Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/645 Esas 2020/733 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2020/645
Karar No: 2020/733

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/645 Esas 2020/733 Karar Sayılı İlamı

 

                      T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

    ESAS   NO : 2020/645

                  KARAR NO : 2020/733

                  KARAR TR:14.12.2020

ÖZET : Davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

KARAR  

                                 

Davacı       : U.K.

Vekili         : Av. Ö.G.

Adli Yargıda

Davalı        : Niğde Belediye Başkanlığı

Vekili         : Av. E.E.K.

İhbar olunan : Toplu Konut İdaresi Başkanlığı(TOKİ)

Vekili         : Av. M.İ.T.

İdari Yargıda

                      Niğde Belediye Başkanlığı

 

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16/05/2017 tarihinde Niğde Merkez Efendibey Mahallesi Amasyolu Sokak üzerinde 51 ... ... plakalı araç ile Amasbağları istikametinden çarşı istikametine doğru seyir halinde iken belediye tarafından yapılan yol yapım çalışması nedeniyle yolda meydana gelen büyük çaplı çukurlar ve kum yığınları nedeniyle kaza yaptığını, aracın orta refuje çarparak sürüklenerek takla attığını, müvekkilinin aracında ağır hasar meydana geldiğini, söz konusu mahalde belediye tarafından meydana gelebilecek kazaların önüne geçebilmesi için herhangi bir trafik işareti ve uyarı bulunmadığını, olayda müvekkilinin eşi ve kızının da ağır şekilde yaralandıklarını, müvekkilinin aracında ağır hasar meydana geldiğini, Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/46 D.iş sayılı dosyası ile hasara ilişkin tespit yaptırdıklarını, bilirkişi raporunda araçtaki hasar durumunun 34.000,00-TL olduğu ve aracın güncel piyasa değerleriyle karşılaştırıldığında aracın pert olduğunu, kazanın müvekkilinin 3 yaşındaki kızının gece rahatsızlanması nedeniyle hastaneye götürülürken meydana geldiğini, müvekkilinin ailesinin kaza nedeniyle derin korku ve üzüntü yaşadığını, müvekkilinin eşinin şu anda dahi arabaya binerken tedirginlik yaşamaya devam ettiğini, müvekkilinin oto sanayide kaporta tamir işi yaptığını, kazaya bağlı olarak ayak bileğinde burkulma ve gerileme meydana geldiğini ve doktor tarafından 7 günlük istirahat raporu verildiğini, müvekkilinin bu dönemde işe gidemediğini, kazanç elde edemediğini ileri sürerek, bu dönem zarfında elde edemediği gelirin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın, müvekkili, müvekkilinin eşi ve 3 yaşındaki kızında oluşan korku ve üzüntü nedeniyle her biri için ayrı ayrı 4.000,00-TL manevi tazminatın , Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/46 D.iş dosyası ile yapmış olduğu 834,50-TL masrafın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi : 7.10.2019 gün ve E:2017/195, K:2019/371 sayı ile, mahkemelerince maddi tazminat davasının kabulü ile 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00-TL araç hasar bedeli olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 16/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Niğde Belediye Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminatın kısmen kabulü ile 1.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Niğde Belediye Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi: 11.2.2019 gün ve E:2020/58, K:2020/158 sayı ile, dava şartları, kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülebildiği gibi mahkemece de resen dikkate alınacağından, ilk derece mahkemesince HMK"nın 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK"nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının HMK"nın 353/1 -a/4. maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

NİĞDE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 25.6.2020 gün ve E:2020/90, K:2020/63 sayı ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararı gereğince, dava konusu uyuşmazlığın KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu, dava şartları, kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülebildiği gibi mahkemece de resen dikkate alınacağından, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın idari yargının görev alanına girdiği ve yargı yolunun caiz olmadığı anlaşıldığından HMK.115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

AKSARAY İDARE MAHKEMESİ : 18.8.2020 gün ve E:2020/645, K:2020/399 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 14. maddesi ve 15.maddesinin (1-a) bendi uyarınca görev yönünden reddine, karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 14.12.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu,adli yargı kararı ve idari yargı dosya örneğinin 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve Niğde Belediye Başkanlığı yönünden usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu öne sürülen zararın tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait aracın seyir halindeyken kaza yaptığı, bu kaza neticesinde oluştuğu önesürülen zararın tazmini talebiyle bakılan bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.6.2020 gün ve E:2020/90, K:2020/63 sayılı görevsizlik kararının Niğde Belediye Başkanlığı Yönünden kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.6.2020 gün ve E:2020/90, K:2020/63 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ NİĞDE BELEDİYE BAŞKANLIĞI YÖNÜNDEN KALDIRILMASINA, 14.12.2020 gününde Üye Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Burhan                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    ÜSTÜN                        BOZER                       AKSU                          SONER          

 

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun"da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.

 

 

 

                                                                      ÜYE

                                                            Ahmet ARSLAN

 

 

 

Hemen Ara