Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/3-216 Esas 2007/214 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/3-216
Karar No: 2007/214

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/3-216 Esas 2007/214 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık Ramazan T, kaçak orman emvali naklederken yakalandığı iddiasıyla açılan kamu davası sonunda, Menderes Sulh Ceza Mahkemesince 6831 sayılı Orman Yasasının 108/1 ve 765 sayılı Yasa'nın 59. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ve 407 YTL adli para cezası ile cezalandırıldı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanığın temyiz başvurusunu reddetti. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz ederek, sanığın eyleminin 116 ve 109. maddelerindeki kabahat oluşturduğunu belirterek, 5326 sayılı Kabahatler Yasası'nın 24. maddesi uyarınca mahkemece idari yaptırım kararı verilmesi gerektiğini belirtti. Kararda geçen kanun maddeleri:
- 6831 sayılı Orman Yasasının 108/1, 109. ve 116. maddeleri
- 765 sayılı Yasa'nın 59. maddesi
- 5326 sayılı Kabahatler Yasası'nın 24. maddesi.
Ceza Genel Kurulu 2007/3-216 E., 2007/214 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/3-216 E., 2007/214 K.

  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 108 ]
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 109 ]
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 116 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 52 ]
  • 647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 4 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık hakkında G Serisi 8/0 nolu bölmeden 35 A.. 4... plakalı traktör ile kaçak orman emvali naklederken yakalandığı iddiasıyla açılan kamu davası sonunda, M Sulh Ceza Mahkemesince 22.07.2005 gün ve 208-457 sayı ile;

    "…

    …5335 sayılı Yasanın 22. maddesinin sanık lehine olduğu dikkate alınarak sanığın 6831 sayılı Yasanın 108/1 ve 765 sayılı Yasanın 59. maddeleri uyarınca 25 gün hapis ve 407 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince 300 YTL adli para cezasına çevrilmesine, 765 sayılı Yasanın 72. maddesi gereğince içtimaen 707 YTL adli para cezası ile tecziyesine, verilen sonuç para cezasının 5237 sayılı Yasanın 52/4. maddesi gereğince 10 eşit taksit halinde tahsiline, taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde tamamının ödenir hale geleceğine ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğine, traktör, römork ve orman emvalinin müsaderelerine, vekalet ücretine, yargılama giderine.." hükmedilmiş, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine de, Yargıtay 3. Ceza Dairesince 25.01.2007 gün ve 5396-530 sayı ile onama kararı verilmiştir.

    Onama kararına sanık müdafiinin 20.04.2007 tarihli dilekçesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17.09.2007 gün ve 162300 sayı ile; "Sanığın traktöründe yakalanan emvalin tapulu araziden kesildiğinin dosya kapsamından anlaşılması karşısında, eylemin 6831 sayılı Kanunun 116/B-son, 109. maddeleri uyarınca idari para cezası ile cezalandırılmasına ve emvalin 116/son madde gereğince zoralımı ile traktör ve römorkun iadesine karar verilmesi gerekirken aynı Yasanın 108. maddesi ile hüküm verilmiş olmasının isabetli bulunmadığı" gerekçesi ile itiraz yoluna başvurularak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Görüldüğü gibi, sanık Ramazan T "ın traktöründe zeytin ağacı kökü ve pırnal ağacı ele geçirilmesi tarzında gerçekleşen olayda Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında ortaya çıkan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığın eyleminin hangi suçu/kabahati oluşturduğuna ilişkindir.

    Dosya incelendiğinde;

    Jandarma görevlilerinin sanığı 19.02.2005 tarihinde saat 18.15 sıralarında 35 A.. 4... plakalı traktörle izin belgesi olmadan zeytin ağacı kökü ve pırnal ağacı naklederken yakaladıkları ve yakalanan emval ile traktörün aynı gün saat 18.35 te Gümüldür Orman İşletme Şefliğine teslim edildiği anlaşılmaktadır.

    Orman Muhafaza Memurları, sanığın da iştiraki ile 20.02.2005 tarihinde ağaçların alındıkları yerde yaptıkları tespitle, yakalanan emvalin gösterilen taşınmazdan alındığını ve bu taşınmazın Hayrettin Türk isimli kişiye ait pafta 17, parsel 1439 nolu taşınmaz olduğunu belirlemişlerdir. Taşınmazın Hayrettin Türk"e ait olduğunu gösteren tapu fotokopisi de dosyaya eklenmiştir.

    Bu konu ile ilgili olarak 20.02.2005 gün ve 1190 sayılı suç tutanağı düzenlenmiştir. Tutanakta, yukarıda belirtilen tespitlere yer verildikten sonra, sanığa bu kökleri nereden aldın diye sorulduğu, sanığın da, tapulu araziden aldım, evime götürüyordum cevabını verdiği belirtilmiştir.

    Anılan tutanağın Adli Makamlara intikali üzerine, M Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılmıştır.

    Sanığın 27.05.2005 tarihli duruşmada; "Ben suçumu kabul ediyorum, tutanağın altındaki imza da bana aittir. Ceza verilecekse paraya çevrilmesini talep ediyorum. Jandarma beni Atatürk Mahallesinde durdurmuş ise de, benim köyüm Sancaklı Köyü"dür. Sancaklı Köyü orman içi köydür." şeklinde savunma yaptığı görülmektedir.

    Buna karşılık, dosyada bulunan tapunun sıhhati, emvalin dosyada bulunan tapulu araziden kesilip kesilmediği, arazi sahibi olduğu belirtilen Hayrettin T ile sanık arasında ne gibi bir ilişkinin bulunduğu ve sanığın yakalanan emvali hangi ilişkiye istinaden aldığı konularında herhangi bir araştırma yapılmadığı gibi dosyadaki belge ve tespitlerle iddianame arasındaki uyuşmazlık üzerinde de durulmamıştır.

    Oysa, tapulu araziden yapılan kesimler 6831 sayılı Orman Yasasının 116. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin son fıkrasında ise; "bu hükme aykırı hareket edenler, bu Kanunun 109. maddesine göre cezalandırılmakla beraber emval müsadere olunur." hükmü yer almaktadır.

    6831 sayılı Yasanın 109. maddesindeki müeyyidenin "hafif hapis ve hafif para cezası" olduğu ve 5252 sayılı Yasa ile "hafif hapis cezalarının", "idari para cezasına" dönüştürüldüğü dikkate alındığında, bu kapsamdaki eylemlerin de artık "kabahat" olarak değerlendirilmesinin gerekeceği açıktır.

    Şu durumda; olay yerinde bilirkişi, zabıt mümzileri, sanık ve tapu sahibi Hayrettin T"ün de katılımı ile yapılacak keşif sonunda, sanıkta yakalanan emvalin tam olarak nereden kesildiğinin ve kesim yapılan yerin tapulu arazi olup olmadığının tespiti ile sanığın eyleminin 6831 sayılı Yasanın 108. maddesindeki suçu mu, yoksa 116 ve 109. maddelerindeki kabahati mi oluşturacağının belirlenmesi ve kabahati oluşturduğunun kabul edilmesi halinde 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 24. maddesi uyarınca mahkemece idari yaptırım kararı verilmesi gerekirken, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerle de uyuşmayacak şekilde eksik inceleme ile 6831 sayılı Yasanın 108. ve 765 sayılı TCY.nın 59. maddeleri gereğince para cezası tayin edildikten ve keza 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uygulandıktan sonra toplam para cezasıyla ilgili taksitlendirmeye 5237 sayılı Yasanın 52/4. maddesi uygulanarak karar verilmek suretiyle karma uygulama da yapılarak, mahkumiyet hükmü verilmesi yasaya aykırıdır.

    Bu itibarla; itirazın kabulü ile Yargıtay 3. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilerek, dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.

    SONUÇ:

    Açıklanan nedenlerle;

    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2-Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 25.01.2007 gün ve 5396-530 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,

    3-Menderes Sulh Ceza Mahkemesinin 22.07.2005 gün ve 208-457 sayılı hükmünün eksik inceleme nedeniyle BOZULMASINA,

    4-Dosyanın Menderes Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine 30.10.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara