Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/416 Esas 2015/2435 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/416
Karar No: 2015/2435
Karar Tarihi: 10.06.2015

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/416 Esas 2015/2435 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/416 E.  ,  2015/2435 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Şikayetçi ... Bankası vekilinin, soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olduğuna dair dilekçesi ve avukatlık vekaletnamesi bulunmasına rağmen, duruşma gününü bildirir davetiyenin vekil ile temsil edilen işlerde vekile tebliğ edilmesi gerekirken, şikayetçi vekili yerine, vekil ile aynı adreste bulunmayan asıl şikayetçiye tebligat çıkartılarak, şikayetçi vekili duruşmadan haberdar edilmeden ve şikayetçi vekilinin CMK"nın 234 ve 237. maddeleri gereğince usulüne uygun olarak davaya katılmak isteyip istemediği sorulmadan hüküm kurulduğu anlaşılmakla, katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan şikayetçi ... Bankası"nın kendisine karşı işlenen dolandırıcılık suçundan verilen hükmü 5271 sayılı CMK"nın 260. maddesinin 1. fıkrası uyarınca vekili aracılığıyla temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanığın, aynı isimdeki akrabası olan katılanın kimlik bilgilerini kullanarak 14.10.2010 tarihinde nüfus cüzdanı kayıp değiştirme belgesi ile katılan adına sahte olarak düzenlenmiş kimlik belgesini çıkarttıktan sonra, bu sahte kimlik belgesi ile 15.10.2010 tarihinde ..."ne başvurup gerekli belgeleri imzalamak suretiyle kendisine 8.000 TL"lik kredi verilmesini; yine aynı sahte kimlik belgesi ile 21.10.2010 tarihinde... Bankası Malatya Şubesi"ne başvurup yine gerekli belgeleri imzalamak suretiyle kendisine 13.500 TL"lik kredi verilmesini sağladığı, bu suretle sanığın tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık,
    resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve katılan beyanları, bilirkişi incelemesi ile tüm dosya kapsamına göre, eylemlerin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanığın katılanın kimlik bilgilerini kullanarak nüfus cüzdanı kayıp değiştirme belgesi ile katılan adına sahte olarak düzenlenmiş kimlik belgesini temin edip, sahte kimlik belgesi ile iki ayrı bankaya müracaat ederek kredi talebinde bulunduğu ve kredi sözleşmesi için gerekli olan evrakları ayrı ayrı imzalayıp kullandığının anlaşılması karşısında, belgede sahtecilik suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olması, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarının geniş anlamda mağdurunun toplumu oluşturan tüm bireyler olması, unsurlarının tamamen benzer olarak düzenlenmesi de göz önüne alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde yer alan “Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri aynı suç sayılır” hükmü gereğince, ayrı ayrı iki kez resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup her bir suç açısından zincirleme suç hükümlerine göre uygulama yapılması gerektiği halde, yazılı şekilde karar verilmesi, şikayetçi ... Bankası"nın belgede sahtecilik suçuyla ilgili olarak katılan sıfatının bulunmaması nedeniyle aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Sanığın farklı bankalara başvurup iki ayrı kredi çekmiş olması ve her iki bankanın da ayrı ayrı mağdur olması karşısında, her iki bankaya karşı ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılık suçu oluşması nedeniyle sanık hakkında iki kez ceza verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sonuç adli para cezasının gün karşılığı belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde doğrudan haksız elde olunan menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle karar verilmesi,
    3- Şikayetçi ... Bankası"nın suçtan zarar gören olmasına rağmen vekilinin duruşmadan haberdar edilmemesi karşısında, şikayetçi ... Bankası vekilinin duruşmadan haberdar edilip mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle 1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi ... Bankası vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara