Ceza Genel Kurulu 2013/503 E. , 2015/365 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname :2013/119107
Mahkemesi : ÇARŞAMBA Ağır Ceza
Günü : 25.01.2013
Sayısı : 218-10
Eşini tasarlayarak öldürme suçuna yardımdan sanık N.. Y..’ın 5237 sayılı TCK’nun 82/1-a-d, 39/1 ve 53. maddeleri gereğince 18 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.04.2011 gün ve 125-71 sayılı re"sen temyize tabi olan hükmün sanık müdafii, katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10.10.2012 gün ve 2691-7411 sayı ile;
“...b- Sanık N.. hakkında eşini tasarlayarak öldürmeye yardım suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanığın üzerine atılı suçu işlediğini gösterir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı anlaşıldığı halde, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi ise 25.01.2013 gün ve 218-10 sayı ile; bozma kararına niçin uyulmadığını açıklamadan, ilk hükümde gösterilen gerekçeyle direnilmesine karar vermiştir.
Re"sen temyize tabi olan bu hükmün de sanık müdafii, katılan S.. Y.. vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.06.2013gün ve 119107 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun sübutuna ilişkin ise de, direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçeyi taşıyıp taşımadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Bozmadan sonra yargılama yapan yerel mahkemece, direnme nedenleri ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği, sadece tarihi ve sayıları değiştirilmek suretiyle bozulan kararla tamamen aynı olacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesinin, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacağında şüphe yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında önsoruna ilişkin konu değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece, Özel Dairenin bozma kararına karşı ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ilk hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, direnme nedenleri gösterilmemiş, bozma kararına niçin uyulmadığı açıklanmayarak, bozulan kararın “gerekçe ve deliller” bölümün aynen ve yeniden yazılmasıyla yetinilmiştir.
Bu itibarla, bozma kararına hangi nedenlerle uyulmadığı belirtilmeden ve direnme gerekçeleri gösterilmeden bozulan kararın "gerekçe ve deliller” bölümün aynen tekrarı ile yetinilmesi kanuna aykırı olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu usuli nedenden dolayı bozulmasına karar verilmedir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2013 gün ve 218-10 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.