Esas No: 2007/10-86
Karar No: 2007/119
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/10-86 Esas 2007/119 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2007/10-86 E., 2007/119 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıklar Nevzat D....... ile Süleyman D......."nın, 3167 sayılı Yasanın 16/1, TCY.nın 59/2, 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri gereğince 10"ar ay hapis, 1"er yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmalarının ve çek keşide etmelerinin yasaklanmasına ve cezalarının ertelenmesine ilişkin Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesince 04.04.2001 gün ve 715-1253 sayı ile verilen kararın sanıklar ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 29.04.2003 gün ve 13314-9037 sayı ile;
"08.03.2003 tarih 25042 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin 4814 sayılı Kanunun Geçici 1 ve 2. maddeleri ile TCK.nun 2/2. maddesi hükmü nazara alınarak uygulama yapılmasında yasal zorunluluk bulunması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesince 10.11.2003 gün ve 532-1367 sayı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda;
"Sanıkların S.S. R.... Yapı Koop. Yönetici oldukları, Müdahil şirketten almış oldukları malzeme karşılığında A…
…… Finans Kurumu Kocaeli şubesindeki Kooperatif hesabından 10.091.99 İzmit keşideli, 225.000.000 TL"lık, 3411593 seri nolu ve 10.10.1999 İzmit keşideli, 225.000.000 TL"lık 3411594 seri nolu çekleri keşide ettiği, süresinde bankaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığı, arkasına yazıldığı, yapılan ihtara rağmen sanığın düzeltme hakkını kullanmadıkları ve halen de borcunu ödemedikleri, sanıkların yönetici oldukları kooperatifin komple enkaz haline geldiği ve borcun ödemediğine dair belge ibraz ettikleri, …
…." gerekçesi ile sanıkların 3167 sayılı Yasanın değişik 16, TCY.nın 59/2, 3167 sayılı Yasanın 16, TCY.nın 59/2, 72 ve 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri gereğince sonuçta 375.000.000"şer TL. ağır para cezası ile cezalandırılmalarına, 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmalarının yasaklanmasına, yasaklama kararının bütün bankalara duyurulmak üzere TC. Merkez bankasına bildirilmesine ve cezalarının ertelenmesine, 200.000.000 TL maktu vekalet ücretinin KDV"si ile birlikte sanıktan alınıp müdahil vekiline verilmesine karar verilmiştir.
Katılan vekilinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 02.05.2005 gün ve 19791-4164 sayı ile;
"1- Ertelemeye karar verilirken sanıkların geçmişteki halleri ve suç işleme hususundaki eğilimlerini içeren yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gereğine uyulmadan ve bozmadan önceki hükmün müdahil vekili tarafından da temyiz edildiği, dolayısıyla önceki hükümde sanıkların cezalarının ertelenmiş olmasının kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilmeden yasal olmayan gerekçe ile 647 sayılı Yasanın 6. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
2- 1136 sayılı Avukatlık Yasası"nın 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değişik 164/son maddesi hükmünün yorumlanmasında hataya düşülerek vekalet ücretinin müdahil yerine vekili lehine hükmedilmesi,
3- 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 168. maddesinde öngörülmediği halde vekalet ücretine KDV uygulamasına karar verilmesi" isabetsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine, Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesince 10.05.2006 gün ve 780-359 sayı ile 1 ve 3 nolu bozma nedenlerine uyularak gereği yerine getirilmiş, ancak 2 nolu bozma nedeni yönünden;
"Her ne kadar Avukatlık Kanununun 164. maddesindeki "Avukata aittir" hükmünün yanlış değerlendirildiği gerekçesiyle Yargıtay hükmolunan "vekalet ücretinin müdahil vekiline verilmesine" şeklindeki kararı bozmuş ise de; Avukatlık Kanununun 164. maddesinin son fıkrasında belirtilen "avukata aittir" hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına dair Anayasa Mahkemesinin 03.03.2004 tarihli 2002/126 esas 2004/27 karar sayılı ve aynı tarihli 2004/8 esas 2004/28 karar sayılı kararlar vermiş olduğu ve resmi gazetede yayımlandığı anlaşıldığından ve Yargıtay"ın bu konudaki bozma kararına bu nedenle iştirak edilmediği" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiş bu kez, sanıkların 3167 sayılı Yasanın değişik 16/1-3, 765 sayılı TCY.nın 59/2 , 72 ve 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri gereğince 374 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına, 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmalarının yasaklanmalarına, yasaklama kararının bütün bankalara duyurulmak üzere TC Merkez bankasına bildirilmesine ve cezalarının ertelenmesine, 400 YTL maktu vekalet ücretinin sanıklardan eşit olarak alınıp katılan vekiline verilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün de, katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, direnme hükmü yönünden Ceza Genel Kurulunca yapılacak incelemede "bozma", uyulan kısımlar yönünden Özel Dairece yapılacak incelemede "onama" ve "bozma ve zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma" istekli 20.03.2007 gün ve 273707 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanıklar tarafından keşide edilen çeklerden ilki 10.09.1999 tarihinde İzmit"te 225 milyon lira bedelli olarak keşide edilmiş ve 10.09.1999 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığı çek arkasına şerh edilmiş; ikinci çek ise 10.10.1999 tarihinde İzmit"te 225 milyon lira bedelli olarak keşide edilmiş ve 14.10.1999 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığı çek arkasına şerh edilmiştir.
Suç tarihlerinin 10.09.1999 ve 14.10.1999 günleri olduğu anlaşılmaktadır. Suç tarihinden, inceleme tarihine kadar 8 yılı aşkın süre geçmiştir.
Sanıklar hakkında uygulanması istenen 3167 sayılı Yasanın 16. maddesinde öngörülen cezanın para cezası olması karşısında, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY.nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık asli ve 104/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık uzun dava zamanaşımı süresine tabi bulunmaktadır. Somut olayda suç tarihi ile inceleme tarihi arasında 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulması, ancak konunun hükme bağlanması yeniden yargılamayı zorunlu kılmadığından CYUY.nın 322. maddesiyle tanınan yetki uyarınca, işbu hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMY.nın 223. maddesi gözetilip, "kamu davasının ortadan kaldırılması" ibaresi yerine "kamu davasının düşürülmesi" ibaresi benimsenerek, TCY.nın 102/4 ve 5271 sayılı CMY.nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davası düşürülmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
2- Bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesinin yaptığı gönderme nedeniyle 1412 sayılı CYUY.nın temyiz incelemesi yönünden halen uygulanması olanağı bulunan 322/1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar Nevzat D....... ve Süleyman D....... haklarındaki kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCY.nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMY"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 29.05.2007 günü sonuçta tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliği ile karar verildi.