"İçtihat Metni"
Sanık M..... E...."in, yağma suçundan 5237 sayılı TCY.nın 149/1-a, 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezasıyla ve nitelikli yaralama suçundan aynı Yasanın 87/1-c-son ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında 53. maddenin uygulanmasına ilişkin, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince 07.03.2006 gün ve 395-55 sayı ile verilen kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 21.05.2007 gün ve 12449-6308 sayı ile;
"Sanık hakkında yağma suçunu işlemek için çehrede sabit eser bırakacak biçimde bıçakla yaralama suçundan 765 sayılı TCY.nın 456/2. maddesiyle temel cezanın alt sınırdan belirlenip aynı Yasanın 457. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1/3, 2. fıkrasına göre de 1/2 oranında artırım yapılarak anılan Yasanın 59/2. maddesi uyarınca da 1/6 oranında indirim yapıldığında bulunacak sonuç ceza, 5237 sayılı TCY.nın uygulanmasıyla belirlenen cezadan fazla olacağının anlaşılması karşısında; 765 sayılı TCY.na göre uygulamanın gerekçeli kararda gösterilmemesi sonuca etkili olmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiş, yağma suçunun 5237 sayılı TCY.nın 149. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (d) bentlerine uyan biçimde silahla ve konutta işlendiğinin anlaşılması karşısında; aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken bu durumun değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır" açıklamasıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 10.07.2007 gün ve 111390 sayı ile;
"Mağdur yağma suçunun işlenmesi sırasında sanık tarafından bıçakla yüzde sabit eser meydana gelecek şekilde yaralanmıştır.
Sanığa 5237 sayılı TCK.nun 86/1, 86/3-e, 87/1, 62/1 ve 53. maddelerinin uygulanması gerekmekte olup, 87. maddenin 1. fıkrasının son cümlesi uyarınca tayin edilecek ceza en az 5 yıl hapis cezasıdır. Takdiri indirim hükmü uygulandığında sonuç ceza 4 yıl 2 ay hapis cezası olacaktır.
Sanığa 765 sayılı TCK.nun 456/2, 457/1, 457/2, 59. maddeleri uyarınca verilmesi gereken sonuç ceza ise 3 yıl 4 ay hapis cezasıdır.
Görülüyor ki, 765 sayılı TCK. hükümlerine göre belirlenecek ceza, 5237 sayılı TCK hükümlerine göre belirlenecek cezaya göre daha lehedir.
Temyiz konusu hükme gelince;
Mahkemece tayin edilen 2 yıl 6 ay hapis cezası karşı temyiz bulunmaması nedeniyle süre bakımından saklı kalacak ve bu ceza miktarı karşısında 765 sayılı TCK.nun 31 ile 33. maddeleri uygulanamayacaktır. Hapis cezası süresinin aynı kalacak olmasının sonucu değiştirmeyeceği düşünülebilecekse de, inceleme konusu hükümde 5237 sayılı TCK.nun hak yoksunluğu gerektiren 53.maddesi de uygulandığından, hüküm söz konusu güvenlik tedbiri bakımından sanık aleyhine sonuç doğurmaktadır.
Sonuç olarak; sanığa lehe olması nedeniyle 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması gerekirken aleyhe sonuç doğuran 5237 sayılı TCK hükümlerine göre ceza tayin edildiğinden hükmün (karşı temyiz mevcut olmadığı için ceza süresi bakımından kazanılmış hak saklı kalmak üzere) bozulması gerekirken onanması yerinde değildir." görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün yaralama suçuna ilişkin bölümünün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu"nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın yağma ve nitelikli yaralama suçlarından cezalandırılmasına karar verilen olayda, sanığın açık ikrarı ve tüm dosya kapsamı itibariyle yüklenen suçların sabit olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık, somut olayda sanığın sabit olan nitelikli yaralama eylemi nedeniyle uygulanacak yaptırımın, 765 sayılı TCY.na göre mi, yoksa 5237 sayılı TCY.na göre mi belirleneceğine ilişkindir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Şube Müdürlüğünün raporu ile belirlendiği üzere katılan-mağdur Yadigar Saygı"nın, yüzünde sabit iz ve eser kalacak şekilde 15 gün iş ve gücünden kalacak derecede yaralandığı sabittir.
Bu yaralama eylemine göre sanık hakkında her iki yasa uyarınca ayrı ayrı uygulama yapıldığında;
765 sayılı TCY.na göre;
456/2. madde uyarınca 2 yıl hapis,
Sanığın olayda silahtan sayılan bıçak kullanmış olması nedeniyle 457/1. madde uyarınca cezası 1/3 oranında artırılarak 2 yıl 8 ay hapis,
Yaralama eyleminin, yağma suçunu kolaylaştırmak için işlenmiş olması nedeniyle 457/2. madde uyarınca cezası 1/2 oranında artırılarak 3 yıl 12 ay hapis,
Sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulandığından 59/2. madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilecektir.
5237 sayılı TCY.na göre;
86/1. madde uyarınca 1 yıl hapis,
Sanığın olayda silahtan sayılan bıçak kullanmış olması nedeniyle 86/3. madde uyarınca cezası 1/2 oranında artırılarak 1 yıl 6 ay hapis,
Yaralamanın çehrede sabit eser yaratacak nitelikte olması nedeniyle 87/1-c maddesi uyarınca cezası 1 kat artırılarak 2 yıl 12 ay hapis, ancak aynı maddenin 1. fıkrasının son cümlesi uyarınca bu cezası 5 yıldan az olamayacağından 5 yıl hapis,
Sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulandığından 62. madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilecektir.
Ayrıca bu cezası nedeniyle sanık hakkında 53. madde uyarınca güvenlik tedbirine de hükmedilecektir.
Görüldüğü gibi sanık hakkında uygulanacak yasalardan 765 sayılı TCY. daha lehe sonuç doğurmaktadır. Her ne kadar Yerel Mahkemece yanlış uygulama yapılarak sanık hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası tayin edilmiş ve hüküm yalnızca sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş ise de, hükmedilen ceza yönünden kazanılmış hak gündeme gelecek ama güvenlik tedbiri uygulanamayacağından bu halde de yine 765 sayılı TCY sanık lehine sonuç doğuracaktır.
Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21.05.2007 gün ve 12449-6308 sayılı kararının, nitelikli yaralama suçuna ilişkin kısmının KALDIRILMASINA,
3- Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.03.2006 gün ve 395-55 sayılı hükmünün, nitelikli yaralama suçuna ilişkin bölümünün, lehe yasanın belirlenmesindeki isabetsizlik nedeniyle BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 02.10.2007 günü oybirliğiyle karar verildi.