Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/6-43 Esas 2007/206 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/6-43
Karar No: 2007/206

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/6-43 Esas 2007/206 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/6-43 E., 2007/206 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/6-43 E., 2007/206 K.

  • RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 2 ]
  • "İçtihat Metni"

    Resmi evrakta sahtecilik suçundan sanıklar A.... G........, T.... D..... ve M..... F......A..... ile resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık T.... T..... D...."nın, yüklenen suçların unsurlarının oluşmadığı ve haklarında yeterli kanıt elde edilemediğinden bahisle beraatlarına ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince 25.03.2002 gün ve 229-119 sayı ile verilen kararın katılan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 26.02.2004 gün ve 2211-1922 sayı ile sanıklardan M..... F..... A..... hakkındaki hükmün onanmasına, diğer sanıklara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

    "1- Emekli Sandığı Teftiş Kurulu Başkanlığının dosya içerisinde mevcut 28.4.1999 tarihli yazısı ile birleşen 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına gönderildiği bildirilen suça konu reçete asıllarının denetime olanak sağlanması açısından dosya içerisine konulmaması,

    2- Suça konu reçeteler arkasındaki ilaçların alındığına dair imzaların adına yazılan kişilere veya yakınlarına ait olup olmadığı bilirkişi aracılığıyla saptandıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

    Yerel Mahkeme ise 20.10.2004 gün ve 273-338 sayı ile,

    "Yaşlı kişiler olan tanıkların değişik hastalıkları bulunduğu, uzun süreler muayene olmadan geçirdikleri yönündeki ve ilaç almadıkları yönündeki beyanların samimi olmadığı, ayrıca Ş..... İ...."in sanık savunmasında belirtildiği üzere 10 ay süre ile çeşitli hastalıkları olan kişinin karne kullanmayıp, 10 ay sonra kayıp ettiğini iddia etmesi nedeni ile yeni karne aldığı yönündeki beyanı, yaşlı ve çeşitli hastalıkları olan bir kişinin bu kadar süre içinde doktora gitmediği ve reçete yazdırmadığı şeklinin dahi normal olmadığı kaldı ki bu yönde savunma karşısında Ş..... İ.... karnesi ile birlikte duruşmaya davet edildiği halde gelmediği, başka yerlerde ifadesinin alınması şeklinde talepte bulunduğu belirli yer göstermediği, 11.02.2002 tarihli müzekkerenin tebliğ edilmesine rağmen duruşmada bulunmadığı, sağlık karnesini de incelemeye sunmadığı ve yeterli mahkeme inceleme ve araştırmasına yardımcı olmayarak engel olduğu, bu halde de bu kişinin beyanı samimi kabul edilemeyeceği, ayrıca savunmada belirtilen RPD denilen özel polikliniklerde muayene sonucu yazılan ilaçların karnelere geçilmesi ayrıca daimi hastalıklar nedeni ile verilen ilaçların devamlı kullanan yaşlı hastalar yönünde reçetelere yazılması gibi konumların bulunması ilaçların direk hasta tarafından değil, yakın akraba eş ve dostları tarafından eczanelerden alınabileceği, bu nedenle imzaların kendilerine ait olmadığı yönünde beyanlar da olabileceği, eczacı olan sanığın diğer doktor sanığın kardeşi olması nedeni ile bazı bağlantıların bulunması şeklindeki iddiaların şüphe şeklinde kaldığı, kesinlik arz etmediği, TCK.nun 2. maddesi de nazara alınarak şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği, kesin sahtecilik suçu işlediği yönünde ve yardımcı olduğu hususunda sanık T.... yönünden de kesin delil bulunmadığı, doktorların hastaları sağlık karnesindeki kişiler olup olmadığı yönünde yoğun hasta akışı karşısında ve yine özel polikliniklerden alınan tedavi sonrası ilaçlar ile daimi kullanılan ilaçların yazılabilme durumları da hasta ve yakınları tarafından temini yönüne gidildiği hususları da nazara alınarak reçete ve belgelerin hasta yakınları tarafından ilaçların alınması şeklindeki imzalar yönünde herhangi bir kişiye hastanın ilaç aldırabileceği de nazara alınarak araştırma imkanı olamayacağı gibi dosyadaki reçetede ve belgelere göre ve doktorların belgelerin gerçek olduğu, kendileri tarafından doldurulduğu, hastane kayıtlarında bulunduğu, şeklindeki işlemler, belgeler karşısında hasta sahiplerinin ve yakınlarının imza araştırması yapılmasına da heyetimizce gerek bulunmadığı, hastane kayıtları savunmalar, tanıklar arasındaki çelişkiler, yukarıdan bu tarafa anlatılan şekilde sanıklar Tuncay Delibaşı ve A.... G......hakkındaki resmi evrakta sahtecilik suçu mahkememizin 25.03.2002 tarihli kararındaki açıklamalar, anlatımlar ve gerekçelere göre sübut bulmadığı, suçun unsurları oluşmadığı, sahte belge tanzim etme kastı ile hareket ettikleri yönünde kesin delil de bulunmadığından her iki sanığın beraatına, ayrıca sanık T.... T..... D...."nın sahtecilik suçuna iştirak ve bu suçu işleme yönünde eylemi de aynı nedenlerden dolayı sübuta ermediği, bu kasıt altında hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, yine kurumu dolandırma kastı ile hareket ettiği yönünde şüpheden uzak kesin bu kasıt altında dolandırıcılık suçu işlediği yönünde delil olmadığı gibi unsurları itibari ile de suç oluşmadığı tanık ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğu, bu nedenle iş bu sanığın da beraatına karar verilmesi gerekmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de katılan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "hükmün bozulması" görüşünü içeren 14.02.2006 günlü tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI

    Resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanıkların beraatlarına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, davaya konu reçeteler arkasındaki ilaçların alındığına dair imzaların, adına yazılan kişilere veya yakınlarına ait olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması suretiyle soruşturmanın genişletilmesine yer olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    İncelenen dosya içeriğine göre;

    T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Emekli Sandığı Teftiş Kurulu Müfettişlerinden G..... O..... tarafından, sandıkla sözleşmeli olan ve Demetevler"de bulunan Ş.... Eczanesinin faturalarının incelenmesi sonucunda düzenlenen 15.07.1998 günlü soruşturma raporunda sonuç olarak aynen;

    "a- T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Numune Hastanesi 2. Göz Kliniğinde görevli Dr. A…

    …. G…

    ……. tarafından emekli eşi, dul ve yetimlere ait sağlık karnelerine Orthovisc 2 ml. Steril enjeksiyon adlı ilacı yazdığı, bu ilacın diz osteoarteitinin semptomatik tedavisinde sadece imtra artiküler (eklem içi) enjeksiyon için kullanılması ve göz hastalıklarının endikasyonunun bulunmaması, pahalı olması, yalnızca klinik şartlarında uygulanması ve Ş.... Eczanesinden verilmesi, yapılan soruşturma sırasında da adlarına reçete düzenlenen söz konusu emekli eşi, dul ve yetimlerin dizlerinden bir rahatsızlıklarının olmadığını, adı geçen ilacı eczaneden alıp kullanmadıklarını, bu ilacın bilgileri dışında reçete edildiğini ve adlarına bilgileri dışında reçetelerin tanzim edildiğini belirtmeleri dolayısıyla Eczacı T.... T..... D.... ve Dr. A…

    …. G…

    …."ın bu eylemlerinden müteselsilen sorumlu oldukları,

    b- Diğer taraftan, emekli eşi Ş..... İ...."in çok önce kaybettiği eski tip sağlık karnesini ellerinde bulundurduğu anlaşılan Ş…

    …. Eczanesi sahibi T.... T..... D.... ile göz doktoru A…

    …. G…

    ….."ın müşterek hareket etmek suretiyle, anılan kişi adına gerek Orthovisc 2 ml steril enjeksiyon adlı söz konusu ilacı içeren ve başka ilaçları içeren usulsüz ve gerçeğe aykırı reçeteler düzenleyerek, bu reçetelerdeki ilaçların hak sahibi olmayan kişilere vererek kullanımlarını sağladıkları, dolayısıyla adı geçenlerin bu eylemlerinden de müteselsilen sorumlu bulundukları,

    Ayrıca, Ş…

    …. Eczanesi sahibinin kardeşi Dr. T…

    …. D…

    ….. ile diğer bir meslektaşı Dr. M…

    ….. F. A…

    ….."a da adı geçen emekli eşinin kayıp sağlık karnesine istinaden usulsüz ve gerçeğe aykırı reçete tanzim ettirdikleri ve bu doktorların söz konusu reçeteleri tanzim ederken, diğer bir ifadeyle görevlerini yaparken gerekli itina ve dikkati göstermediklerinin anlaşıldığı, dolayısıyla bu eylemlerinden sorumlu bulundukları,

    Böylelikle adı geçenler sandığımızca sağlanan sağlık karnesinin yersiz ve usulsüz bir şekilde kullanılmasına ve dolayısıyla sandığın zarara uğramasına sebep oldukları tespit edilmiştir" görüşüne yer verilmiş ve Eczacı hakkında C.Savcılığına suç duyurusunda bulunulması, doktorlar hakkında da Sağlık Bakanlığına bildirimde bulunularak soruşturma yapılmasının sağlanması, usulsüz olarak tahakkuk eden toplam 1.045.677.786 liranın hesabından mahsup edilerek sandık alacağının kalması halinde Ş…

    …. Eczanesinden alınması için takibe geçilmesi ve söz konusu eczanenin sözleşmesinin feshedilmesi önerilmiştir.

    Bu raporun Sağlık Bakanlığına gönderilmesi üzerine başlatılan idari soruşturma sonucunda Sağlık Bakanlığı Müfettişi Ayşen Türkmenoğlu tarafından düzenlenen 07.12.1998 gün ve 3-23 sayılı fezlekede ise;

    Ankara Numune Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. A…

    ….. G…

    ….."ın, Demetevler"de faaliyet gösteren ve Ş…

    …. Eczanesinin çok yakınında bulunan E…

    …. Polikliniğinin ortağı olup burada da çalıştığı, tedavi giderleri Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce karşılanan bazı kişilerin kayıp veya reçete muhteviyatları hazırlanmak üzere daha sonra ilaçları ile birlikte verilmesi için Ş.... Eczanesinde alıkonulan sağlık karnelerine istinaden, bu eczane ile işbirliği içine girerek, ya bir başka hekim tarafından yazılmış reçeteleri iptal edip ilave pahalı ilaçlar yazarak ya da tamamen hayali reçeteler düzenlediği, hak sahiplerinin özellikle pahalı ve göz alanında kullanılmayan bir ilaç olan ve klinik koşullarda uygulanması gereken Orthovisc 2 ml adlı ilacı almadıkları, Ş..... İ.... adlı hak sahibinin ise adına düzenlenen 9 ayrı reçetede yazılı ilaçların hiçbirini almadığı, ayrıca Ş..... İ.... ve diğer hastaların Dr. A..... G........"ı tanımadıkları, ona hiç muayene olmadıkları gibi Numune Hastanesine de gitmedikleri;

    Numune Hastanesi 1. Dahiliye Kliniğinde Dahiliye Uzmanı olarak görev yapan Dr. T..... D....."nın, Ş.... Eczanesi sahibi T.... T..... D...."nın kardeşi olduğu ve E... Polikliniğinde nöbet tutmak şeklinde çalıştığı, Ş..... İ...."in kaybolan sağlık karnesine istinaden 3 ayrı reçete düzenlediği ve bu reçetelerin Ş.... Eczanesi tarafından Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne fatura edildiği, Ş..... İ...."in eşinin emekli öğretmen olduğu ve hastalık hallerinde Milli Eğitim Bakanlığı Dispanserinde muayene oldukları, Dr. T..... D......"nı tanımadıkları ve adı geçene hiç muayene olmadıkları gibi Numune Hastanesine de gitmedikleri, adı geçen doktor tarafından düzenlenen reçetelerdeki ilaçları almadıkları;

    Numune Hastanesi 1. Dahiliye Kliniğinde ihtisas yapan Dr. M..... F.A...."ın da Ş..... İ.... adına reçete düzenlediği ve bu reçetelerin de Ş.... Eczanesi tarafından Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne fatura edildikleri;

    Tanık ifadelerinden ve belgelerin incelenmesinden anlaşılmakla adı geçen doktorlar hakkında TCY.nın 339. maddesi uyarınca kamu davası açılmasının gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

    Sanıklar aşamalardaki savunmalarında, haklarındaki iddiaları kabul etmediklerini, görmeden herhangi bir hastaya, tedavisi gereken hastalık dışında reçete yazılmasının söz konusu olmadığını, ilaçların da adlarına reçete yazılan hastalar veya yakınları tarafından alınarak kullanıldığını belirtmişlerdir.

    Tanık Ş..... İ...., aşamalardaki ifadelerinde; Numune Hastanesine 1983 yılından beri hiç gitmediği gibi adına reçete yazmış olan adı geçen doktorların hiç birisini tanımadığını, söz konusu reçetelerdeki ilaçların hiç birisini alıp kullanmadığını, reçetelerin arka yüzlerinde bulunan ilaçları aldığına dair imzaların kendisi veya eşine ait olmadığını, sağlık karnesini kaybettiğini, önce önem vermediğini sonra 18.07.1997 tarihinde eşinin yeni sağlık karnesi aldığını, bu sağlık karnesi ile de 16.04.1998 tarihinde sağlık ocağına muayene olduğunu, sanıkları ilk kez duruşmada gördüğünü, kaldı ki hiç göz muayenesi de olmadığını beyan etmiştir.

    Tanık H.... B.., Emekli Sandığı Müfettişi ile Sağlık Bakanlığı Müfettişine verdiği ifadelerde; kendisine gösterilen 15.10.1997 tarihli reçetenin yazıldığı tarihte Numune Hastanesine gitmediğini, evlerinin üst katında bulunan E... Polikliniğine gittiğini, mide rahatsızlığı nedeniyle sürekli buraya gitmekte olduğunu, burada adına düzenlenen reçeteleri ise yine evlerinin yakınında bulunan Ş.... Eczanesinden aldığını, reçetede midesi için yazılan ilaçları alıp kullandığını, bir de dizinden bir tane iğnenin bu eczanede yapıldığını, bundan başka iğne yapılmadığını, 4 tane iğne almasının söz konusu olmadığını, sağlık karnesinin bir süre eczanede kaldığını ve reçetedeki ilaçları karnesine eczanenin yazdırdığını, okuma yazması olmadığı için hangi ilaçların verildiğini bilemeyeceğini belirtmiş;

    Duruşmada ise; benzer şekilde anlatımda bulunmakla birlikte adına yazılan ilaçları o anda eczanede olmadığı için hemen alamadığını, karnesini ve reçetesini eczanede bıraktığını, acil bir işi nedeniyle İzmir"e gittiğini, bir ay sonra döndüğünde ilaçlarını ve karnesini aldığını, bu bir ay içinde karnesine ilaç yazıldıysa bilemeyeceğini, birbuçuk yıl ülser tedavisi gördüğünü ve ilaçlarını da hep Ş.... Eczanesinden aldığını, duruşmada verdiği ifadesinin bu yönleriyle daha doğru olduğunu söylemiştir.

    Tanık M...... Ö...., aşamalardaki ifadelerinde; Ankara Numune Hastanesine hiç gitmediğini, Dr. A..... G........"ı tanımadığını, yüksek tansiyon nedeniyle eşinin 02.09.1997 tarihinde kendisini E... Polikliniğine götürdüğünü, muayene olup reçetesini aldığını, eşinin ilaçları almak için Ş.... Eczanesine gittiğini ancak ilaçlar bulunmadığı için reçete ve sağlık karnesinin eczaneye bırakıldığını, daha sonra eşinin, sağlık karnesine fazla ilaç yazıldığını görüp ilgiliyi uyardığını, fakat eczaneden bunun formalite icabı olduğunun söylendiğini, reçetedeki ilaçlardan Orthovisc 2 ml ampul ve Elephemide göz damlasını almadığını, diğer ilaçları ise alıp kullandığını, kesinlikle dizinden iğne yapılmadığını, reçetenin arkasında bulunan ilaçları aldığına dair imzanın kendisine veya eşine ait olmadığını beyan etmiştir.

    Bu tanığın eşi İsmail Özkan da duruşmada tanık olarak dinlenmiş olup benzer şekilde anlatımda bulunmuştur.

    Tanık N...... Ç....., aşamalardaki ifadelerinde; hastalandıklarında eşiyle birlikte Numune Hastanesine gittiklerini ancak Dr. A..... G........"ı tanımadıklarını, kendisine gösterilen reçetelerdeki ilaçların büyük bölümünü alıp kullandıklarını, bunlardan Orthovisc 2 ml ampul adlı ilacı kendisinin veya eşinin kullanmadığını, reçetelerin neden Dr. A..... G........ tarafından yazıldığını

    anlayamadığını, ilaçlarını evlerine yakın olan Ş.... Eczanesinden almakta olduğunu, ilaç almaya gittiğinde ilaçların olmadığı söylenip sağlık karnesi ve reçeteyi bırakmasının istendiğini, bu zamanlarda da reçetelerin yeniden yazıldığını veya ilaç ilave edildiğini zannettiğini beyan etmiştir.

    Tanıklar M.... A...., oğlu K.... T...., A.... A....da aşamalardaki ifadelerinde reçetelerinde yer alan Orthovisc 2 ml ampul adlı ilacı almadıklarını ve kullanmadıklarını beyan etmişlerdir. Tanık S.... T....ise, müfettişlerce alınan ifadesinde söz konusu ilaçları kullanmadığını beyan etmesine rağmen duruşmada talimatla alınan ifadelerinde Dr. A..... G........"ı tanıdığını, reçetelerde yazılı ilaçları alıp kullandığını belirtmiş, bu ifadesinin doğru olduğunda ısrar etmiştir.

    Yerel Mahkemece tanıkların ve sanıkların yazı örnekleri alınmış olup, reçete asılları da dosya içerisinde bulunmasına karşılık, bunlar üzerinde herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı anlaşılmaktadır.

    Açıklanan bu bilgi ve belgeler bir arada ele alınarak değerlendirildiğinde;

    Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının amacı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ilkesine dayanır. Hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Yukarıda ifadelerine yer verilen tanıklar, sanık doktorlara muayene olmadıklarını, görev yaptıkları hastaneye dahi gitmediklerini açık bir şekilde belirtmişlerdir. Dosyada bulunan müfettiş raporlarındaki iddiaların tanıklarca doğrulanması karşısında, sanıkların savunmaları da nazara alınarak, reçetelerde yazılı ilaçların tanıklar Ş..... İ...., H.... B.., M...... Ö...., N...... Ç....., M.... A...., K.... T...., A.... A....ve S.... T....veya bu kişilerin yakınları tarafından eczaneden alınıp alınmadığının saptanması bakımından, reçetelerdeki imzaların bu kişiler tarafından atılıp atılmadığının bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmesi gerekmektedir. Sanıkların hukuki durumlarının belirlenebilmesi için, soruşturma genişletilerek düzenlenen reçetelerde belirtilen ilaçların sanıklardan T..... T...."a ait eczaneden ya bizzat adı geçen tanıklarca ya da yakınlarınca teslim alındığına ilişkin reçete üzerindeki imzaların, bu kişiler tarafından atılıp atılmadıklarının saptanmasında zorunluluk vardır. Yerel Mahkemece dosya kapsamına uymayan ve varsayımlara dayalı gerekçelerle noksan soruşturmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetsizdir.

    Bu itibarla Yerel Mahkemece noksan soruşturmaya dayalı olarak karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle ;

    1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 16.10.2007 günü oybirliği ile tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak karar verildi.

    Hemen Ara