Esas No: 2007/6-170
Karar No: 2007/195
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/6-170 Esas 2007/195 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2007/6-170 E., 2007/195 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan; Kütahya 1. Sulh Ceza Mahkemesince 15.10.2003 gün ve 430-554 sayı ile hükümlü T..... A....’ün “
“…765 sayılı Yasanın 491/2-son, 80, 522, 523 ve 55/3. maddeleri uyarınca 2 ay 2 gün”
” hükümlü C..... Ç........’nun; “
“765 sayılı Yasanın 491/2-son, 80, 523, 55/3 ve 81/2-3 maddeleri gereğince 6 ay 24 gün”
” hapis cezaları ile cezalandırılmalarına ve haklarında 647 sayılı Yasanın 4. ve 6. maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verilmiş olmakla; bu hüküm sanık C..... Ç........ tarafından temyiz edilmiş ise de, temyiz istemi Yargıtay 11. Ceza Dairesince 03.10.2005 gün ve 2524-7899 sayı ile süresinde olmadığından bahisle reddedilmiştir.
Böylece her iki sanık hakkındaki hükümler kesinleşmiş olup; C..... Ç........ müdafiinin başvurusu, T C Adalet Bakanının isteği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2006 gün ve 81801 sayılı ihbarı ile; “
“Sanık C..... Ç........’nun kayden 04.07.1986, diğer sanık T..... A....’ün ise 20.09.1984 doğumlu olup, suçun işlendiği 27.07.2002 tarihinde 18 yaşını ikmal etmediği anlaşılan sanıklar hakkında tayin olunan hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 4/2. maddesi karşısında anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki ceza veya tedbirlerden birine çevrilmemiş bulunmasında isabet görülmemiştir”
” şeklinde yasa yararına bozma yasa yoluna gidilmiştir.
Bunun üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince 02.04.2007 gün ve 11135-4686 sayı ile;
“1)-Suç tarihinde 18 yaşını tamamlanamadıkları anlaşılan sanıklar hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezalarının, 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca paraya ya da maddede öngörülen tedbirlerden birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun düşünülmemesi,
2)-Sanık C..... Ç........’nun eylemine uyan 765 sayılı TCK’nun 491/2-son, 80, 523/1, 55/3, 81/2-3, 647 sayılı Yasanın 4; sanık T..... A....’ün eylemine uyan 765 sayılı Yasanın 491/1-son, 80, 522/1, 523/1, 55/3, 647 sayılı Yasanın 4. maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun iki sanığın eylemine uyan 142/1-b, 143/1, 43/1, 168/1, 31/3, 50/3. maddelerinde öngörülen cezanın alt ve üst sınırları bakımından, anılan yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında 765 sayılı TCY.nın sanıklar yararına olması ve anılan Yasa hükümleri uyarınca değerlendirme ve uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
3)-Hükümden sonra yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 24. maddesinin sanık C..... Ç........ hakkında; aynı Yasanın 23 ve 24. maddelerinin sanık T..... A.... hakkında değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4)-01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Yasanın 10 ve 11.maddeleri uyarınca, davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiğinin gözetilmesi zorunluluğu,
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile hırsızlık suçundan sanıklar C..... Ç........ ve T..... A.... hakkında Kütahya 1. Sulh Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 15/10/2003 tarih ve 2002/430 esas, 2003/554 sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi gereğince bozulmasına”
” karar verilmiş; bu karara Yargıtay C.Başsavcılığınca 04.07.2007 gün ve 81801 sayı ile; “
“Yerel Mahkemenin kararının; Özel Daire tarafından, yalnızca yasa yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenden dolayı bozulması ve hükümlüler hakkında daha hafif bir cezaya bizzat Özel Dairece hükmedilmesi yerine; hükmün, yasa yararına bozma talebinde yer verilmeyen ve hükümden sonra ortaya çıkan nedenler de eklenerek bozulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu”
” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak “
“Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2.4.2007 gün ve 11135-4686 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteminin kabulü ile Kütahya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 15.10.2003 gün ve 2002/430-2003/554 sayılı kararının bozulmasına ve hükümlü hakkında daha hafif bir ceza tayinine karar verilmesi”
” talep edilmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunda; hükümlüler T..... A.... ve C..... Ç........ hakkında, mağdurlar M...... Ç...... ve B... Y....’a karşı hırsızlık suçundan verilen hükümlere hasren yapılan incelemede;
1-Yargılama konusu maddi olayın;
“Mağdur B... Y....’ın şirketine ait olmakla birlikte, mağdur M...... Ç......’nın sorumluluğunda bulunan park halindeki kamyonetin üzerinde takılı olan iki adet akünün 27.07.2002 tarihinde hükümlüler ve arkadaşları tarafından sökülerek çalınması”
” tarzında gerçekleştiği,
2-Yargıtay 6. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca çözümlenmesi gereken hukuki ihtilafın;
Özel Dairece, yasa yararına bozma istemi üzerine; talebin kapsamı aşılarak inceleme yapılıp yapılamayacağı ve cezanın azaltılmasını gerektiren bir hukuka aykırılığın tespiti halinde verilmesi gereken kararın ne olduğu konusunda ortaya çıktığı,
3-Değerlendirme;
Dosya incelendiğinde;
Yukarıda belirtilen tarzda gerçekleşen olaydan birkaç saat sonra yakalanan hükümlülerin suçlarını ikrar ettikleri, akülerden bir tanesinin hükümlülerin yanında, bir diğerinin ise gösterdikleri yerde ele geçirildiği, bu nedenle suçun sübutu ve vasfı konusunda her hangi bir ihtilafın bulunmadığı,
Yasa yararına bozma talebinin; sadece bir nedene dayandığı,
Bunun da, olay tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurmamış olan hükümlüler hakkında, 647 sayılı Yasanın 4/2. maddesi gereğince kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza yerine para cezası veya tedbirlerden birinin uygulanmamış olması şeklinde ifade edildiği,
Yasa yararına bozma istemi üzerine yapılan inceleme sonunda, belirtilen sebebin yerinde görüldüğü, ancak hükmün bu nedenle birlikte, üç tanesi de yasa yararına bozma talebinde yer almayan toplam dört nedenden bozulduğu,
Yasa yararına bozma isteminde belirtilen hukuka aykırılıkla ilgili olarak Özel Daire ile aynı görüşte olduğu anlaşılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın ise;
1-Yasa yararına bozma isteminde yer almayan hukuka aykırılıklarla ilgili olarak hükmün bozulamayacağına,
2-Yasa yararına bozma üzerine yapılan incelemede, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan mevzuatın nazara alınamayacağına,
3-Cezanın azaltılmasını gerektiren bir hukuka aykırılığın tespiti halinde Özel Dairenin hükmü bozmakla yetinmeyip, hukuka aykırılığı giderici bir karar vermesi gerekeceğine,
Yönelik olduğu,
Gerçekten de;
Hüküm tarihinde yürürlükte olan 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 2. fıkrasına göre; 18 yaşından küçük hükümlüler hakkında verilen kısa süreli hapis cezalarının para veya tedbirlerden birisine çevrilmesinin zorunlu olduğu,
Bununla birlikte; yasa yararına bozma yasa yolunu düzenleyen 5271 sayılı CYY.nın 309. maddesinin 3. fıkrasına göre; Yargıtay ilgili ceza dairesinin yasa yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenlerle bağlı bulunduğu, ileri sürülen hukuka aykırılık dışında başka bir hukuka aykırılığın tespit edilmesi halinde ise, Genel Kurulun yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere öncelikle bu husus hakkında yasa yararına bozma yoluna başvurulmasının sağlanmasının gerektiği,
Ayrıca; yasa yararına bozma yasa yolunun, hakim veya mahkemeler tarafından verilen ve temyiz (veya istinaf) incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için kabul edilen olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle; bu yolla ancak hüküm veya kararların verildikleri anda mevcut bulunan hukuka aykırılıkların giderilmesinin mümkün olduğu, bunun dışında sonradan yürürlüğe giren yasalarla getirilen değişikliklerin bu bağlamda değerlendirilemeyeceği,
Genel Kurulun 18.09.2007 gün ve 186-178 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere; CYY.nın 309. maddesinin 4’üncü fıkrasının (d) bendi gereğince; bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilmesinin; bir başka ifadeyle, bu durumun söz konusu olduğu hallerde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesinin icap edeceği,
Bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesi durumunda ise;
Yasa yararına bozma talebinde yer alan ve Özel Dairece de benimsenen hukuka aykırılıklardan; hükümlülerin 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle hapis cezasının paraya veya 647 sayılı Yasada yazılı tedbirlerden birine çevrilme mecburiyetinin gözetilmemesi biçiminde ifade edilen hukuka aykırılığın giderilmesi halinde hükümlüler hakkındaki cezaların azaltılmasının gerekeceği, diğer bozma nedenlerine ise karar verilemeyeceği,
Görüş ve kanaati benimsenmekle;
Yeniden yargılama yasağı nedeniyle, belirlenen hukuka aykırılıkların giderilmesine 5271 sayılı Yasanın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca Özel Dairece karar verilmesi gerektiğinden, Yargıtay 6. Ceza Dairesince hükümlü hakkındaki hükmün bozularak, dosyanın bozma doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere Yerel Mahkemeye gönderilmesi yerinde değildir.
Bu itibarla, itirazın kabulüne, Özel Daire Kararının (1) numaralı paragrafında yer alan; “
“Suç tarihinde 18 yaşını tamamlamadıkları anlaşılan sanıklar hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezalarının, 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca paraya ya da maddede öngörülen tedbirlerden birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun düşünülmemesi”
” şeklindeki bölüm dışında kalan kısımların karardan çıkartılmasına ve verilecek kararın niteliği gereği takdir hakkının kullanılması gerektiğinden Genel Kurulca doğrudan karar verilemeyecek olması nedeniyle, CYY.nın 309/4-d gereğince anılan bozma doğrultusunda hukuka aykırılığı giderecek vasıfta yeni bir karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 02.04.2007 gün ve 11135-4686 sayılı kararından, “
“Suç tarihinde 18 yaşını tamamlamadıkları anlaşılan sanıklar hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezalarının, 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca paraya ya da maddede öngörülen tedbirlerden birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun düşünülmemesi ..”
” şeklindeki birinci paragraf dışında kalan kısımların çıkartılmasına,
3-Bozulmasına karar verilen hukuka aykırılıkların giderilmesiyle ilgili olarak CYUY.nın 322. ve CYY.nın 309/4-d madde, fıkra ve bendlerindeki yetkiye istinaden karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 02.10.2007 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.