Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/6-209 Esas 2007/216 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/6-209
Karar No: 2007/216

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/6-209 Esas 2007/216 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların yağma suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Ancak sanık A... K...'nın müdafiine tebligat yapılmadan karar verilmesi, adil yargılanma hakkına aykırıdır. Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabul edilerek dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
-Kanun Maddeleri:
7201 sayılı Tebligat Yasasının 11/1
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8/1
1412 sayılı Ceza Yargılamaları Usulü Yasasının 316/3
Ceza Genel Kurulu 2007/6-209 E., 2007/216 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/6-209 E., 2007/216 K.

  • USULSÜZ TEBLİGAT
  • YAĞMA
  • 7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 11 ]
  • 5320 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ... [ Madde 8 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 316 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanıklar A.... S.... ve A.... K....’nun, yağma suçundan 5237 sayılı TCY.nın 149/1-a-c-h, 150/2 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, haklarında 53. maddenin uygulanmasına ilişkin, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesince 15.06.2005 gün ve 190-68 sayı ile verilen kararın sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.04.2006 gün ve 14801-4093 sayı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

    Ayrıca, sanık A.... K.... müdafiinin, kendilerine tebliğname tebliğ edilmeden karar verildiğinden bahisle karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığınca adı geçene tebligat yapılıp yapılmadığının sorulması nedeniyle Yargıtay 6. Ceza Dairesince 31.07.2007 gün ve 6742-8979 sayı ile;

    “Sanık A.... K.... hakkında işlemiş olduğu yağma suçu nedeniyle İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2005 gün ve 2004/190-2005/68 sayılı hükümlülük kararı adı geçen sanık savunmanının temyizi üzerine Dairemizin 24..04.2006 günlü ilamı ile onanarak kesinleştiği, anılan sanık savunmanı Av. H.... H...... tarafından 18.07.2005 havale tarihli dilekçe ile karar düzeltme isteminde bulunulduğu, istem yazısında ileri sürülen savların araştırılması amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Dairemize 22.12.2006 tarih ve 2006/304496 sayılı yazı gönderildiği, her ne kadar Dairemizce bu yazıya 25.07.2007 tarihinde yanıt verilmiş ise de, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının anılan yazısı UYAP üzerinden esas numarası alıp Dairemize gelerek kaydının yapıldığının anlaşılması karşısında; bu aşamada temyiz veya karar düzeltme incelemesine konu olabilecek istem bulunmadığından dosyanın gereği yapılmak üzere incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine”

    ” karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 31.07.2007 gün ve 304496 sayı ile;

    “5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi göndermesiyle halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 316/3. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamelerin taraflara tebliğini, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11/1. maddesinde ise vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağını emretmesine rağmen tebliğname sanık müdafii Av. H.... H......’ya tebliğ edilmemiş, asil sanığa yapılan tebliğ ile yetinilmiştir. Adil yargılanma hakkı ile ilgili bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 316/3. maddesi buyurucu nitelikte olup, uyulması zorunludur. Tebliğname sanık müdafii Av. H.... H......’ya tebliğ edilmeksizin Özel Dairece inceleme yapılarak karar verilmiş olup, 1412 sayılı CMUK.nun 316/3. maddesinin buyurucu hükmüne aykırı davranılmıştır. Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.12.2005 tarih ve 2005/(7)166-2005/165 sayılı kararı da benzer niteliktedir. Sanık A.... K.... hakkında düzenlenen 18.07.2006 tarihli tebliğnamenin, sanık müdafii Av. H.... H......’ya tebliğinden sonra Başsavcılığımız tebliğnamesi doğrultusunda inceleme yapılması gerektiği kanaatindeyiz”

    ” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Dairenin sanık A.... K.... hakkındaki kararının kaldırılmasına ve dosyanın, bu sanık yönünden temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Sanığın yağma suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık, tebliğnamenin sanık müdafiine tebliğ edilmemiş olması karşısında temyiz incelemesi yapılmasının savunma hakkının ihlaline (adil yargılanma hakkına aykırılık) yol açıp açmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

    Uyuşmazlık konusu ile ilgili yasal düzenlemeler incelendiğinde;

    5320 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 1412 sayılı Ceza Yargılamaları Usulü Yasasının 316. maddesine, 21.3.2003 gün ve 4778 sayılı Yasanın 2. maddesi ile eklenip, 19.3.2003 gün ve 4829 sayılı Yasanın 20. maddesiyle değiştirilen 3. fıkrasında, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde Yargıtay C.Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin, sanık veya müdafii ile katılan veya vekiline tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır. Adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ile ilgili bulunan bu hüküm buyurucu nitelikte olup, uyulması zorunludur.

    Anılan düzenleme, Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen, AİHS.nin 6. maddesi ile de ilgilidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 09.11.2000 gün ve 36590-97 sayılı Göç/Türkiye kararında, Yargıtay C.Başsavcılığı tebliğnamesinin tebliğ edilerek buna karşı görüş bildirme olanağının tanınmaması nedeniyle silahların eşitliği sağlanmadığından adil yargılanma hakkına aykırı davranıldığı kabul edilerek, Sözleşmenin 6/1. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılması üzerine, 2003 yılında yasa koyucu tarafından bu düzenleme Yargılama Yasamıza eklenmiştir. Nitekim, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 297. maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir.

    Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Yasasının 11. maddesi, “

    “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır....”

    ” hükmünü taşımaktadır. Maddede yer alan kuralın açıklığı ve buyurucu bir hüküm olması karşısında, müdafiine tebligat yapılmadan, sanık asile yapılan tebligatla yetinilmesi olanaksızdır.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

    Sanık A.... K....’nun, Beyoğlu 6 Noterliğince düzenlenen 16.08.2004 gün ve 14516 yevmiye numaralı vekaletname ile Av. H.... H......’yı müdafii olarak tayin ettiği anlaşılmaktadır.

    Özel Dairece, Yargıtay C.Başsavcılığının 18.07.2006 günlü tebliğnamesi tutuklu olan sanıklar A.... K.... ve A.... S....’e, 21.03.2006 tarihinde, ayrıca sanık A.... S.... müdafiine ise 08.03.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak A.... K.... müdafiine tebligat yapılmamıştır. Bu husus Özel Dairenin 31.07.2007 gün ve 6742-8979 sayılı kararından da açıkça belirtilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı tebliğnamesinin sanık asile tebliği ile yetinilip, sanık müdafiine tebliğ edilmeden temyiz incelemesi yapılması, CYUY.nın 316/3 ve 7201 sayılı Tebligat Yasasının 11. maddelerine aykırıdır.

    Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

    SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;

    1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 24.04.2006 gün ve 14801-4093 sayılı kararının, sanık A.... K....’ya ilişkin kısmının KALDIRILMASINA,

    3- Sanık A.... K.... müdafiine tebliğname tebliğinden sonra temyiz incelemesi yapılması için dosyanın, Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 30.10.2007 günü oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara