"İçtihat Metni"
Devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmak suçundan sanık M....... F.... B.....’ün 765 sayılı TCY.nın 125 ve 59. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında lehe olduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCY.nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince 31.03.2005 gün ve 189-57 sayı ile verilen ve kendiliğinden temyize tabi olan kararın, sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 14.12.2006 gün ve 6298-7243 sayı ile;
“Gerekçeli kararın 1 ila 7. sayfalarının hükme katılan üye hakimler tarafından imzalanmaması suretiyle, 5271 sayılı CMK.nun 232. maddesine muhalefet edilmesi”
” isabetsizliğinden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 18.05.2007 gün ve 73-286 sayı ile;
“5271 sayılı Yasanın 232. maddesi hükmünün, eski 1412 sayılı CMUK. 268. maddesiyle içerik olarak bir farkının bulunmadığı, kaldı ki aynı Yargıtay Dairesinden onanarak geçen ve kanunun hükmüne uygun olarak her sayfası başkan ve katip tarafından imzalanıp mühürlenmiş ve karar ve hüküm kısımları mahkeme tarafından imzalanmış mahkememizin muhtelif kararları örnek olması sebebiyle dosya içerisine de konulmuş bulunması karşısında bozma ilamının usul ve yasaya uygun olmadığı, bu nedenlerle verilen eski kararlarda direnilmesi gerektiği vicdani kanaat ve sonucuna varılmıştır”
” gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Kendiliğinden temyize tabi olan kararın sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.11.2007 gün ve 230977 sayılı ve bozma istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Muhakemesi Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan Ceza Yargılamaları Usulü Yasasının 318. maddesinde, Ceza Genel Kurulunda incelemenin duruşmalı yapılabileceğine ilişkin bir hüküm yer almadığından, sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin CYUY.nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra dosya üzerinden yapılan incelemede;
Sanığın Devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki hukuki uyuşmazlık, gerekçeli kararın tüm sayfalarının mahkeme heyetince imzalanması gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir
Ancak, Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem ve uygulama yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması istenen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen direnme kararı; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili Dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya içeriğine göre, her ne kadar Yerel Mahkemece önceki hükümde direnildiği belirtilmiş ise de bu kez gerek kısa kararın yer aldığı tutanakların, gerekse gerekçeli kararın tüm sayfaları mahkeme heyeti tarafından imzalanmış, bu suretle bozma kararının gereği yerine getirilmiştir.
Öte yandan Yerel Mahkemece önceki kararda yer almadığı halde bozma kararının tartışılması sırasında gösterilen yeni gerekçeler ve bozma kararının gereğinin yerine getirilmiş olması karşısında, son uygulamanın eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hüküm olduğu nazara alınarak dosyanın, temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Yerel Mahkeme kararının Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni bir hüküm içerdiği tespit edildiğinden, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 25.12.2007 günü oybirliği ile karar verildi.