Esas No: 2007/9-25
Karar No: 2007/246
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/9-25 Esas 2007/246 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2007/9-25 E., 2007/246 K.
"İçtihat Metni"
06.02.2005 tarihinde saat 17.40 sıralarında meydana gelen ve sürücülerden S.... H........ ile onun kullandığı otomobilde bulunan yolculardan İ... H.........ve H....... H........."nun, ayrıca da sürücü P.... T...."in kullandığı otomobilde bulunan İ..... T...."in ölümü, bunun yanında; sürücü P.... T.... ile onun arabasında bulunan yolculardan H..... T.... veZ.....T...."in de yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazası nedeniyle; hayatta kalan sürücülerden P.... T...., C..... Ç..... ve metro inşaatı müteahhidi olan A..... İnşaat firması sorumlu mühendisi B...... E...... hakkında kaza tespit tutanağında kusur izafe edilmemesine rağmen takdiri mahkemenin yapmasının doğru olacağına işaret edilerek 765 sayılı TCY.nın 455/2. maddesi uyarınca cezalandırılmaları için açılan kamu davaları sonunda; Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince 09.10.2006 gün ve 428-432 sayı ile "sanıkların kusurları tespit edilemediğinden" beraatlarına hükmedilmiştir.
Katılan K.... H........ tarafından temyiz edilen bu hükümler, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 24.09.2007 gün ve 7349-6637 sayı ile onanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, müdahil K.... H... Ö......."nun dilekçe ile başvurması üzerine 05.11.2007 gün ve 112353 sayı ile; "Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesi ile Başsavcılığımız arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Ankara"dan Eskişehir istikametine giden sürücüsü maktül S.... H........ olan Opel marka aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek bölünmüş yolda 25 metre fren izinden sonra 4 metre genişliğindeki henüz bordür taşları döşenmemiş olan toprak orta refüjü geçerek 12 metre savrulma ile Eskişehir-Ankara istikametine giden yola girip önce karşı yönden gelen sanık P.... T.... sevk ve idaresindeki Peugeout marka otomobile ön camından çarparak savrulup, sanık C..... Ç..... idaresindeki ticari minibüsün sağ ön üst kısmına vurduktan sonra yandaki beton bordür taşlarının üstünde durması ile sonuçlanan trafik kazasında tam kusurlu olup olmadığının belirlenmesi hususudur.
Trafik kaza tutanağı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi ile İTÜ"den 3 bilirkişinin düzenlediği raporlarda sanıklar P.... T.... ve C..... Ç....."ın kusursuz olduğu, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak saptandığından anılan sanıkların beraatlarına dair hükmün onanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak;
Eskişehir-Ankara istikametindeki bölünmüş yolun sağında metro çalışma inşaat alanı olup toprak zemindir. Bu inşaatı A..... İnşaat firması yüklenmiştir. Metro inşaatı nedeniyle önceden orta refüj söküldüğünden eski haline getirmek için bordür döşenmesi çalışmalarına başlanmıştır. Havanın kararmaya başladığında ışıklı hortumlar ve döner lambalarla ikaz işaretlerinin konulup sürücülerin uyarılması "Karayolları Genel Müdürlüğü yol yapım ve bakım ve onarımlarında trafik işaretleme standartları" gereğidir. Bu tedbirlerin yol çalışma sorumlusu olan sanık B...... E...... tarafından aldırılması, kontrollerini yapması sorumluluğunun gereği olacağından kazada bu yönde bir kusurunun olup olmadığının etraflıca tartışılması gerekmektedir.
Kazada hasar gören minibüs şoförü sanık C..... Ç..... ile olay yerinden geçen ve yaralananlara yardımcı olan doktor D.... A......"ın refüj çalışmasında havanın karanlık olduğunu ve herhangi bir uyarı işareti bulunmadığını belirtmelerine rağmen trafik kaza tutanağını tanzim eden trafik polislerinden Z.... D......ve Fatih Küçüközdemir, işaretlerin olduğunu, diğer tedbir ve yere ilişkin levhalarda zedelenme ve kırılma olduğunu belirtmişlerdir. Tutanakta da açıklamışlardır.
Ancak, zedelenen ve kırılan uyarıcı aletleri delil olarak saklayıp savcılığa teslim etmemişlerdir. Üçüncü tutanak mümzisi olan N..... B..... de dinlenilmemiştir.
Bunlar yanında 06.02.2005 günlü saat 17.45"te tutulan trafik kaza tutanağından sonra aynı gün saat 18.30"da olay yerinde Bölge Karakolu olan 10 Nisan Karakolunda isim ve soyadları yazılı olmayan 3 uzman giderek olay yeri inceleme tutanağı düzenlemişlerdir, fotoğraflar çekmişlerdir. Tutanakta "kaza yeri incelendiğinde yol kenarında 10 metrelik bölgeyi kaplayan taş yığını üzeri ve yan tarafında ezilmiş uyarı demirlerinin bulunduğu, taş yığın üzerinde maktül S.... H........"nun kullandığı Opel marka aracın olduğu" belirtilmiştir. Yargılamada çekildiği belirtilen fotoğraflar istenmediği gibi tutanak mümzilerinin isim ve soyadları tespit edilerek dinlenmemiştir.
Yine polis memurları K.... G...., A... C.....ve İ..... Ç...... 06.02.2005 günü saat 18.00"de idarelerine kaza bildirilmekle 7754 nolu ekip olarak olay yerine gelip kaza şeklini tespit etmiş, 10.2.2005 günü saat 10.00"da tekrar gelerek; olay günü kaza anında karayolu üzerinde herhangi bir çalışma olmadığı, trafik akışına engel olacak herhangi bir cisim ve makine olmadığı, orta refüj banket taşlarının kaza günü olmadığı, herhangi bir trafik işaretinin bulunmadığını açıklayıp kroki tanzim etmiştir. Bu zabıt mümzileri de dinlenip, işaret olup olmadığı hususundaki tereddütler giderilmemiştir.
Soruşturma evresinde 03.10.2005 günlü Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden 3 kişilik bilirkişi raporu alınmış ancak bu raporda maktül S....."a tam kusur verilmiş, sanıklar P.... ve C....."e kusur tanzim edilmemiş, tahkikat konusu olmadığından sanık B....."ın kusuru araştırılmamıştır.
Kovuşturma safhasında ise 24.7.2006 günlü raporu düzenleyen İTÜ"den 3 bilirkişi; müdahil delillerini CD. vs. incelemeden, tartışmadan, sadece trafik kaza raporunu esas alarak maktül S....."ı kusurlu bulmuş, yol sorumlusu sanık B...... E......"a kusur vermemiştir. Gerekçe olarak da "bu tespit ve beyanlar yanında oluş şekli, zamanı, yolun plandaki durumu ve geometrik özellikleri de nazara alınarak yoldaki işaretleme durumu ölen S....."a ait aracın kontrolden çıkmasına da etkisinin olmadığı, dolayısıyla kaza ile bir ilgisi bulunmadığı görüşüne varılmaktadır" denilmiştir.
Olay günü görsel basından elde edilen CD"lere ve herkesçe kabul edilen olguya göre; orta refüjün 100 metre bordürlenmemiş düşük banket şeklinde açık olduğu, 4 metre eninde toprak zemin olduğu, bordür çalışması yapıldığı açıkken ve 25 metre fren izinin 62 km. hızı açıkladığı, aksi belirtilmeyen bilirkişi raporuyla tespit edilmişken Karayolları Genel Müdürlüğü"nün yol yapım bakım ve onarımlarında trafik işaretleme standartları karşısında bu görüşün tartışılması gerekmektedir.
Bu nedenlerle;
Trafik kaza raporunu düzenleyen polis memuru Necati Bilgin"in dinlenmesi, bölge karakolu olan 10 Nisan Karakolunun 06.02.2005 gün ve saat 18.30"da tutulan tutanağı düzenleyen, fotoğraf çekim, zabıt mümzilerinin isim ve soyadlarının tespitiyle dinlenmesi, fotoğrafların getirtilmesi, ezilmiş uyarı demirlerinin niteliklerinin sorulması, ışıklı hortumlar, döner lambalarla işaretlerin ezilmiş olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, yine 06.02.2005 gün ve saat 18.00"de tutanak tutan polis memurları, K.... G...., A... C.....ve İ..... Ç......"nın dinlenip "trafik işareti bulunmadığından" neyi, hangi işaretleri açıkladıklarının saptanması ile dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii edilerek Karayolları Genel Müdürlüğü yol yapım, bakım ve onarımlarında trafik işaretleme standartları ve görsel basının tespit ettiği CD"lerdeki görüntüler (TRT"nin çektiği görüntü izlendiğinde hiçbir işaretin bulunmadığı) sanık ve tanık ifadeleri nazara alınarak kaza günü olay yerinde Karayolları Genel Müdürlüğünün belirlediği standartlarda tedbirlerin tümünün alınıp alınmadığının, (orta refüj taşları sökülmüş, yeri çukur olarak işaretlenmiş, hazırlanmış, ancak bordür döşenmediğinden yolun bölünmüş olduğunu gösterir şekilde şerit çekilmesi, ışıklı hortumlar ve döner lamba ile işaretler konarak sürücülerin uyarılması vb.) alınmamışsa yol sorumlusu sanık B...... E......"un kazadaki kusurunun tespiti gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi oluşa, dosya içeriğine ve yasaya aykırıdır." açıklamasıyla itiraz yoluna başvurulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kapsamı itibarıyla, Genel Kurul"daki incelemenin sanık B...... E...... hakkındaki beraat hükmüne hasren yapılması gerekmektedir.
06.02.2005 tarihinde saat 17.40 sıralarında, Ankara, Eskişehir Yolu 10. kilometrede meydana gelen ve sürücülerden S.... H........ ile onun kullandığı Opel marka 06 AKN 16 plakalı otomobilde bulunan yolculardan İ... H.........ve H....... H........."nun, bu otonun karşı yola geçişi üzerine çarpıştığı sürücü P.... T...."in kullandığı 06 V.. .1 plakalı otomobilde bulunan İ..... T...."in ölümü, bunun yanında; sürücü P.... T.... ile onun otomobilinde bulunan yolculardan veZ.....T...."in de yaralanması, 06 A...16 plakalı otonun bilahare karşı yolda seyir halinde olan C..... Ç..... yönetimindeki 0..J 1052 plakalı münibüse çarpıp yol dışındaki taşlar üzerine savrularak durması bitiminde sonuçlanan olayla ilgili olarak hayatta kalan sürücüler P.... T.... ve C..... Ç..... ile yol yapım firması sorumlu mühendisi B...... E...... hakkında açılan kamu davaları sonunda her üç sanığın da kusurları bulunmadığından bahisle beraatlerine hükmedilmiş ve anılan hükümler açılan temyiz davası kapsamında Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, katılan K.... H... Ö......."nun yazılı istemine itibarla düzenlediği itirazı, münhasıran sanık B...... E...... ile ilgili olup bu sanığın kusursuzluğu belirlenirken yapılan soruşturma ve kovuşturmanın eksik olduğuna ilişkindir.
İtiraz yazısında; olayın olduğu yerde ve olay sırasında metro inşaatı nedeniyle bölünmüş iki yol arasındaki orta refüjün söküldüğü ve eski hale getirme çalışmalarının devam ettiği anlaşıldığına göre, ilgili firmanın yol çalışma sorumlusu B...... E...... tarafından havanın kararmaya başladığı da düşünüldüğünde ışıklı hortumlar ve döner lambalarla ikaz işaretlerinin konulması suretiyle yol güvenliğinin alınıp alınmadığının etraflıca incelenerek, sanığın kusur durumunun buna göre tartışılıp belirlenmesi gereğine işaret edilmekte ve sanık C..... Ç....."ın savunmalarıyla, tanık D.... A......"ın ifadelerinde geçen hususların, zabıt mümzilerinin bahsettikleri kırık trafik işaret ve levhalarını muhafaza altına almamış olmaları, 10 Nisan Karakolu"ndan gelerek zabıt tuttukları belirlenen polis memurlarından olay yerinde çekilen fotoğrafların istenmemiş olması, K.... G...., A... C.....ve İ..... Ç...... isimli zabıt düzenleyicisi polis memurlarının çağırılarak dinlenilmemesi, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nin bilirkişi raporunda sanık B…
….."ın kusur durumunun tartışılmamış olması, İstanbul Teknik Üniversite öğretim üyelerinin düzenlediği bilirkişi raporunda katılan tarafından sunulan CD lerin incelenip tartışılmaması, Trafik Kaza Tespit Raporunu düzenleyen polis memurlarından Necati Bilgin"in ifadesine başvurulmaması hususlarıyla birlikte değerlendirildiğinde soruşturmanın eksik yapıldığı sonucuna varılarak, belirtilen delillerin toplanması ve televizyon kuruluşlarından alınan CD görüntülerinin bunlarla birlikte değerlendirilmesi durumunda sanık B...... E......"un kusur durumunda değişiklik olabileceği görüşü ileri sürülmüştür.
Dosya incelendiğinde; olaydan sonra üç ayrı polis ekibinin tutanak düzenlediği görülmektedir. Bunlardan ilki ve en kapsamlısı; polis memurları Z..... D......, F.... K.........ve N..... B..... tarafından düzenlenen 06.02.2005 tarihli "Trafik Kazası Tespit Tutanağıdır. Bu tutanağa göre; "06 A.. 1.6" plakalı otomobil sürücüsü S.... H........ Ankara istikametinden Eskişehir istikametine seyir halinde iken 10. kilometreye geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek bölünmüş yolda karşı yönden gelen sürücü P.... T.... idaresindeki 06 VBG 61 plakalı otomobile ve sürücü C..... Ç..... idaresindeki 06 J 1052 plakalı minibüse çarptıktan sonra, savrularak yolun dışında bulunan bordür taşlarına çarpmış ve bu suretle ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazanın oluşumunda, sürücü S.... H........ 2918 sayılı Yasanın 84. maddesinde yer alan sürücülere ait asli kusurlardan 2 (bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girme) kodunu ihlal ettiğinden 8/8 oranında kusurludur. Diğer sürücüler P.... T.... ve C..... Ç....."ın kusurları yoktur." Yine bu tutanaktan anlaşıldığı kadarıyla; "S....."ın seyrettiği Ankara-Eskişehir yolunun genişliği 10,5 metredir. Ortada 4 metre genişliğinde bir refüj bulunmaktadır. Çarpışmanın meydana geldiği Eskişehir-Ankara yolunun genişliği de 10,5 metre olup, sağında ( yol dışında, kenarda) yol inşaat alanı ve bordür taşları vardır. S....., Ankara-Eskişehir yönünde gitmekte iken orta refüjden diğer yola geçmiştir, 25 metre sonra P...."ın arabasına çarpmış, bundan hemen sonra da C....."in arabasına çarparak, bordür taşlarının bulunduğu yere doğru 12 metre savrulmuş ve bordür taşlarının olduğu bölümde kalmıştır. Olay sırasında, kusurlu sürücü S.... H........, onun aracında bulunan yolculardan İ... H.........ve H....... H......... ile P.... T...."in aracında bulunan İ..... T.... ölmüş, P.... T...."le birlikte, P...."ın aracında bulunan H..... T.... ve Z.....T.... de yaralanmışlardır. Kazanın meydana geldiği yolda, aydınlatma, yol şerit çizgisi, trafik işaret ve levhası bulunmaktadır. Ayrıca yol çalışması vardır. Anlaşıldığı üzere, yoldaki trafik levhaları kaza sırasında hasar görmüştür. Yol kuru ve düzdür. Yol sorununa (yoldaki çalışmaya) ait uyarıcı işaretleme vardır. Olay yerinde kavşak veya geçit bulunmamaktadır. Kazaya neden olan aracın kendi yolundan ayrıldığı nokta ile durduğu nokta arasındaki mesafe 37 metre olarak ölçülmüştür. 25 metre de teker izi görülmektedir." Olay Çankaya İlçesi 10 Nisan Polis Karakolu sorumluluk sahasında meydana geldiğinden, bu karakolda görevli uzman ekipler de önceki tutanaktan çok ta farklı olmayan başka bir tutanak düzenlemişlerdir. Burada da; " taş yığını üzeri ve yan tarafında ezilmiş uyarı demirlerinin bulunduğu" belirtilmektedir. Ayrıca olay yerinin fotoğraflandığı yazılıdır. Polis memurları K.... G...., A... C.....ve İ..... Ç......"dan oluşan başka bir ekip tarafından 06.02.2005 günü saat 20.00 de düzenlenen olay yeri tutanağı ise olayla ilgili olarak düzenlenen üçüncü tutanaktır. Diğer iki tutanakla benzer bulgulara yer veren bu tutanakta ayrıca "…
…kaza anında, karayolu üzerinde herhangi bir çalışma olmadığı, trafik akışına engel olacak herhangi bir cisim ve makine bulunmadığı, orta refüj banket taşlarının kaza günü bulunmadığı, herhangi bir trafik işareti bulunmadığı, Eskişehir-Ankara istikametinde sağ tarafta yol kaplaması dışında metro inşaat çalışmasına ait beton bordür taşlarının bulunduğu ve Opel Marka otomobilin bu taşların üzerinde durduğu, orta refujün toprak olduğu…
… " belirtilmiştir.
Dosyada; ikisi mahkemece, birisi ise katılan vekilinin açtığı tespit davası nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesince alınmış bulunan üç adet bilirkişi raporuyla, yine katılan tarafından temin edilmiş olan bir adet hukuki mütalaa mevcuttur. Henüz mahkemece bilirkişi raporu alınmadan önce katılan tarafından olaya karışan araçların bulunduğu otoparkta sulh hukuk mahkemesi aracılığıyla tespit yaptırılmıştır. Bilirkişiler tarafından Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliğine sunulan 29.03.2005 tarihli raporda; (olay yerinde ve kazaya karışan araçlar üzerinde yapılan tespitte) "Trafik kazası tahkik tutanağını düzenleyen görevlilerin kanaatlerinin aksine, olayın önce Eskişehir-Ankara istikametinden gelen 06 J 1052 plakalı minibüsün sol tarafıyla 06 V.. 61 plakalı Peugeot marka otomobilin sağ yan kısmına çarptığı, çarpışmanın bu şekilde başladığı, yani kazanın önce minibüsle Peugeot marka otomobil arasında başlamış olduğu, daha sonra sağ yan tarafından aldığı darbe ile direksiyon hakimiyetini kaybeden Peugeot otomobilin soluna doğru hareketle düşük banket şeklindeki refüje sol ön tekerinin düşmesiyle (Peugeot marka otomobilin ön tekerinde refüjdeki çamurlardan çamurlar vardır) takla atarak karşı yöne geçip, Ankara-Eskişehir yönünden gelen 06 A.. 16 plakalı araca sol yan tarafından çarparak aracın içine kadar girdiği, solundan aldığı bu darbenin etkisiyle Opel marka otomobilin direksiyon simidinin vites koluna geçmesiyle, kontrolden çıkan bu iki aracın beraberce Opel marka otomobilin hareket halindeki enerjisinin etkisiyle tekrar orta refüjü aşıp Eskişehir-Ankara yönüne çıktıkları sırada, bu yönden gelen başka bir aracın Opel marka otomobilin sağ arka çamurluk kısmına çarpmasıyla ayrıldıkları ve sonra da resimlerde görüldüğü ve kaza tespit tutanağında gösterildiği yerde durduğu" şeklinde görüş ve kanaate varıldığı anlaşılmaktadır. Daha sonra mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınmış bulunan 03.10.2005 tarihli raporla, İstanbul Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Karayolu ve Trafik Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Nadir Yayla, Yrd. Doç. Dr. M...... Ş...... (Dilaver) İyinam ve Yrd. Doç. Dr. Mühendis M.... E.... tarafından düzenlenerek 24.07.2006 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda ise, " (özetle); tespit sırasında alınan rapordaki bilgilere iştirak edilmemekte, buna karşılık tüm dosya kapsamı incelenerek yapılan değerlendirme sonunda kaza tespit tutanağındaki tespitlerin oluşa uygun olduğu, bu durumda, ölen sürücü S.... H........"nun olayda 8/8 oranında kusurlu bulunduğu ve diğer sanıkların kusursuz oldukları, olayda başkaca da etken unsura rastlanmadığı" belirtilmiştir. Söz konusu tespitler ve sonuçlar her iki raporda da benzer şekilde ortaya konulmuştur. Katılan K.... H........"nun bu raporlara karşılık ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. C.... Y....."dan temin ettiği ve alınan raporlardan farklı görüş bildiren bilimsel mütalaa 06.10.2006 tarihinde mahkemeye sunulmuş olup, bu mütalaada; "(özetle) olayın nasıl meydana geldiğinin ve kusur oranlarının tam olarak değerlendirilebilmesi için araçlardaki hasar durumunun da incelenmesi gerektiği, bu nedenle belirtilen incelemeye yer vermeyen bilirkişi raporlarının eksik olduğu" vurgulanmıştır.
Televizyon kanallarının kayıtlarını içeren CD ler Genel Kurulca izlenip değerlendirildiğinde;
Olaydan hemen sonra çekilen görüntülerin olay yeri ve orta refuj hakkında genel olarak bir kanaat oluşturduğu, orta refüjün kazılarak derinleştirildiği, karşı yönü oluşturan Ankara"ya geliş istikametinde yol ile refüj boşluğunu ayıran renkli işaret şeridinin varlığının görüldüğü ancak kazanın ilk başladığı Eskişehir istikametinde trafik işaret ve levhalarının varolup olmadığını netleştirecek bir görüntüye rastlanmadığı, karşı yöndeki renkli şeridin bu yönde de var olduğuna ancak ölen S....."ın aracının refüj üzerinde geçişi esnasında bu bez şeridi kopartıp attığına dair iddianın gerçek olup olmadığının bu görüntülerle çözümlenemeyeceği gözlemlenmiştir.
Olayda sanık olarak yargılanan P.... T.... ve C..... Ç..... dışında görgü tanığı bulunmamaktadır. Sanık olarak yargılanan ancak oluş anında mahallinde bulunmayan yol yapım firma sorumlusu B...... E......, olay yerinde gerekli tedbirlerin alındığını, ışıklı hortumlarla, uyarı cihazlarının kaza sırasında hasar gördüğünü, bu nedenle kusursuz olduklarını ifade ederken; P.... T.... ve C..... Ç..... da aniden karşı yoldan orta refüjü geçerek üzerlerine gelen ve kendilerine çarpan bir araç gördüklerini söylemişlerdir. Bunun dışında, olay yerinde gerekli işaret ve levhaların olup olmadığına ilişkin net bilgiler verememişlerdir. Olay yerine daha sonra gelen ve kazazedelere yardım etmeye çalışan tanıklardan D.... A...... ise, olay günü gündüzleyin de aynı yerden geçtiğini, fakat ne o zaman, ne de olaydan sonra uyarıcı işaret görmediğini dile getirmiştir. Tutanak düzenleyicileri olan trafik polisleri F.... K.........ve Z.... D......ile olay yerinde motosikletli trafik polisi olarak görev yapan Dursun Ekmen ise; olay öncesinde gerekli uyarı işaretlerinin bulunduğunu, bu işaret cihazları ve levhaların olay sırasında aracın karşı yola geçişiyle hasar gördüğünü beyan etmişlerdir.
Tüm bu deliller dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde; polis memurları Z..... D......, F.... K.........ve N..... B..... tarafından olaydan hemen sonra düzenlenen ve N..... B..... dışındaki iki tutanak düzenleyicisi tarafından duruşmada da doğru olduğu ifade edilen "Trafik Kaza Tespit Tutanağı" ile diğer tutanaklara nazaran bu tutanağa üstünlük tanınarak düzenlendiği anlaşılan Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesince ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerince hazırlanan raporların oluşa ve dosya kapsamına uygun oldukları, sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bu bağlamda, Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesince 03.10.2005 gün ve 1118 sayıyla verilen raporda belirtilen ve "sürücü S.... H........"nun sevk ve idaresindeki otomobil ile seyrederken hızını, yol, trafik, zemin durum icap ve şartlarına göre ayarlamamış, yola gereken dikkatini vermemiş, direksiyon hakimiyetine gereken önem ve özeni göstermemiş, sevk ve idare hatasıyla aracını yol kaplaması üzerinde tutamayıp, orta refüj üzerinden karşı şeride girerek karşıdan gelen sürücü P.... T.... sevk ve idaresindeki otomobil ile sürücü C..... Ç..... sevk ve idaresindeki minibüse çarparak olaya sebebiyet vermiş olması nedeniyle, olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve nizamlara aykırı hareketiyle tamamen kusurlu olduğu" açıklamalarını içeren görüş ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeleri değerlendirerek sonuca varan İTÜ Öğretim Üyeleri Heyetinin 24.07.2006 tarihli raporundaki "Kaza yerindeki işaretleme durumu hakkında farklı beyan ve iddialar vardır. Yapılan orta refüj çalışması ile ilgili işaretleme olmadığı bir kısım şahit tarafından beyan edilmişse de; Trafik kazası Tespit Tutanağının ön sayfasında trafik bilgi ve tanzim işaretlerinin mevcut olduğu, bazı trafik levhalarının hasar almış olduğu yazılıdır. Tutanağı tanzim eden Bölge Trafik Amirliğindeki görevliler 09.05.2006 günlü duruşmadaki ifadelerinde de çalışma yerinde işaretleme yönünden gereken işaretleme ve ışıklı tedbirlerinin alınmış olduğunu ifade etmişlerdir. Bu tespit ve beyanlar yanında, oluş şekli, zamanı, yolun plandaki durumu ve geometrik özellikleri de nazara alınarak yoldaki işaretleme durumunun ölen S....."a ait aracın kontrolden çıkmasında etkisinin olmadığı, dolayısıyla kaza ile bir ilgisinin bulunmadığı görüşüne varılmaktadır." biçimindeki görüş ve kanaatin benimsenememesi olanaksız olduğu gibi bu görüşlerin eksik ve yetersiz incelemeye dayandığını düşünebilmenin de haklı bir gerekçesi bulunmamaktadır.
Düşünülmelidir ki; ölen S..... yönetimindeki otomobil dışında aynı yolda aynı dakikalarda olay öncesi ve sonrası zamanda sayısız otomobil herhangi bir kazaya sebebiyet vermeden seyretmiştir. Ortada açılan ve zemini derinleştirilen refüjün yolu ani olarak daraltmadığı Ankara-Eskişehir istikametine göre bu refüj bölümünün öncesinde yol hangi genişlikle geliyorsa o bölümde de aynı genişlikte sürdüğü, devamında da genişliğini azaltan ya da arttıran bir nitelik göstermediği bellidir. Yolun solundaki asfalt bitimi ile çukurlaştırılan refüj arasında işaret levha ve şeritlerinin var olduğuna ancak S....."ın otosunun çarpması ile yerlerinden kopup hasar gördüğüne ilişkin ilk tespitçi trafik polislerinin beyanlarını bir an için dışlamak yöntemi benimsense dahi sürücü S....."ın refüj çukuruna düşme ile başlayan bir hareketinin olmadığı, bilinmeyen bir nedenle kendi şeridinde ani olarak sola kayıp 25 m gibi bir sapma ile ve zeminde de teker izleri bırakmak suretiyle kazayı başlattığı, bu oluşumla başlayan kazada İTÜ bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere "Yoldaki işaretleme durumunun ölen S....."a ait aracın kontrolden çıkmasında etkisinin ve dolayısıyla kaza ile ilgisinin bulunmadığı" netlik kazanmaktadır.
Derinleştirilen orta refüj kenarına, geçici de olsa, beton bariyerlerin konmasını ve bu tür bariyerlerle çarpacak otoların karşı istikamete geçişinin önlenmesini zorunlu kılan bir önlemin alınması mecburiyetinden de bahsedilmemektedir. Esasen böyle bir önlemle yolun daha da daralacağı ve geniş yoldan gelen otoların daralmış yolda kaza yapmalarına sebebiyet verileceği düşünüldüğünde bu husustaki eksikliğin bir tedbirsizlik mahiyetinde kabulü de mümkün görülmemektedir.
Katılan tarafça ileri sürülen ve özel bilirkişi mütalaası ile de kısmen destek kazanan iddiayı ciddiye almaya ve bu iddiadaki gibi otolarda oluşan hasar durumunu tek ve yeterli ölçü sayarak; "ilk tedbirsizliği Ankara istikametine gelen 06 J 1…
… plakalı minübüs sürücüsü C..... yaparak P.... yönetimindeki 06 V..61 plakalı otoya çarptı, bu oto sola seyirle karşı şerite geçip Ankara-Eskişehir istikametinde seyreden S....."ın 06 A.. 16 plakalı otosuna vurup içine girdi, 2 oto hareketliliğin yarattığı savrulmayla karşı yöne birlikte döndü, bilahare ayrıldığı S....."ın otosu savrularak kenardaki taşların üstüne düştü," görüşünü olasılıklar içinde değerlendirmeye elverişli hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Oluşu bu tarzda ifade eden hiçbir kişi yoktur. Böyle bir varsayım olayın bitiminde sıcağı sıcağına ifade veren P.... ve C....."in oluşu netleştiren beyanları ile çeliştiği gibi, ilk çarpışmanın Ankara-Eskişehir yolu üzerinde olması halinde zeminde mutlaka olması gereken cam kırıkları ve çarpışma iz ve emarelerinin yokluğu da böyle bir iddiayı geçersiz kılmaktadır.
Bu belirleme ve değerlendirmeler karşısında, anılan olayla ilgili olarak, soruşturma ve kovuşturma öncesinde toplanması gerekirken ihmal edilen ve yol yapım sorumlusu B...... E......"a kusur yüklenebilmesi sonucunu yaratmaya elverişli görülen bir kanıttan söz edilmek olanaksızdır. Hal böyle olunca soruşturma zafiyetinden de bahsedilmemek gerekmektedir.
Bu itibarla; Yerel Mahkeme hükmü ve Özel Daire kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden itirazın reddiyle, dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Genel Kurul Üyesi; itirazın kabulü yönünde karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine 27.11.2007 günü yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.