Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/11-5 Esas 2006/27 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/11-5
Karar No: 2006/27

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/11-5 Esas 2006/27 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/11-5 E., 2006/27 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/11-5 E., 2006/27 K.

  • BİTKİ ÖRTÜSÜNÜN TAHRİP EDİLEREK AÇILAN YOLUN EKOLOJİK DENGEYİ BOZDUĞUNA DAİR VERİLEN İFADELERİN HUKUKİ NİTELİĞİ
  • DOĞAL SİT ALANINA FİZİKİ MÜDAHALEDE BULUNARAK TECAVÜZ SUÇUNDAN BERAAT ETMİŞ OLAN KİŞİNİN HUKUKİ DURUMU
  • MİLLİ PARKLAR GÖREVLİLERİNCE DÜZENLENMİŞ BULUNAN ZABIT TUTANAĞININ DELİL OLABİLME NİTELİĞİ
  • "İçtihat Metni"

    Sanık F…

    … Aydoğdu"nun doğal sit alanına fizikî müdahalede bulunma suçundan beraatine ilişkin Rize Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.06.2001 gün ve 10-187 sayılı hüküm katılan vekili ile C.Savcısı tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 06.10.2004 gün ve 10223-6526 sayı ile;

    "Dosyada mevcut milli parklar görevlilerince düzenlenen 03.07.2000 tarihli tutanak, zabıtaca tanzim olunan 15.08.2000 günlü olay yeri tespit tutanağı, Köy Hizmetleri Rize il Müdürlüğünün 27.04.2001 günlü cevabi yazısı, mahkemece yapılan keşfe katılan Çevre Mühendisi bilirkişi N…

    … Çolakoğlu ile İnşaat Mühendisi bilirkişi Y…

    …. Büyük"ün oluşa ve dosya içeriğine uygun görülen raporlarına göre; Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19.05.1998 gün ve 3148 sayılı kararı ile 3. derece doğal SİT alanı olarak tescil ve ilan edilen suça konu yerde, sanığın olay tarihinde koruma kurulundan izin almadan Çamlıhemşin ilçesi Yukarı Kavron yaylasına giden ve kar, tipi, çığ ve sel gibi doğal olaylar sonucu bozulan yolu düzeltmek için orada bulunan köy hizmetlerine ait dozerle, bu yerden ayrı olarak eskiden patika olarak kullanılan ve kara taşıtlarının kullanamayacağı nitelikte olan suça konu yolu 4,5 metre genişliğinde ve 150 metre boyunda genişleterek fiziki müdahalede bulunduğu ve mevcut durum itibariyle bitki örtüsünün tahrip edilerek yolun açıldığı, bu nedenle ekolojik dengeyi bozma yönünde doğal çevrenin tahribatına neden olduğunun anlaşıldığı ve sanığın muhtar olmasına rağmen söz konusu işlem için izin alınması gerektiğini bildiğine dair açık ikrarda bulunduğu, bu nedenle eyleminden dolayı 2863 sayılı Yasanın 65. maddesinin (a) bendindeki suçun tüm unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden, fen bilirkişisinin raporuna yanlış anlam vermek suretiyle suça konu yolun eskiden bu yana var olduğu, yeni yapılmadığından bahisle ve sanığın bu fiili kişisel amaçla yapmayıp, kamu yararı düşüncesiyle gerçekleştirdiğinden bahisle beraate karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.

    Yerel Mahkeme 17.03.2004 gün ve 15-42 sayı ile;

    "Ç…

    …….. Yukarı K…

    …. yaylasında bulunan suça konu mahalle yolunun suç tarihinden önce var olduğu Fen bilirkişisinin raporu ile de sabit olmuştur.

    Hal böyleyken bölgenin yüksek rakımlı olması ve ağır tabiat şartları sebebiyle kapanan yolun toplumsal faydasının temini için tekrar hizmete açılması amacıyla yapılan işlemin, 2863 sayılı Yasanın konuluş amacına aykırı olmadığı ortadadır. Yasa SİT alanına yapılan haksız, izinsiz ve yersiz müdahaleleri yasaklamaktadır. Suça konu olan raporlardan da anlaşılacağı üzere, suça konu yer 3. derecede doğal SİT alanı olup, yerleşime de açıktır. Proje dahilinde bina yapılması da mümkün bulunmaktadır. Bu sebeple, sanığın eylemi, sadece ağır kış koşulları sebebiyle kapanan mahalle yolunu aynı şartlarda ve aynı genişlikte tekrar açmaya çalışmaktan ibaret olduğu, sanığın eyleminde toplumsal amaç ve gereklilik gözetildiğinde, sanığın SİT alanının doğal yapısını tahrip ve bozma kastının bulunmadığı açıkça ortaya çıkmıştır. Bu yolun eski halinden fazlaca genişletildiği, çevresinin de tıraşlanarak yapılan fiziki müdahalenin ekolojik dengeyi bozduğu hususu yapılan bilirkişi incelemesinde tespit edilememiştir. Yapılan keşifte açılan yolun halen araç geçişine uygun olmadığı da tespit edilmiştir. Bu sebeple sanığın yasal unsurları oluşmayan suçtan beraatine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de süresi içinde katılan vekili ve C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "hükmün bozulması" görüşünü içeren 21.09.2005 gün ve 92758 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Sanığın doğal sit alanına fizikî müdahalede bulunma suçundan beraatine karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, yüklenen suçun maddi ve manevî unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

    İncelenen olayda;

    Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Koruma Mühendisi tarafından düzenlenen 08.06.2000 tarihli tutanakta; Milli Park sahası Kavron Yaylası Mevkiinde yapılan kontrolde Yayla merkezine yakın yerde yolun solunda paletli dozerle yaklaşık 150 metre yol yapıldığı ifade edilmiş, bu tutanağın Cumhuriyet savcılığına suç duyurusu ile birlikte gönderilmesi üzerine, Cumhuriyet savcısı olayın araştırılıp failinin belirlenmesini jandarmadan istemiştir. Yaptığı araştırma sırasında jandarmanın düzenlediği 15.08.2000 günlü olay yeri tespit tutanağında; "Tamamlanmamış yolun Hala Mahallesine çıktığı, paletli dozer izlerinin bulunduğu, mahallede Yukarı Ş…

    …. Köyü halkının yaşadığı, mahalle halkının eski yolun tesviyesi için köy muhtarı F…

    …. Aydoğdu"dan istemde bulunması üzerine 2000 yılı Haziran ayı içinde çığ çalışması için köyde bulunan Köy Hizmetlerine ait bir paletli dozere muhtar F…

    … tarafından bu yolun yaptırıldığı, köy muhtarı F…

    … Aydoğdu"nun beyanında; dozer şoförünü tanımadığını, eski mahalle yolunu tesviye ettirmek için izin alınması gerektiğini bilmediğini, millî parklar alanı projeleri ve planları ile ilgili kendisine bilgi verilmediğini söylediği" belirtilmiştir.

    Sanık F…

    …. Aydoğdu Cumhuriyet savcısına verdiği 08.12.2000 tarihli ifadede; tutanak tutulan yol 1989-1991 yılları arasında yapılmış, daha sonraki yıllarda çığ sebebiyle bozulmuş, kullanılmaz duruma gelen yol en son 2000 yılı Haziran ayında çığın yollara verdiği zararı düzeltmek amacıyla köy hizmetlerine ait paletli dozer tarafından düzeltilmiştir. Olay tarihinde yaylada değildim. 152 metre uzunluğunda 5 metre genişliğinde olan bu yolun düzeltilmesi hususunda herhangi bir talebim olmamıştır. Suça konu Yukarı Kavron Yaylasının millî park olduğunu ve ilgili kurumlardan izin alınmadan yapılaşma ve doğa tahribi yapılamayacağını biliyorum demiş, duruşmada; önceki beyanını tekrar etmiş, mahkemece gerçekleştirilen keşif sırasındaki beyanında ise, eski mahalle yolunu Köy Hizmetleri araçları açtığı sırada makine bu yeri de tesviye etmiş, benim yazılı bir talebim yoktu şeklinde savunmada bulunmuştur.

    Gönderilen cevabî yazılardan, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19.05.1988 tarih ve 3148 sayılı kararıyla Rize İli, Çamlıhemşin İlçesi sınırları içinde bulunan ve 1/25.000 ölçekli haritalarda sınırları belirlenen bölümlerin bir kısmının birinci derece, ikinci derece ve üçüncü derece doğal sit alanı olarak tespit edildiği, bu kararın belediye hoparlöründen ve ayrıca mahallinde asılmak suretiyle 14.09.1998 tarihinden itibaren bir ay süreyle ilân edildiği anlaşılmaktadır.

    Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün cevabî yazısında ise; 2000 yılı Haziran ayında bölgede çığ temizleme çalışması sürerken, muhtar Faik Aydoğdu"nun, yıllar önce yapılmış, ancak zamanla kullanılamayacak hale gelmiş olan mevcut yolun dozerle temizlenerek ulaşıma açılması hususundaki isteğinin de yerine getirildiği bildirilmiştir.

    Mahkemece olay yerinde yapılan keşifte hazır bulunan teknik bilirkişilerden S…

    …. Kılıçoğlu 25.06.2001 günlü raporunda; krokide kırmızı noktalarla gösterilen yolun 1/25.000 ölçekli haritada varolduğunu, zeminde de bu yolun patika olarak kullanıldığının görüldüğünü, sanığın bu yolu kuzey ve güney ekseninde genişlettiğini, krokide görüldüğü üzere halen yol olarak kullanıldığını ve üçüncü derece doğal sit alanı içinde kaldığını,

    İnşaat Mühendisi Y…

    …. Büyük düzenlediği 20.06.2001 günlü raporda; yolun 150 metre uzunluğunda 4,50 metre genişliğinde olduğunu, gelişigüzel açılması nedeniyle kara taşıtları tarafından kullanmasına imkan bulunmadığını, üçüncü derece doğal sit alanı içinde bulunduğunu, burada yapılacak bütün uygulamalar için Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"ndan izin alınması gerektiğini,

    Çevre Mühendisi N…

    …. Çolakoğlu ise düzenlediği 18.06.2001 günlü raporda; F…

    … Aydoğdu tarafından açtırılan yolun mevcut durumuyla bitki örtüsü tahrip edilerek yapıldığını, doğal çevrenin tahribine neden olunduğunu belirtmişlerdir.

    Görüleceği üzere sanığın, 3. derece doğal sit alanı olarak tescil ve ilân edilen suça konu yerde, Ç…

    …… İlçesi Y…

    … K…

    …. Yaylasının ulaşımını sağlayan yolu onarmak üzere orada bulunan Köy Hizmetlerine ait dozeri çalıştırmak suretiyle, bu yolun dışında, kara taşıtlarının kullanamayacağı nitelikte olup eskiden patika olarak kullanılan suça konu yolu Koruma Kurulu"ndan izin almaksızın genişlettiği, bu suretle 150 metre boyunda, 4,5 metre genişliğinde bir alana fizikî müdahalede bulunduğu ve bu çalışma sırasında bitki örtüsü ile doğal çevrenin tahribata uğradığı anlaşılmaktadır. Sanık, suça konu yere izinsiz müdahale edilemeyeceğini bildiğini açıkça ikrar etmiştir. Yolun eskiden bu yana var olması, müdahale için izin alınması zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Sit alanına izinsiz fiziki müdahalede bulunma suçu genel kasıtla işlenebilen bir suçtur. Failin sonucu bilerek ve isteyerek hareketi gerçekleştirmesi suçun oluşumu için yeterlidir; saikın önemi yoktur. Dolayısıyla, izinsiz müdahalenin köylünün istifadesi için gerçekleştirilmesi suçun manevi öğesi bakımından önem taşımaz. O halde, sanığın sabit olan eylemi nedeniyle maddi ve manevî öğeleri itibariyle oluşan bu suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

    Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

    Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 21.02.2006 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara