Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/10-52 Esas 2007/106 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/10-52
Karar No: 2007/106

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/10-52 Esas 2007/106 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2007/10-52 E., 2007/106 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/10-52 E., 2007/106 K.

  • SUÇLARIN İÇTİMAI
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 72 ]
  • 3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 14 ]
  • "İçtihat Metni"

    Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıklar Osman Cavit Kalsın ve Mucahit Vehbi Kalsın"ın 3167 sayılı Yasanın 4814 sayılı Yasa ile değişik 16/1. maddesi uyarınca;

    12.11.1999 tarihli çek tutarı 20. milyar TL,

    19.11.1999 tarihli çek tutarı 20. milyar TL,

    26.11.1999 tarihli çek tutarı 20. milyar TL,

    01.12.1999 tarihli çek tutarı 20. milyar TL,

    03.12.1999 tarihli çek tutarı 16. milyar TL,

    10.12.1999 tarihli çek tutarı 17. milyar TL,

    20.12.1999 tarihli çek tutarı 31. milyar 250 milyon TL,

    Ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına, verilen cezaların 765 sayılı TCY"nın 72. maddeleri uyarınca içtimasıyla sanıkların 144 milyar 250 milyon lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına, anılan Yasanın 16/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile çek hesabı açmaktan yasaklanmalarına, yasaklama kararının bütün bankalara duyurulmak üzere TC Merkez Bankasına bildirilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin mahkûm edilen sanıklardan tahsiline ilişkin Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.6.2003 gün ve 1044-629 sayılı hüküm,

    Sanıklar müdafilerinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 16.3.2004 gün ve 1835-3022 sayı ile;

    "Aynı ticari ilişki nedeniyle, aynı anda düzenlenen birden fazla çekin, karşılıksız çıkması halinde, suç tarihi itibariyle (1999 yılı) eylemin tek suç sayılacağı, bir vakıa ise de; hükümden sonra 08.03.2003 tarih ve 25042 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 4814 sayılı Kanun"la değişik 3167 sayılı Yasa"nın 16. maddesinin 1. fıkrasıyla "yeterli karşılığı bulunmadığı için kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide edenlerin, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılacakları, ancak verilecek para cezasının 80.000.000.000 TL"dan fazla olamayacağının" hüküm altına alınmış olması ve yine; aynı maddenin son fıkrasında ise "kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağının" kabul edilmesi karşısında; (suç tarihi itibariyle), olayda; tek suç kabul edilip çek bedellerinin toplamı kadar para cezasına hükmedilebileceği ve verilen ceza miktarının da 80.000.000.000 TL"yi geçemeyeceği dikkate alınarak, karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozulmuş,

    Yerel Mahkemece 24.3.2005 gün ve 177-299 sayı ile, kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı, 80 milyar liralık sınırın her çek açısından bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle ilk hükümde direnilmiştir.

    Bu hükmün de sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 6.2.2007 gün ve 158362 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Sanıkların karşılıksız çek keşide etmek suçundan yedi adet çek bedeli olan 144 milyar 250 milyon lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına, anılan Yasanın 16/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile çek hesabı açmaktan yasaklanmalarına ilişkin hüküm, sanıklar müdafiinin temyizi üzerine, aynı ticari ilişki nedeniyle verilen çeklerin olay tarihi itibariyle tek suç kabul edilip, 80 milyar lirayı geçmemek üzere ağır para cezasına hükmedilmesi gerektiği isabetsizliğinden bozulmuş, Yerel Mahkemece, 80 milyar liralık üst sınırın, çeklerin toplam miktarları açısından değil, her çek için aşılamayacak sınır olarak kabul edildiği gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiştir.

    Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık;

    4814 sayılı Yasa henüz yürürlüğe girmeden işlenen karşılıksız çek keşide etme suçlarında 80 milyar liralık üst sınırın her çek yaprağı için mi, yoksa çek miktarlarının toplamı üzerinden mi ele alınacağı noktasında toplanmaktadır.

    İlgili hüküm;

    3167 sayılı Yasanın 4814 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 16. maddesi;

    "Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

    Bu suçun, organ veya temsilcisi tarafından tüzelkişi yararına işlenmesi halinde özel hukuk tüzelkişisi hakkında da birinci fıkra uyarınca para cezasına hükmolunur. Ayrıca yetkili temsilci tarafından yararına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.

    Mahkeme, ayrıca işlenen suçun niteliğine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir süre için hesap sahiplerinin ve yetkili temsilcilerinin çek hesabı açtırmalarının yasaklanmasına karar verir. Yasaklanma kararı bütün bankalara duyurulmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir.

    Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı bir suç oluşturur.

    Biçimindedir.

    Varılan sonuç ve değerlendirme;

    Sanıklar tarafından keşide edilen toplam 144 milyar 250 milyon lira bedelli yedi adet çekin, ibraz süresi içerisinde bankaya ibrazında karşılığının çıkmadığı, sanıkların düzeltme hakkını da kullanmadıkları, bu şekilde üzerlerine atılı karşılıksız çek keşide etmek suçunu işledikleri, ancak suç tarihinden sonra 8.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren 26.2.2003 gün ve 4814 sayılı Yasa ile karşılıksız çek suçunun, yaptırım ve unsurları yönünden yeniden düzenlendiği, anlaşılmaktadır.

    Anılan düzenleme uyarınca;

    1-Karşılıksız çek suçundan mükerrir olmayanlar için yaptırım çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası olarak belirlenmiştir.

    2-Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşacağı kabul edilmiştir.

    3-Herbir karşılıksız çek yaprağı yönünden oluşan suç için verilecek para cezası miktarı seksenmilyardan fazla olamayacaktır.

    4-Yasaklama kararı her suç için olmak üzere her çek yaprağı için ayrı ayrı hükmolunacaktır.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 4814 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce aynı ticari ilişki nedeniyle verilen çeklerin karşılıksız çıkması halinde tek bir yaptırım uygulanması ve temel ceza olarak Yasanın 16/1. maddesince hapse hükmedilmesi gerekmekte ise de, anılan değişiklikle suçun hapis cezası olan yaptırımı sanıklar lehine ağır para cezası olarak değişmiş bulunduğundan, sonradan yürürlüğe giren lehte yasanın uygulanması ilkesi gereği 3167 sayılı Yasanın 4814 sayılı Yasa ile değişik 16. maddesi uyarınca, sanıklar hakkında çek bedellerinin tutarı kadar ağır para cezasına hükmedilmesi ve 80 milyar liralık üst sınırın, her çek yaprağı için ayrı ayrı gözetilmesi gerekmektedir. Bu itibarla Yerel Mahkemenin açıklanan doğrultudaki uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

    Ancak;

    Anılan madde uyarınca, "karşılıksız her çek yaprağı için ayrı ayrı çek hesabı açtırmaktan yasaklanma kararı verilmesi" yerine bir kez çek hesabı açmaktan yasaklanma kararı verilmesi isabetsiz olup, hükmün sanıklar lehine temyiz edilmesi ve aleyhe yönelen temyiz bulunmaması nedeniyle, bu husus eleştiri konusu yapılabileceğinden, eleştiri dışında isabetli olan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle;

    1- Eleştiri dışında isabetli bulunan Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2005 gün ve 177-299 sayılı direnme hükmünün ONANMASINA,

    2- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 08.05.2007 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara