Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2007/92 Esas 2007/98 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2007/92
Karar No: 2007/98

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2007/92 Esas 2007/98 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü 2007/92 E., 2007/98 K.

  • İDARİ YARGININ GÖREV ALANI
  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 15 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 11 ]
  • 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 25 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün, "MEF Üniversiteye Hazırlık Dergisi" kampanyasında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 11. maddesine aykırılık nedeniyle aynı Kanunun 25/7 maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin 21.5.2004 tarih ve 10999 sayılı işlemi ile kampanya ve kampanyaya ait her türlü reklam ve ilanın durdurulmasına ilişkin 21.5.2004 tarih ve 11020 sayılı işleminin iptali istemiyle davacı vekili tarafından idari yargı yerinde dava açılmıştır.

    ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ; 3.8.2004 gün ve E:2004/1838, K:2004/1332 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 4001 sayılı Kanun"la değişik 5. maddesinde, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işlem aleyhine bir dilekçe ile dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesinin hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması veya davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 6.3.2003 tarih ve 4822 sayılı Kanun"la değişik 25. maddesinin 7. fıkrasında, "11. maddeye aykırı hareket edenler hakkında 5.000.000.000 lira para cezası uygulanır. Aykırılık ülke düzeyinde yayım yapan süreli yayın ile gerçekleşmişse cezanın yirmi katı uygulanır. Bakanlık, ayrıca süreli yayın kuruluşundan kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilanın durdurulmasını ister. Bu isteğe rağmen aykırılığın devamı halinde, reklam ve ilanın durdurma zorunluluğunun doğduğu tarihten itibaren her sayı-gün için 100.000.000.000 lira para cezası uygulanır. Bakanlık, kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilanın durdurulması talebi ile Tüketici Mahkemesine başvurur" hükmünün yer aldığı, dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından gazete ile birlikte muhtelif günlerde ek bedel karşılığı verilen kitapçıkların dağıtımının 4077 sayılı Kanun"un 11. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 21.5.2004 tarih ve B 14 0 TRK 0 15 00 00/SY 10999 sayılı işlem ile, 257.000.000.000 TL idari para cezası verilmiş ve 21.5.2004 tarih ve B 140 TRK 0 15 00 00/SY 11020 sayılı işlem ile, kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilanın durdurulması istenmiş olup, uyuşmazlığı çözümleyecek yargı yerlerinin farklı olduğu göz önüne alındığında, uyuşmazlık konusu olayda maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmayan iki işlemin tek dilekçe ile dava konusu edilemeyeceği sonucuna varıldığı, bu sebeple, sözü edilen madde hükmüne uygun olmayan dava dilekçesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15. maddesinin 1. bendi (d) fıkrası gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5. maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.

    Davacı vekili, bu kez, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün 21.5.2004 gün ve 11020 sayılı işleminin iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ; 20.9.2004 gün ve E:2004/1615, K:2004/495 sayılı kararının YARGITAY DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ"nin 5.12.2005 gün ve E:2004/16708, K:2005/13062 sayılı kararı ile bozulması üzerine, 12.7.2006 gün ve E:2006/248, K:2006/1250 sayı ile, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait bulunan Milliyet Gazetesi ile birlikte muhtelif günlerde bir kısmı bila bedel, bir kısmı ise ek bedel karşılığı verilen ve MEF Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından hazırlanıp bastırılmış üniversite hazırlık kitapçıklarının dağıtımının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 4822 sayılı Kanun"la değişik 11. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı"nın 18.5.2004 tarih ve 2004/96 sayılı kararı ile, mezkur Kanun maddesinin 25/7 hükmü uyarınca 257.000.000.000-TL idari para cezası verildiğini, konuya ilişkin olarak uygulamanın ve uygulamaya yönelik tüm ilanların durdurulması hususunun Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün 21.5.2004 tarih ve 11020 sayılı yazısı ile istendiğini, incelemeye konu uygulamanın bir kampanya olmadığını, 4077 sayılı Kanun"un 11. maddesine aykırılık teşkil etmediğini ve 25/f.1 hükmünün uygulanmasına mahal bulunmaması nedeniyle yürütmenin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün 21.5.2004 tarih ve 11020 sayılı yazısına konu kampanyanın ve ilanların durdurulmasına yönelik işlemin iptali ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesini talep ettiği, Mahkemelerince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün 21.5.2004 gün ve 11020 sayılı işlemi ile talep edilen kampanyanın durdurulması istemi yasal yönden kesin olmadığından talebin reddine, aynı Bakanlığın 18.5.2004 gün ve 2004/96 sayılı kararı ile verilen ceza işleminin kaldırılması yönünden ise idari yargının görevli olduğundan bahisle istemin reddine karar verildiği, davacı vekilince Mahkemeleri kararı temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nin 5.12.2005 tarih ve 2004/16708 Esas, 2005/13062 Karar sayılı ilamı ile "...Bu durumda kampanyanın durdurulması isteğini bildiren yazı, davacı yönünden hukuki ve cezai sonuç doğuracak niteliktedir. O halde, davacının bu yazının iptalini istemekte hukuki yararı bulunduğundan, Mahkemece işin esası incelenerek verilecek uygun sonuca göre karar verilmelidir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir. Diğer taraftan davacının verilen para cezasına ilişkin olarak eldeki davada herhangi bir isteği bulunmadığına göre, gerekmediği halde para cezası yönünden idari yargı yerinin görevli olduğuna dair hüküm kurulmuş olması da doğru değildir..." gerekçesiyle Mahkemeleri kararının bozularak dosyanın iade edildiği, yeniden yapılan yargılama sonucunda, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, davalı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün 21.5.2004 tarih ve 11020 sayılı kararının idarece verilmiş bir karar olduğu, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Yasa"nın 11. maddesi, sürekli yayınların ne şekilde yapılacağını, 25. maddesi cezai hükümleri ve 26. maddesi de cezalara ilişkin yetkiyi düzenlediği, aynı Kanunun 25/8. maddesinde ise, reklam kurulunun üç aya kadar tedbiren durdurma, düzeltme veya para cezası verme yetkisinden söz edildiği, 26. maddesinde de, para cezasının idari nitelikte olduğunun belirtildiği, dosyada bulunan Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 4.4.2005 tarih ve 2005/12-28 sayılı kararının, 4077 sayılı Yasa"nın 16. maddesine aykırılık nedeniyle 25/8. maddesi uyarınca verilen durdurma cezasının iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yolunda olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ahmet AKYALÇIN"ın Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Z.Nurhan YÜCEL, H.Ayfer ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve H.Hasan MUTLU"nun katılımlarıyla yapılan 04.06.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ"un 2247 sayılı Yasa"da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU"nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

    Davacı vekili, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü"nün, kampanya ve kampanyaya ait her türlü reklam ve ilanın durdurulmasına ilişkin 21.5.2004 tarih ve 11020 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava yönünden adli ve idari yargı kararları arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunu ileri sürerek bu uyuşmazlığın giderilmesini istemiş ise de; İdare Mahkemesi kararı, görevsizlik kararı olmayıp, davacı şirket tarafından gazete ile birlikte muhtelif günlerde ek bedel karşılığı verilen kitapçıkların dağıtımının 4077 sayılı Kanun"un 11. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 21.5.2004 tarihli işlem ile, 257.000.000.000 TL idari para cezası verilmiş ve 21.5.2004 tarihli işlem ile, kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilanın durdurulması istenmiş olup, uyuşmazlığı çözümleyecek yargı yerlerinin farklı olduğu göz önüne alındığında, uyuşmazlık konusu olayda maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmayan iki işlemin tek dilekçe ile dava konusu edilemeyeceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15. maddesinin 1. bendi (d) fıkrası gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5. maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine ilişkindir. Kısacası, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ: 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 04.06.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

    Hemen Ara