Esas No: 2003/7
Karar No: 2003/9
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2003/7 Esas 2003/9 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2003/7 E., 2003/9 K.
"İçtihat Metni"
OLAY : Adıgeçen Şirketin ticari amaçla ithal ettiği tohumlukların gümrüğe tabi olması gerekirken sehven gümrük muafiyeti uygulandığının saptandığı nedeniyle, 2.5.1994 günü tescil edilen 2988 sayılı beyanname kapsamı için tahsil edilemeyen Toplu Konut Fonu tutarının iki katı 516,000,000.- TL. para cezası tahakkuk ettirildiği ve ödenmesi yolunda, Gümrük İdaresince, 6.12.1998 gün ve 26478 sayılı yazı ile, 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre bildirimde bulunulmuştur.
1- Davacı Şirket vekilince, sözkonusu para cezasının iptali istemiyle, 10.2.1999 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.
ANKARA 3. VERGİ MAHKEMESİ: 16.2.1999 gün ve E: 1999/86, K: 1999/89 sayı ile, dava konusu para cezasının 2576 sayılı Yasa"da vergi mahkemelerinin görevleri arasında sayılan davalardan olmadığı ve idare mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle, 2577 sayılı Yasa"nın 15/1-a. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine ve dava dosyasının görevli Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Dosyanın gönderildiği Ankara 7. İdare Mahkemesi"nce 26.3.1999 gün ve 1999/299-284 sayı ile dilekçe ret kararı verilmesi üzerine, davacı Şirket vekilince usulüne uygun olarak düzenlenen 25.5.1999 günlü dilekçe ile, aynı istekle dava yenilenmiştir.
ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ; 12.7.1999 gün ve E: 1999/570, K: 1999/747 sayı ile, dava konusu işlemle tahsili amaçlanan ceza tutarının, aynı ithal işlemi nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimleri ile toplu konut fonu matrahına göre hesaplanmış olması karşısında, uyuşmazlığın çözümünün maddi olaydaki birlik sebebiyle vergi uyuşmazlığının sonucuna bağlı olduğu; bir vergiyle bağlantılı bulunan ceza ile ilgili davanın, gerek usul ekonomisi ve gerekse davaların farklı mahkemelerde görülmesinin uygulamada ortaya çıkaracağı sakıncalar nedeniyle 2576 sayılı Yasa"nın 6. maddesine göre vergi mahkemesinde çözümlenmesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine ve dava dosyasının görevli mahkemenin belirlenmesi için 2576 sayılı Yasa"nın 8/b. maddesi uyarınca Bölge İdare Mahkemesi"ne gönderilmesine karar vermiştir.
ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ"nce; 17.11.1999 gün ve E: 1999/422, K: 1999/476 sayı ile, aynı ithal işlemi nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimleri ile aynı matraha göre hesaplanan toplu konut fonunun iki katı tutarında kesilmiş olan dava konusu para cezasının, maddi olaydaki birlik, usul ekonomisi ve davaların farklı mahkemelerde görülmesinin uygulamada ortaya çıkaracağı sakıncalar gözönüne alınarak, 2576 sayılı Yasa"nın 6. maddesi uyarınca gümrük vergi ve resimlerine ilişkin davaya bakmakla görevli vergi mahkemesince çözümlenmesi gerektiğine ve dosyanın Ankara 3. Vergi Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
ANKARA 3. VERGİ MAHKEMESİ; 30.11.1999 gün ve E: 1999/795, K: 1999/829 sayı ile, dava dosyasının incelenmesinden, davanın 6.12.1999 gün ve 26478 sayılı 516,000,000.- liralık para cezasına karşı açıldığı; ancak, Tır Gümrük Müdürlüğünün 10.2.1999 gün ve 2091 sayılı yazısında: cezanın 958,400,000.- lira olması gerektiğinin, ilk cezanın yanlış hesaplanarak davacıya tebliğ edildiğinin, ikinci tebligatla dava konusu işlemin idarece iptal edilmiş olduğunun, ikinci işlemle tesis edilen 958,400,000.- TL. para cezasına Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 1999/159 esas sayılı dosyasında itiraz edildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, dava konusu edilen 516,000,000.- liralık para cezasına ilişkin işlem davalı idarece iptal edildiği görüldüğünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
2- Davacı Şirket vekilince, 6.12.1998 gün ve 26478 sayılı bildirim konusu Toplu Konut Fonunun iki katı 516,000,000.- lira para cezasına karşı, 5.2.1999 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuş olup; ANKARA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ"nin 1999/71 sayılı esasına kaydedilmiştir.
Davalı Gümrük İdaresince, 6.12.1998 gün ve 26478 sayılı bildirimdeki para cezasının hatalı olduğundan bahisle tebliğ edilen 10.2.1999 gün ve 2091 sayılı yeni bildirimde, Toplu Konut Fonunun iki katı para cezası olarak 958,400,000.- lira tahakkuk ettirilmesi üzerine, davacı Şirket vekilince, yeni bildirimin konusunu oluşturan 958,400,000.- liralık para cezasına karşı da 22.2.1999 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuş olup, ANKARA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ"nin 1999/159 sayılı esasına kaydedilen dava dosyasının, 3.5.1999 gün ve K: 1999/409 sayı ile, dava konusu ve taraflarının aynı olması nedeniyle Mahkemenin 1999/71 sayılı esasında kayıtlı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
ANKARA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ; 3.5.1999 gün ve E: 1999/71, K: 1999/ 402 sayı ile, Gümrük İdaresince tahakkuk ettirilen para cezasının toplu konut fonuna ilişkin olup, gümrük para cezası niteliğinde bulunmadığı ve 1615 sayılı Gümrük Kanununun 158. maddesi kapsamına girmediği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine idari para cezasının kaldırılıp kaldırılmaması konusunda karar verilmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar vermiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın gönderilmesi üzerine ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ; 26.5.1999 gün ve E: 1999/532, K: 1999/572 sayı ile, 2577 sayılı İ.Y.U.K."nun 9/1. maddesine göre, Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararından itibaren yasal süresi içinde Mahkemeye hitaben yazılmış ayrı bir dava dilekçesiyle dava açılması gerekirken, adli yargı yerince gönderilen dosyaya ait esas kaydının kapatılmasına ve dosyanın Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermiştir.
Ankara 1. Asliye Ceza Hakimliğince 21.7.1999 gün ve E: 1999/71 sayılı yazı ile, Mahkemeden verilen 3.5.1999 günlü karar ile Ankara 3. İdare Mahkemesinin 26.5.1999 gün ve 1999/532-572 sayılı kararı nedeniyle görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle, Uyuşmazlık Mahkemesinden görev yönünün tespiti için dosyanın Ankara 3. İdare Mahkemesine gönderilmesi hususu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenilmiş; sözkonusu yazı ekindeki dosyayı alan Ankara 3. İdare Mahkemesi Başkanlığı ise, Mahkemenin 1999/532-572 sayılı kararının, görevsizlik kararı olmayıp, 2577 sayılı Yasa"ya göre, davacı tarafından dava dilekçesi ile doğrudan İdare Mahkemesine başvurulmak yoluyla idari dava açılabileceğinden bu kurala uyulmadan gönderilen dava dosyasının esas kaydının kapatılarak Mahkemesine iadesine ilişkin olduğunu, bu nedenle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilemeyeceğini belirterek, 20.9.1999 günlü yazı ekinde dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iade etmiştir.
ANKARA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ"nce, 1999/977 sayılı esasa kaydedilen davada yapılan yargılama sonunda, 17.11.1999 gün ve K: 1999/1071 sayı ile, itirazın kabulü ile verilen gümrük para cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Anılan karar, davalının temyiz başvurusu üzerine YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ"nce, 10.5.2001 gün ve 2001/6449-8511 sayı ile, "para cezasına itiraz üzerine yapılan duruşmanın 3.5.1999 günlü celsesinde verilmiş bulunan görevsizlik kararının usulüne uygun olarak kaldırılmamış bulunduğu gözetilmeden dosyanın yeniden ele alınarak duruşma açılıp yazılı şekilde karar verilmesi, Yasa"ya aykırı gümrük idaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğü..." gerekçesiyle bozulmuştur.
ANKARA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ; 9.10.2001 gün ve E: 2001/848, K: 2001/1120 sayı ile, Yargıtay bozma kararına uyduktan sonra, Mahkemece 3.5.1999 tarihinde görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın görevli idare mahkemesine gönderildiği; Ankara 3. İdare Mahkemesinin 26.5.1999 tarihinde 1999/532-572 sayılı kararı vererek dosyanın iadesine karar verdiği; ancak görevli mahkemenin bu aşamaya kadar çözümlenemediği; her iki mahkeme arasındaki ihtilafın halli gerektiğinden öncelikle CYUK."nun 253/3. maddesi gereğince yargılamanın durdurulmasına ve dosyanın görev itilafının halli için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
Adli yargı yerine ait dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.12.2002 günlü yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiş; Başkanlık tarafından konu ile bağlantısı saptanan idari yargıya ait dava dosyası ilgili Mahkemeden temin edilerek incelemeye alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ali HÜNER"in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU"nun katılımlarıyla yapılan 10/3/2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU"nun 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan ve yönteme uymayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ"in başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
USULE İLİŞKİN İNCELEME:
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 19. maddesinde "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmüne yer verilmiş; 27. maddede ise, "Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder." denilmiştir.
1- İdari yargı yerinde, 6.12.1998 günlü bildirime ilişkin usulüne uygun olarak açılan davada yapılan yargılama sonunda "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı" yolunda bir karar verilmiş olup, ortada yargı yolu bakımından idari yargı yerince verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.
2- Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.M.U.K."nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K."nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan "görev" kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda, görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.
Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda; dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise; görevli olduğu işaret edilen yargı yerine, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.
Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli olduğu işaret edilen idari yargı yerine gönderilmesi üzerine, bu yargı yerince, İ.Y.U.K."nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerine açılmış bir dava bulunmadığı nedeniyle adli yargı yerine ait dava dosyasının Mahkemesine iade edilmiş olması, yukarıda yapılan tespite uygun düşmektedir.
2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesine göre, bir yargı yerinin re"sen Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvuruda bulunabilmesi için: tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada daha önce diğer yargı yerlerinden birisi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş bulunması ve bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen yargı yerinin de davada görevsizlik kararı veren yargı yerinin görevli olduğu kanısına varması gerekmektedir.
İkinci durumda, adli yargı yerinde itiraza konu edilen ve Asliye Ceza Mahkemesi"nin 1999/71 esas sayılı dosyasında birleştirilen 6.12.1998 ve 10.2.1999 günlü bildirimlere ilişkin davada, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş ise de, dosyanın gönderilmesi üzerine İdare Mahkemesince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmamaktadır.
Her iki durum birlikte değerlendirildiğinde: adli yargı yerince yargı yolunu değiştiren bir görevsizlik kararı verilmiş olmasına karşılık, ortada tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada idari yargı yerlerince yargı yolu bakımından verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı olmadığından, olayda 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen adli , idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin; 19. maddesinde ise, daha önce adli, idari veya askeri yargı mercilerinden birisinin "kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı" bulunması koşulu gerçekleşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa"nın 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan ve yöntemine uymayan başvurunun, aynı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.
SONUÇ: 2247 sayılı Yasa"nın 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan ve yöntemine uymayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 10.3.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.