Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1614 Esas 2021/4875 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1614
Karar No: 2021/4875
Karar Tarihi: 04.06.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1614 Esas 2021/4875 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı Hazine'nin talebiyle yapılan tavzih yoluyla, aslında davalı lehine verilen taşınmazın tescil kararı değiştirilerek daha az bir alanının tescili kararlaştırılmıştır. Ancak bu tavzih kararının, tarafların haklarını veya borçlarını değiştirici niteliği olduğu için hüküm değiştirme amacı taşıdığı ve hükmü müphem hale getirdiği gerekçesiyle, temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, hükümlerin tavzihi usul ve koşulları ile ilgili olarak kanun maddeleri de açıklayıcı bir şekilde ele alınmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Hükümlerin tavzihi, sadece hüküm fıkrası hakkında olabilir.
- Hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir.
- Hükümlerin tavzihi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir.
- Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2019/1614 E.  ,  2021/4875 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ... ve arkadaşları, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1956 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında davalı Hazine, davanın reddini ve taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, orman mühendisi ve fen bilirkişisinin rapor ve ekindeki krokide (A1) harfi ile gösterilen 27.327 metrekarelik kısmın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçerek 26.02.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare davacı Hazine, adlarına tescil edilen taşınmazın bir kısmının mükerrerlik oluşturması nedeni ile tescil işlemi yapılamadığını bildirerek, tescile konu taşınmazın infazının yapılabilmesi için keşif yapılarak infaza elverişli rapor alınması isteminde bulunmuştur. Mahkemece, 14.11.2018 tarihli ek kararla, tavzih talebinin kabulüne, 26.02.2004 tarihinde kesinleşen ilamının hüküm kısmının 2 numaralı bendinin "... İli ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan ve fen bilirkişisi ..."un 12.07.2018 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 18494,56 metrekarelik arazi kesitinin tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" şeklinde tavzihine, fen bilirkişisi ..."un 12.07.2018 tarihli krokili raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiş; iş bu ek karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hükümlerin tavzihi, hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt veya aykırılığın giderilmesini kararı veren mahkemeden isteyebilirler. Yukarıda belirtildiği gibi, tavzih yoluyla ancak, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez.
    Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması bakımından tavzih yoluna gidilemez. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir (YHGK.’nin 14.6.1967 tarihli ve 1967/9–462 Esas, 300 Karar sayılı ilamı).
    Hâkim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu kararına ekleyemeyeceği gibi, hüküm verirken unuttuğu vekâlet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dâhil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice; tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez (..., Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt 5, Altıncı Baskı şehir 2001 cilt 5, s. 5270 vd.).
    Somut olayda Mahkemece, davalı Hazine’nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen hükümde tavzih talep etmesi üzerine, hüküm kısmında davalı Hazine lehine tesciline karar verilen 27.327 metrekarelik taşınmazın yüzölçümünde dava dışı komşu taşınmazlarla mükerrerlik oluşturan kısımlarının çıkartılarak 18.494,46 metrekarelik alanın Hazine adına tesciline tavzihen karar verilmiştir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı Hazine’nin talebinin taraflara tanınan hakları ve yüklenen borçları değiştirici nitelikte olduğu ve tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, tavzih talebinin reddine hükmedilmesi gerekirken, hükmü değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara