Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/9-172 Esas 2006/10 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/9-172
Karar No: 2006/10

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/9-172 Esas 2006/10 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, haksız yere tutuklu kalması nedeniyle davalı Hazine'den maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Ayrıca, vekalete ilişkin ücretin davacı vekiline verilmesine karar verilmiştir. Ancak Yargıtay C.Başsavcılığı, belirtilen avukatlık ücretinin davacı vekili lehine hatalı bir şekilde belirlenmesinden dolayı itiraz etmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 1136 S. Avukatlık Kanunu (Madde 13), 1136 S. Avukatlık Kanunu (Madde 164), 1412 S. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) (Madde 322).
Ceza Genel Kurulu 2005/9-172 E., 2006/10 K.

Ceza Genel Kurulu 2005/9-172 E., 2006/10 K.

  • DAVA SONUCUNDA VERİLEN HÜKÜM GEREĞİNCE OLUŞAN VEKALEK ÜCRETİ DURUMU
  • DAVACI KİŞİNİN HAKSIZ YERE TUTUKLU KALDIĞI SÜRE İÇİN TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNMASI
  • YARGILAMA GİDERLERİ USULÜ HAKKINDA
  • 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 13 ]
  • 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 164 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 322 ]
  • "İçtihat Metni"

    Davacı F…

    …. Sir"in haksız olarak tutuklu kaldığı süre karşılığında 1.093.096.000 lira maddi, 1.000.000.000 lira manevi tazminatın davalı Hazine"den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve 22.01.1973 gün ve 7-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca 90.000.000 lira dilekçe yazım ücretinin davalı Hazine"den alınarak davacı vekiline verilmesine ilişkin Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.04.2004 gün ve 123-75 sayılı hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Ceza Dairesi 08.11.2005 gün ve 5592-8253 sayı ile;

    "1- Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.09.2005 tarihli kararında da belirtildiği üzere, 4667 sayılı Yasa ile değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164, 168/son maddeleri uyarınca davacı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca tarifenin 3. kısmı gereğince ve ikinci kısmın ikinci bölümünün onuncu sıra numarasındaki ücretten az olmamak üzere vekalet ücreti tayini gerekirken, davacı yararına dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,

    2- Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.04.2004 gün ve 47-101 sayılı kararında da belirtildiği gibi dilekçe yazım ücretinin davacı asil yerine, vekile verilmesi, Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle bozulmasına, bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK.nun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, "700.000.000" lira vekalet ücretinin davalı Hazine"den alınarak davacıya verilmesine" denilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına" karar vermiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 08.12.2005 gün ve 129410 sayı ile;

    "Davalı Hazine aleyhine maddi ve manevi tazminat ile dilekçe yazım ücreti hükmolunmasına ilişkin karar yasal süresi içerisinde davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olup davacı tarafın temyizinin bulunmaması nedeniyle bu miktarı kabullendiği ve bunun Hazine lehine kazanılmış hak teşkil ettiği açıktır. Davalı Hazinenin kazanılmış hakkını yok edecek biçimde 90.000.000 lira dilekçe yazım ücretinin, 700.000.000 lira vekalet ücreti olarak düzeltilmesi yasaya aykırı bulunduğundan, vekalet ücretinin miktarının düzeltilmesine ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür." görüşü ile itiraz yasayoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün "90.000.000 lira dilekçe yazım ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    İnceleme konusu olayda;

    Yerel Mahkeme, davacının haksız olarak tutuklulukta geçirdiği süre yönünden maddi ve manevi tazminata hükmetmiş, ayrıca 90.000.000 lira dilekçe yazım ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire bu hükmü, davacı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca tarifenin 3. kısmı gereğince ve ikinci kısmın ikinci bölümünün onuncu sıra numarasındaki ücretten az olmamak üzere vekalet ücreti tayini gerektiğinden bahisle bozmuş ve avukatlık ücretini 700.000.000 liraya çıkartmak suretiyle hükmü düzelterek onamıştır.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise, temyiz istemi bulunmayan davacının hükümdeki miktarı kabullenmiş sayılacağını, dolayısıyla bu miktarın davalı Hazine bakımından kazanılmış hak oluşturduğunu, salt davalının temyizi üzerine hükmün avukatlık ücreti 700.000.000 liraya çıkartılmak suretiyle düzeltilerek onanmasının mümkün bulunmadığını belirterek itiraz yasa yoluna başvurmuştur.

    Gerek hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 413/son maddesi, gerekse hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 324/1. maddesi uyarınca "avukatlık ücreti" yargılama giderlerindendir. Bu durum, vekalet ücretinin kişisel hak olma niteliğini değiştirmez. Nitekim, C.savcıları hükümde belirtilen ve kamuyu ilgilendiren yargılama giderlerinin tahsilini CMUK"nun 406 ve CMK"nın 324. maddeleri uyarınca Harçlar Kanunu hükümlerine göre sağlamaktadırlar. Oysa, kişisel hakka ilişkin bulunan avukatlık ücretinin tahsili İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine tabidir. Öte yandan, kişisel hakka ilişkin yasaya aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir.

    Olayımızda, davalı Hazine"den alınarak davacıya verilmesi gereken avukatlık ücreti 700.000.000 lira yerine hatalı biçimde 90.000.000 lira olarak eksik belirlenmiş ise de, bu hüküm sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dolayısıyla eleştiri konusu yapılabilecek olan bu nedenden dolayı hükmün davalı aleyhine sonuç doğuracak biçimde bozulması mümkün değildir. O halde, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.

    Öte yandan, davacı asil yerine davacı vekili lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olduğundan, Yerel Mahkeme hükmünün bozulması ve CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün bu yönü düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABÛLÜNE,

    2- Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 08.11.2005 gün ve 5592-8253 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

    3- Yerel Mahkeme hükmünün davacı asil yerine davacı vekili lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

    Ancak bu bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılan gönderme nedeniyle 1412 sayılı CMUK"nun halen yürürlükte bulunan 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükmün düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sair yönleri usûl ve yasaya uygun bulunan hükme "90.000.000 lira avukatlık ücretinin davalı Hazine"den alınarak davacıya verilmesine" ibaresi eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.02.2006 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara