Esas No: 2007/2-267
Karar No: 2007/271
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/2-267 Esas 2007/271 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yasa yararına bozma yasa yoluna, takdir hakkına giren konular için başvurulamayacağını ve bu nedenle Adalet Bakanlığı'nın yasa yararına bozma isteminin reddedilmesi gerektiğine karar verdi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 145. maddesi, malın değerinin az olması durumunda cezada indirim yapabilme veya ceza vermekten vazgeçme konusunda hakime seçenekli bir takdir hakkı tanıyan bir kurumdur. Ancak hakim için kullanılan bu takdir hakkı olağanüstü bir yasa yolu olan yasa yararına bozmaya konu yapılamayacağı belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 145. maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. madde
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 310. madde
Ceza Genel Kurulu 2007/2-267 E., 2007/271 K.
"İçtihat Metni"
Hükümlünün 5237 sayılı TCY’nın 142/1-f, 145, 168/2, 62 ve 50. maddeleri uyarınca 500 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesince 22.02.2007 gün ve 1098-84 sayı ile verilip, temyiz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kararına karşı Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 15.10.2007 gün ve 13469-13073 sayı ile;
“5237 sayılı TCK’nun 145. maddesindeki “
“malın değerinin azlığı”
” kavramı ile, 765 sayılı TCK’nun 522. maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleriyle, her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerlik bulunmadığı, “
“değer azlığının”
” 5237 sayılı Kanun’a özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da az olan şeyi alma halinde, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, sanığın cezasından 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesi gereğince indirim yapılmasında isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yarına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 22.02.2007 gün ve 1098-84 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmasına, infazın kesinleşen miktar üzerinden yapılmasına,”
” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 27.11.2007 gün ve 151891 sayı ile;
Değerlendirilmesi mahkemenin takdirinde bulunan, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek uygulanması ya da uygulanmaması sözkonusu olan 5237 sayılı TCY’nın 145.maddesindeki uygulama hatasının, kanun yararına bozma yoluyla incelenip bozulması olanaklı değildir, gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire bozma kararının kaldırılıp, yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, mahkemenin takdirine ilişkin konularda yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanağının bulunup bulunmadığı ve 5237 sayılı TCY’nın 145. maddesindeki değer azlığı ve buna bağlı olarak cezada indirim veya ceza verilmemesinin, takdire ilişkin hususlar içinde yer alıp almadığının saptanmasına ilişkindir.
Öğretide “
“olağanüstü temyiz”
” olarak adlandırılan yasa yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları “
“kanun yararına bozma”
” adı ile 5271 sayılı CYY’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Yasa yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Delillerin takdir ve tercihinde hataya düşüldüğünden bahisle bu yola başvurulması, bu olağanüstü yasa yolunun amaç ve kapsamıyla bağdaşmaz. Mahkemenin takdirine bağlı istekler ile uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, böyle bir başvuru halinde istemin reddine karar verilmelidir.
İnceleme konusu somut olayda; Sanığın konutunda kullanılan elektrik sayacının haricinde hat çekmek suretiyle 359 YTL değerindeki elektrik kullandığı ve elektrik bedelini 03.10.2006 tarihinde ödediği, kabul edilerek; 5237 TCY’nın 142/1-f maddesi 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, kullanılan elektrik miktarının kullanım şekli ve yeri itibariyle TCY’nın 145. maddesi uyarınca cezasının takdiren 1/12’e kadar indirilerek 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, koğuşturma aşamasında bedelin tazmin edilmiş olması nedeniyle TCY 168/2. maddesi uyarınca cezasının 1/2 oranında indirilerek 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 62. madde uyarınca cezasının 1/6 oranında indirilerek 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 50. madde uyarınca ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak takdiren 1 gün adli para cezasının 20 YTL üzerinden takdiri ele 500 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiş, Adalet Bakanlığınca 5237 sayılı TCY’nın 145. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle yasa yararına bozma yasayolunu başvurulmuştur.
5237 sayılı TCY’nın 145.maddesinde düzenlenen “
“malın değerinin azlığı”
” kavramı, olayın özelliği, sanığın kişiliği ve mağdurun konumu da değerlendirilerek, hakim’e cezada indirim yapabilme ya da ceza vermekten vazgeçebilme konusunda seçenekli bir takdir hakkı tanıyan yeni bir kurumdur. Hakim öncelikle belirtilen ölçütleri dikkate alarak, malın değerinin az olup olmadığını değerlendirecek, ikinci aşamada da, değer azlığı nedeniyle indirip yapıp yapmamayı veya ceza verip vermemeyi taktir edecektir. Hakime tanınan bu yetki keyfi ve sınırsız değil ise de, bu yetkinin kullanılmasındaki takdir yanılgısının olağanüstü bir yasa yolu olan, yasa yararına bozma konusu yapılması olanaklı değildir,
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile, Özel Daire kararının kaldırılmasına, takdir hakkına giren konularda yasa yararına bozma yasayoluna başvurulamayacağından, Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 15.10.2007 gün ve 13469-13073 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin REDDİNE,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 11.12.2007 günü oybirliği ile karar verildi.