındır. Bu nedenle sanık, getirdiği cep telefonlarının yolcu beraberinde getirilerek ithal işlemi yapılamayacağını bilecek durumdadır. Aksine, eşyasının transit gelmiş olmasından ve yolculara gösterilen kolaylıktan yararlanmak suretiyle yurda sokmak isteyen sanığın, gümrük memurlarınca kontrol yapıldığını görünce miktar belirtmeksizin yanında cep telefonu getirdiğine dair beyanda bulunması, o anda ortaya çıkan zorunluluktan kaynaklanmakta olup, cep telefonlarını yurda sokmak için başladığı icra hareketlerini elinde olmayan nedenlerle tamamlayamadığı anlaşılmaktadır. O halde, kaçakçılık kastı ile hareket eden sanığın, dosya kapsamına uymayan gerekçelerle beraatına karar verilmesi isabetsizdir.
Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve noksan soruşturma ile verilen Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ve Üyeler ise, "Sanığın savunması, hava alanında kendiliğinden gümrük görevlilerine başvurarak beyanda bulunduğu tutanak tanıklarınca doğrulanmıştır. Kendiliğinden beyanda bulunan sanığın, yakalanan cep telefonlarını kaçak olarak yurda sokmaya kalkıştığının kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Daha önce benzer suçtan yargılanmış olması, kaçakçılık kastının varlığını göstermeye yeterli değildir. Nitekim sanık daha önce yargılandığı olayda da beraat etmiş ve temyiz incelemesi sonucunda o karar da onanarak kesinleşmiştir. Kaldı ki, her davanın kanıtları birbirinden farklı olup, kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle Yerel Mahkemece sanık hakkında verilen beraat kararının, Özel Dairece onanması isabetli bulunduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 14.02.2006 gün ve 8886-265 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Oğuzeli Asliye Mahkemesinin 16.02.2004 gün ve 26-28 sayılı beraat hükmünün BOZULMASINA,
Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 16.05.2006 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.