4. Hukuk Dairesi 2017/4793 E. , 2020/696 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/06/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.
Mezkur Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayın incelenmesinde; davalı ..."e yapılan gerekçeli karar ve davacı temyiz dilekçesi tebligatı, Tebligat Kanununun 21/1 maddesine göre yapılmak istenilmiş olup, tebliğ belgesinin incelenmesinde; tebligatların muhatabın çarşıda olduğunun komşudan sorulduğu şerh edilmiş, komşu ismi ve imzası alınmadan mahalle muhtarına imzası karşılığında teslim edildiği açıklamasına yer verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesine göre yapılan tebligatlarda, muhatabın geçici olarak adresten ayrıldığının bildirilmesi halinde, bildirimi yapan komşusunun kim olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve imzasının alınması gerektiği, aksine bir durumda yapılan tebligatın geçerli olmadığı, benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 tarihli, 12-765 esas, 730 sayılı kararında ifade edilmiştir. Komşunun ismi tespit edilip imzası alınmadan yapılan tebligat 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddelerine göre usulsüzdür. Dolayısıyla davalı ..."e Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesine göre yapıldığı anlaşılan gerekçeli karar ve davacı temyiz dilekçesinin tebliği usulüne uygun olmadığından geçersizdir. Şu halde mahkemece, adı geçen davalıya yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alınarak gerekçeli karar ve davacı temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliğinin sağlanması için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan ve temyiz süresi de beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 19/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.