Esas No: 2007/7-140
Karar No: 2007/158
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/7-140 Esas 2007/158 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2007/7-140 E., 2007/158 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Faruk ç....."ın 23.05.2005 tarihinde ehliyetsiz ve alkollü araç kullanırken yakalandığı iddiasıyla yapılan yargılama sonunda; Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince 03.06.2005 gün ve 481-560 sayı ile; "…
…Sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 118/7, 48/5. maddesi gereğince kamu davası açıldığı, maddede öngörülen cezanın ise, hafif hapis ve hafif para cezasını öngördüğü, 5349 sayılı Yasanın 7. maddesi ile yürürlük yasasında değişiklik yapıldığı, 7. maddeye göre kanunlarda hafif hapis ve hafif para cezasını içeren hükümlerin idari para cezasına dönüştüğü, idari para cezası hakkında C.Savcılığının yetkili kılındığı, …
….." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara Samsun Cumhuriyet savcısı tarafından 15.06.2005 tarihinde "5326 sayılı Kabahatler Yasasının 24. maddesi uyarınca; mahkemece yargılamaya devam edilerek işin sonuçlandırması gerekirken, görevsizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle" itiraz edilmiş, bunun üzerine de, Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesince 20.06.2005 gün ve bila değişik iş sayı ile; "..5326 sayılı Kabahatler Kanunun 24. maddesi ile kovuşturma konusu fiilin kabahat olduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idari yaptırım kararı verileceğinin düzenlendiği yine davanın da 01.06.2005 tarihinden önce açıldığı bu durumda mahkemenin davanın esası hakkında 5326 sayılı Kanunun 24. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinde isabet görülmediğinden Samsun C.Başsavcılığının 15.06.2005 tarihli yazıları ile yaptığı itirazın kabulü ile itiraza konu Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2005 tarih ve 2005/481 esas 2005/560 karar numaralı görevsizlik kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın görevli ve yetkili Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine.." karar verilmiştir.
Bu kez, dosyayı yeniden ele alan Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince 27.06.2005 gün ve 481-560 sayı ile; "…
….A) 1- Sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 36/3. maddesine muhalefet suçundan dolayı sanık hakkında hüküm kurulmuş ise de; 01.06. 2005 tarihinde 5349 sayılı Türk ceza Kanununun yürürlük ve uygulama Şekli Hakkında Değişik Yapılmasına Dair Yasasının yürürlüğe girdiği, eylemin yeni düzenlemeye göre idari para cezasına dönüştürüldüğü görülmekle, suç tarihi dikkate alınarak sanık hakkında 5349 sayılı Yasanın 3. maddesi (30 günlük hafif hapsin günlüğü 1.00 YTL den 30 YTL para cezası ve hafif para cezasının karşılığı olan 165.00 YTL para cezası toplamı baz alınarak karşılığı olan) gereğince 195.00 YTL idari para cezası kesilmesine,
2- Sanık hakkında verilen kararın derhal İdari Para cezasının 21.07.1953 tarihli 6183 sayılı Yasaya göre tahsili için mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilmesine,
3- Ek kararın infaz edilmek üzere C.Savcılığı kanalıyla mahallin en büyük mal müdürlüğüne gönderilmesine, infaz evrakının bu şekilde sonuçlandırılmasına,
B)1- Sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 48/5 maddesi gereğince kamu davası açılmış ise de; sanığın 21.06.2003 tarihinde alkollü araç kullanmak suçunu işlediği, 18.01.2005 tarihinde ikinci kez 23.05.2005 tarihinde 3. kez aynı suçu işlediği, 1. eylem ile 3. eylem arasında 1 yıldan fazla zaman geçtiği bu nedenle son eylemin 2. kez sayıldığı, 3. kez işleme fiilinin oluşmadığı, 28.03.2003 tarihli tutanağın 2. kez sayılacağı, 2.kez işlenmesi halinde görevin Trafik Denetleme ve Şube Müdürlüğüne ait olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı görülmekle CMK.nun 4. maddesi gereğince mahkememizin görevsizliğine,
2- Sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 48/5. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın görevli, yetkili Samsun Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne gönderilmesine…
…" hükmedilmiş, bu kararın (B) kısmı ile ilgili olarak T.C. Samsun Valiliği Emniyet Müdürlüğü"nün yasa yararına bozma yoluna gidilmesi T.C. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 11.11.2005 gün ve 47073 sayılı yazısı ile "Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen kararın sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun ilgili hükümlerine göre usulünce tebliğ olunmadığı ve kesinleşmemiş bulunduğu" gerekçesi ile reddedilmiştir.
Bu nedenle; Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince 06.06.2006 gün ve 2005/481 sayılı yazı ile;
"Mahkememizce görevsizlik kararı itiraz edene usulune uygun olarak tebliğ edilmiş olup, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz gereğince görevsizlik kararı kaldırılmış olduğundan CMK.nın 271/2 maddesi gereğince itiraz konusu hakkında da karar verilmesi için..." açıklaması yapılarak dosya Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiş, Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesince de 09.06.2006 gün ve 118 müt. sayı ile; ".....Yapılan inceleme sonunda yazılı emir ile ilgili prosedür gereğine tevessül edilmesi gerektiği anlaşıldığından, dosyanın gereği için Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine..." karar verilmiştir.
Bu kararın ardından, T.C Adalet Bakanının yasa yararına bozma istemi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.07.2006 gün ve 166238 sayı ile;
"...Mercii Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesince tesis olunan kararı müteakip, Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 27.06.2005 tarihli ve 2005/481-560 sayılı kararın yok hükmünde olduğu düşünülerek yapılan inceleme sonucunda;
Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilmiş bulunan karara karşı yapılan itirazın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilmiş olunmasına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 271/2. maddesi hükmü doğrultusunda itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
İsabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ....." şeklinde Yargıtay 7. Ceza Dairesi Başkanlığına ihbar olunmuş; Yargıtay 7. Ceza Dairesince de 19.04.2007 gün ve 11074-2909 sayı ile;"Mezkür ihbarnamede; mercii Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesince tesis olunan kararı müteakip, Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 27.06.2005 tarihli ve 2005/481-560 sayılı kararın yok hükmünde olduğu düşünülerek yapılan inceleme sonucunda;
Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilmiş bulunan karara karşı yapılan itirazın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilmiş olunmasına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`
`nun 271/2.maddesi hükmü doğrultusunda itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`
`nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.6.2005 gün ve değişik iş sayılı kararının CMK.nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına..." karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 05.06.2007 gün ve 166238 sayı ile;
"....2918 sayılı Karayolları Trafik Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında dava açılmıştır. Yargılama sırasında, sanığa isnat olunan suç kabahate, eylem nedeniyle öngörülen hafif hapis ve hafif para cezası, idari para cezasına dönüştürülmüştür (5326 sayılı Kanun m.2,16, 5252 sayılı Kanun m.7). Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idari yaptırım kararı verilir (5326 sayılı Kanun m.24). Bu nedenle, Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesince idari yaptırım kararı yerine görevsizlik kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesinin itirazın kabulüne, görevsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında bir karar vermek üzere dosyanın yetkili ve görevli Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermesi yasaya uygundur. İtiraz istemi ve konusu Sulh Ceza Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkindir. İtirazın, görev konusuna ilişkin olması nedeniyle merci Asliye Ceza Mahkemesinin davanın esası hakkında bir karar vermesi mümkün değildir. Bu anlamda, olayda 5271 sayılı CMK.nun 271/2. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Görevli ve yetkili merciin yasaya uygun olarak verdiği karar üzerine Sulh Ceza Mahkemesince yeni bir hüküm kurulmuştur. Merci kararı üzerine Sulh Ceza Mahkemesinin verdiği 27.6.2005 tarihli ve 2005/481-560 sayılı karar, olağan veya olağanüstü yasa yollarına başvurulması sonucu bozulup, ortadan kaldırılıncaya kadar hukuken geçerli olup, yok sayılamaz. Dolayısıyla, merci kararı üzerine Sulh Ceza Mahkemesince verilen yeni kararın, olağan veya olağanüstü yasa yollarına başvurulması neticesinde bozulup, ortadan kaldırılıncaya kadar mercii kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün değildir.
Açıklamalar ışığında, dosya içeriğinde yasaya aykırılık taşıdığı ileri sürülen ve hukuken geçerli bulunan Sulh Ceza Mahkemesinin 27.6.2005 gün ve 2005/481-560 sayılı kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna başvurulması gerekirken, merci kararı aleyhine yasa yararına bozma yoluna gidilmesi isabetli bulunmamaktadır.
Bu itibarla, kanun yararına bozma isteminin reddi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 19.4.2007 tarih ve 2006/11074-2007/2909 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanının kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi..." açıklaması ile itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
A)Yargılama konusu maddi olayın;
Daha önceden de iki kez alkollü olarak araç kullandığı anlaşılan Faruk ç....."ın 23.05.2005 tarihinde gece saat 01.45 sıralarında alkollü vaziyette ve ehliyetsiz araç kullanırken yakalanması tarzında gerçekleştiği,
B)Yargıtay 7. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca çözülmesi gereken hukuki ihtilafın;
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yasal düzenlemeler karşısında kabahate dönüşen eylem nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi, buna itiraz edilmesi, itiraz üzerine Asliye Ceza Mahkemesinin sadece görev yönünden inceleme yaparak Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararını kaldırması ve Sulh Ceza Mahkemesinin esas ile ilgili karar vermiş olması karşısında; itirazı inceleyen Asliye Ceza Mahkemesinin işin esası hakkında da bir karar vermesinin gerekip gerekmediğine ve Sulh Ceza Mahkemesi tarafından esasa ilişkin verilmiş bir karar bulunduğuna göre, bu karar yok sayılarak Asliye Ceza Mahkemesi kararının yasa yararına bozmaya konu edilmesinin isabetli olup olmadığına iliştiği,
C)Genel Kurul"ca yapılan değerlendirmede;
Her ne kadar kabahatli yakalandıkları sırada otomobili kendisinin değil, arkadaşının kullandığını ifade ediyorsa da, aracı Faruk ç....."ın kullandığı hususunun trafik suç tutanağı ile sabit olduğu,
Suç tarihi itibarıyla değerlendirme yapıldığında; sanığın eyleminin, 2918 sayılı Yasanın 36/3. maddesindeki ehliyetsiz araç kullanma suçu ile aynı Yasanın 48/5. maddesinde yer alan alkollü araç kullanma suçlarını oluşturduğu konusunda tereddüt bulunmadığı,
Her iki suçun da hafif hapis ve hafif para cezasını gerektirdiği,
5349 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değiştirilen 5252 sayılı Yürürlük Yasasının 7. maddesi uyarınca; 01.06.2005 tarihi itibarıyla yasalarda yer alan hafif hapis ve hafif para cezalarının "idari para cezasına" dönüştürüldüğü,
Yine 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 2. maddesine göre, kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılması gerektiği,
Aynı Yasanın 16/1 maddesinde ise; "Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret" olduğunu gösteren bir hükmün yer aldığı,
Dolayısıyla, atılı eylem, 01.06.2005 tarihinden önce alkollü araç kullanmak ve ehliyetsiz araç kullanmak suçlarını oluştururken, 01.06.2005 tarihi ve sonrası itibarıyla bu suçların "kabahate" dönüştüğü,
Kabahatler Yasasının 24. maddesinde; "Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idari yaptırım kararı verilir." emredici hükmünün bulunduğu, buna göre; somut olayda Sulh Ceza Mahkemesinin idari yaptırım kararı vermesi gerekirken, yazılı şekilde Cumhuriyet Başsavcılığının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermesinin isabetli olmadığı,
Kabahatler Yasası"nın 27/5 ve 29. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, "idari yaptırım kararı verilmesi halinde" Kabahatler Yasasının 29. maddesinde yer alan "itiraz" yasa yoluna gidilebileceği, itirazı inceleme yetkisinin ise yine aynı maddede "Ağır Ceza Mahkemesi" olarak belirlendiği,
Olayımızda ise; eylemin kabahate dönüştüğünü tespit eden Sulh Ceza Mahkemesince "idari yaptırım kararı" değil, "görevsizlik kararı" verildiği için; bu karara karşı gidilmesi gereken yasa yolunun Kabahatler Yasasına göre değil, 5271 sayılı CYY.na göre belirlenerek, itirazın Asliye Ceza Mahkemesine yapılmasında ve bu mahkemece incelenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı,
Bunun gibi; "itiraz" göreve ilişkin olduğundan, Asliye Ceza Mahkemesince itiraz mercii sıfatıyla yapılan incelemenin, görev hususu ile sınırlı tutulmasında ve görevsizlik kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın görevli ve yetkili Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesinde de yasaya aykırı bir hususun görülmediği,
Asliye Ceza Mahkemesinin bu kararı üzerine, Sulh Ceza Mahkemesince esasa da ilişen yeni karar verildiğine göre; verilen kararda hukuka aykırılık bulunduğunun iddiası halinde, yasa yararına bozma yasa yoluna "Sulh Ceza Mahkemesi kararına karşı" başvurulması gerekirken, bu karar yok sayılarak, "Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı" gidilmesinin kabul edilebilir olmadığı,
Görüş ve kanaati benimsenmekle;
Somut olayda; yargılanan eylemin kabahate dönüşmesi nedeniyle idari yaptırım kararına kendisi karar vermesi gereken Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin "görevsizlik kararı" vermesi üzerine, Cumhuriyet savcısı tarafından 5271 sayılı Yasa uyarınca itiraz yasa yoluna başvurulmasında ve itiraz mercii olan Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesince itirazın konusunu teşkil eden "görev hususuna" münhasıran bir inceleme yapılarak "Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine" karar vermesinde hukuka ve usule aykırılık görülmediğinden, yasaya aykırılık taşıdığı iddia edilen Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.06.32005 gün 481-560 sayılı son kararı yerine, bu karar yok sayılmak suretiyle Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 gün ve bila sayılı kararına karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmuş olması nedeniyle, bu istemin reddi gerekir. Bu itibarla itiraz kabul edilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Genel Kurul üyelerince ise; Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararına karşı yapılan itirazın Asliye Ceza Mahkemesince incelenmesinde bir isabetlik görülmemiş olmakla birlikte, itiraz merciinin işin esası hakkında da karar vermesi gerektiği görüşüyle, itirazın reddi yönünde karşı oy kullanılmıştır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 19.04.2007 gün 117074-2909 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Adalet Bakanı"nın yasa yararına bozma isteminin REDDİNE,
4-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 26.06.2007 günü yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.