Esas No: 2007/8-127
Karar No: 2007/144
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/8-127 Esas 2007/144 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2007/8-127 E., 2007/144 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Uğur Ö....."in genel güvenliği kasten tehlikeye düşürme suçundan 5237 sayılı TCY"nın 170/1-c, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine, bir yıl denetim öngörülmesine, kuru sıkı tabanca ve eklerinin 54. madde uyarınca zoralımına ilişkin olarak Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.03.2006 gün ve 7-276 sayılı kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesinden sonra Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozma başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi 04.04.2007 gün ve 3005-2801 sayı ile;
".... Sanığın silah niteliğinde bulunmayan kuru sıkı tabanca ile havaya ateş etme biçimindeki eyleminin, 765 sayılı TCK"nun 264/7 veya 5237 sayılı TCK.nun 170/1-c madde ve fıkralarında tanımlanan içinde silah ögesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen ve idari para cezası yaptırımını öngören suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan,
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının ihbarnamesinde ileri sürülen neden yerinde görüldüğünden Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılan 27.03.2006 gün ve 2006/7-276 kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca bozulmasına, cezanın kaldırılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine" karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 30.05.2007 gün ve 43468 sayı ile;
"...... Yerel Mahkemece, kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması nedeniyle sanığın 5326 sayılı Kanunun 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 50 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına ve emanette kayıtlı kuru sıkı tabancanın sahibine iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Kanun yararına bozma istemi, davanın esasını çözümleyen mahkûmiyet hükmüne yönelik olup, bozma nedeni hükümlüye daha hafif ceza verilmesini gerektirmektedir. Bozma nedeni cezanın tamamen kaldırılmasını gerektirmemekte, bozma kararı üzerine yerel mahkemece yeniden inceleme, araştırma, yargılama yapılarak bir karar verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bozma nedenine göre, Yerel Mahkeme hükmünü bozan Yargıtay Özel Dairesinin 5326 sayılı Kanunun 24. maddesini gözönünde bulundurmak suretiyle aynı Kanunun 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca idari para cezasına hükmetmesi, kuru sıkı tabancanın sahibine iadesine karar vermesi zorunludur. (CMK m. 309/4-d)
Bu itibarla, Özel Dairece, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini müteakip, kabahatli Uğur Ö....."in idari para cezası ile cezalandırılmasına ve kuru sıkı tabancanın iadesine karar verilmesi yerine, "cezanın kaldırılmasına, müteakip işlemlerine mahallinde yapılmasına" karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle itiraz ederek, Özel Daire kararından "cezanın kaldırılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin çıkartılmasına, kabahatli Uğur Ö....."in 5326 sayılı Kanunun 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 50 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına, Konya Adlî Emanet Memurluğunun 2005/2689 sayısında kayıtlı 1 adet Auto marka 32613 seri nolu kuru sıkı tabancanın kabahatliye iadesine karar verilmesini istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen olayda;
13.08.2005 tarihinde katıldığı düğünde kuru sıkı tabancayla ateş ettiği anlaşılan Uğur Ö....."in 5237 sayılı TCY"nın 170/1-c, 62 ve 51. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine, bir yıl denetim öngörülmesine, kuru sıkı tabanca ve eklerinin 54. madde uyarınca zoralımına ilişkin kesinleşmiş hükme karşı Adalet Bakanlığınca başvuruda bulunulması üzerine, Özel Daire, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36. maddesinde düzenlenen ve idari para cezası yaptırımını öngören kabahat oluşturduğu gerekçesiyle hükmün yasa yararına bozulmasına ve ortadan kaldırılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının d bendinde öngörülen bozma nedenine göre, müteakip işlemlerin yerel mahkemede yapılmasına olanak bulunmadığını belirterek itiraz etmiş, Özel Daire kararından "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin çıkartılarak, kabahatlinin Kabahatler Yasasının 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 50 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca kuru sıkı tabanca ile mermileri ve kovanın da kabahatliye iadesine karar verilmesini istemiştir.
Çözümü gereken sorun, erteli hapis cezasına ilişkin bir hüküm, eylemin idari para cezasını gerektiren bir kabahat oluşturduğu gerekçesiyle yasa yararına bozulduğunda, idari para cezasına yerel mahkemenin mi yoksa Yargıtay Özel Dairesinin mi hükmedeceği noktasında toplanmaktadır.
5237 sayılı TCY"nın 170. maddesinde; "(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
…..
c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." hükmüne yer verilmiş,
Anılan Yasanın tanımlar başlıklı 6/1-f maddesinde ise, silah deyiminden;
"1. Ateşli silâhlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler," anlaşılacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi, anılan fıkradaki suçun oluşabilmesi için, eylemin kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda gerçekleşmesi yeterli olmayıp, eylemde kullanılan silahın da 6. maddenin 1/f bendindeki tanıma uygun olarak, ateşli silah olması, başka bir anlatımla fonksiyonu itibariyle ateş etmeye elverişli gerçek bir silah olması gerekmektedir. Kuru sıkı tabir edilen gaz tabancaları nitelikleri itibariyle, bu suç açısından silah sayılamayacağından, bu nitelikteki tabanca ile düğünde ateş edilmesi eylemi, korku, kaygı veya panik yaratabilecek nitelikte olsa dahi, 5237 sayılı TCY"nın 170/1. maddesi kapsamında değil, 5326 sayılı Kabahatler Yasasının başkalarının huzur ve sükûnunu bozucu davranışları yaptırıma bağlayan 36/1. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Bu eylem için anılan maddede idarî para cezası öngörüldüğünden, sanığın idarî para cezası ile cezalandırılması, maddede kabahat konusu eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine olanak sağlayan bir hüküm mevcut olmadığı için de, suçta kullanılan kuru sıkı tabancanın kabahatliye iadesine karar verilmelidir. O nedenle yerel mahkeme uygulaması hatalı olup, Özel Dairenin yasa yararına bozma kararının bu yöne ilişen kısmı isabetlidir.
Ancak, Ceza Yargılaması Yasasının yasa yararına bozma kurumunu düzenleyen 309. maddesinin dördüncü fıkrasında, bozma sonrasında yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türüne ve bozma nedenlerine göre tasnife tabi tutularak ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Fıkranın (d) bendi gereğince, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın da doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 04.04.2007 gün ve 3005-2801 sayılı yasa yararına bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin kabulü ile Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2006 gün ve 7-276 sayılı kararının 5271 sayılı CYY"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca YASA YARARINA BOZULMASINA,
4- 5271 sayılı CYY"nın 309 ve 1412 sayılı CYUY"nın 322. maddeleri uyarınca uygulamanın doğrudan Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca yapılması suretiyle kabahatli Uğur Ö....."in, 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 36/1. maddesi uyarınca 50 YTL. idarî para cezasıyla cezalandırılmasına, kabahate konu Konya Adlî Emanet Memurluğunun 2005/2689 sayısında kayıtlı 1 adet Auto marka 32613 seri nolu kuru sıkı tabanca ve eklerinin kabahatliye iadesine,
5- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 12.06.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.