Esas No: 2018/1565
Karar No: 2020/4539
Karar Tarihi: 11.06.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/1565 Esas 2020/4539 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmasız, davacı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
KARAR
Davacı vekili, davacı banka ile davalı arasında 20.04.2010 tarihinde konut finansmanı sözleşmesi imzalandığını, davacı bankanın kredi kullanırken yüksek tutarda tahsis ücreti ödenmesi halinde faiz indirimi uygulancağı konusunda davalıyı bilgilendirdiği, davalının tahsis ücreti bulunmayan yüksek oranlı kredi ile tahsis ücreti bulunan düşük faiz oranlı kredi arasında seçim yaparak düşük faiz oranlı krediyi kullandığını, buna rağmen davalının kredi tahsis ücretini tahsil amacıyla ... 32. İcra Müdürlüğü"nün 2014/7236 Esas sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi başlattığını belirterek, takip konusu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile %20"den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davacı 24.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava dilekçesini kısmen ıslah ederek, davalıdan tahsil edilen 10.000,00 TL. ücretin kredi tahsis ücreti değil peşin faiz olduğunu, cebri icra tehdidi altında ödemiş olduğu tutarın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı bankanın, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkilinden 10.000,00 TL. tutarında bir dosya masrafı tahsil ettiğini, tüketiciden sözde faiz indirimi yapmak amacıyla alınan dosya masrafının haksız şart niteliğinde olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 7.193,11 TL"nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin miktar ile şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazları yönünden,
Davacı, eldeki dava ile kredi kullanırken yüksek tutarda tahsis ücreti ödenmesi halinde faiz indirimi uygulanacağı konusunda davalıyı bilgilendirdiği ve davalının kredi tahsis ücreti bulunan düşük faiz oranlı krediyi kullanmayı seçtiğini belirterek, davalının kredi tahsis ücretini tahsil amacıyka hakkında başlattığı takipten borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece de konut kredisi sözleşme öncesi bilgi formunda davalıya kullandırılan kredinin indirimli bir faiz oranından kullandırıldığına dair bir hükmün yer almadığı, davalının krediyi indirimli faiz oranından kullandığı takdirde 10.000,00 TL. dosya masrafı ödeneceğine dair bilgisi olduğunu gösterir yazılı bir talimatına da rastlanılmadığı, tüketiciye ilave mali külfet yükleyen maddelerin tüketici ile münhasıran müzakere edildiği hususunun banka tarafından ispat edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı 24.03.2016 tarihli ıslah dilekçesinde, davalıdan 10.000,00 TL. dosya masrafı alınmadığını, bu miktarın peşin faiz olduğunu ileri sürmüştür. Öyle olunca davacının bu beyanı üzerinde durularak gerekirse davalıdan tahsil edilen 10.000,00 TL"nin masraf mı yoksa peşin faiz mi olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve davacının talebi de gözetilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalının temyiz itirazları yönünden;
6100 sayılı HMK"nın 266.maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
Aynı kanunun, 281. maddesinde ise; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davalı vekili hükme esas alınan rapora gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiş, ancak mahkemece, davalı vekilinin rapora, itirazları karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmek de uzman bilirkişilerin görevidir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı vekilinin rapora itirazlarını karşılar biçimde önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi