Esas No: 2015/1325
Karar No: 2015/2591
Karar Tarihi: 16.06.2015
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1325 Esas 2015/2591 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."nın ... A.Ş"nin yetkilisi olduğu, ... Bankası Bozüyük Şubesi"nden şirket adına kullandığı ticari kredi teminatı olarak borçlusu hükmü temyiz etmeyen katılan ... olan 2.845 TL bedelli, 04.02.2008 tanzim ve 05.05.2008 vade tarihli senedi verdiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine banka tarafından ... aleyhine icra takibi başlatıldığı ve ..."in evinde haciz işlemi uygulandığı, bunun üzerine ..."in savcılığa müracaat ederek evine kombi tesisatı döşetmek üzere sanığın yetkilisi olduğu şirket ile anlaştığını, yapılan iş karşılığında 750 TL peşin para ile 145 TL’lik 11 adet ve 155 TL’lik bir adet senet verdiğini, senetlerin bedelini tamamen ödediğini, icra takibine esas senette bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirttiği ve sanığın bu şekilde dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda,
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Oluşa, sanığın savunmalarına, kriminal bilirkişi raporlarına, tanık anlatımına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın suça konu senedi açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği başka bir ..."den sattığı malzeme karşılığında aldığını savunduğu, ancak yapılan araştırmada sanığın senedi aldığını iddia ettiği ... isimli şahsın bulunamadığı, yapılan bilirkişi incelemesinde senetteki yazı ve imzaların hakkında icra takibi yapılan katılan ..."in eli ürünü olmadığı anlaşıldığından, resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılan ... ve tanık anlatımı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın bankadan kredi çekmek amacıyla teminat olarak verdiği senedin kredinin geri ödenmemesi nedeniyle banka tarafından icraya konulduğu, ancak senedin hakkında icra takibi yapılan ve senette borçlu olarak gözüken katılan ... tarafından düzenlenip sanığa verilmediğinin sanık savunması ve bilirkişi raporu ile sabit olduğu, sanığın sahte olarak oluşturulmuş bir senedi teminat olarak verip bankadan kredi çektiği anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK"nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun"un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının 237 gün karşılığı 4.740 TL olarak belirlenmesi gerekirken sanık hakkında eksik ceza tayini,
b) Hapis cezanın ertelenmesinde sürenin üst sınırının, fiili işlediği sırada altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıl olması karşısında, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hapis cezası ertelendiği halde, dolandırıcılık suçundan verilen hapis cezasının miktarına göre yeterli gerekçe gösterilmeden TCK"nın 51/1. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son madde hükmü uyarınca sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 16/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.