Esas No: 2021/154
Karar No: 2021/324
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/154 Esas 2021/324 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/154 KARAR NO : 2021/324 KARAR TR : 07/06/2021 |
ÖZET: Davacıların murisinintarlasını sulamaya giderken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmesi olayında, davalı Sulama Birliğinin hizmet kusuru bulunduğu ve ölenin desteğinden yoksun kalındığı ileri sürülerek, kendilerine maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1- F.A.
2- Z. A. adına velayeten Anne F.A.
Vekili : Av. H.B.
Davalılar : 1- GAP SULAMA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
Vekili : Av. H.G.
2- Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.(DEDAŞ)(Yalnızca Adli Yargıda)
Vekili : Av. A.K.
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi maktül A. C. A."ın, 07/07/2015 tarihinde Akçakale İlçesi Yazlıca Mahallesinde bulunan tarlasını sulamak için giderken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiğini; jandarma olay yeri inceleme raporunda ve dosyada bulunan bilirkişi raporunda, olayda ölenin kusursuz, dikkatsiz ve tedbirsiz hareket eden davalının ise kusurlu olduğunun; olayın meydana geliş şekline göre elektrik panosunun elektrik akımı ve elektrik düzeneği açısından yanlış bağlanmasından dolayı adı geçenin öldüğünün belirtildiğini; müvekkillerinin tek geçim kaynağı olan murisin ölümüyle tamamen destekten yoksun kaldıklarını ifade ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilleri için 1.000’er TL maddi, daha sonra arttırılmak üzere 50.000’er TL manevi olmak üzere toplam 102.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline karar verilmesi istemiyle GAP Sulama Birliği Başkanlığı ile DEDAŞ"a karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/02/2017 tarihli ve E.2015/268, K.2017/115 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın esası incelenerek davanın kabulüne, davalı DEDAŞ aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı GAP Sulama Birliği Başkanlığı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
3. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 14/07/2017 tarihli ve E.2017/503, K.2017/524 sayılı kararı ile, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilamlarında Sulama Birliğinin kamu kurumu niteliğinde olduğu,bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararların idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğu, bu zararların ödetilmesi isteklerinin 11/02/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın II. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturduğu, bu davaların ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerektiğinden bahisle,istinaf başvurusunun kabulü ile esası incelenmeksizin Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/268 Esas, 2017/115 Karar sayılı kararının kaldırılmasına; HMK"nın353/a-4 bendi gereğince uyuşmazlığın idari yargı tarafından çözümlenmesi gerektiğinden, mahkemenin görevli olmamasına rağmen davaya bakmış olması nedeni ile HMK 114/b ve 115. maddelerine göre yargı yolu konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.
4. Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/10/2017 tarihli ve E.2017/304, K.2017/429 sayılı kararı ile, davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"... tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2014/5195 Esas, 2014/6959 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2013/1838 Esas, 2013/6023 Karar sayılı ilamı ve Danıştay 10. Dairesinin 2016/746 Esas, 2017/197 Karar sayılı ilamlarında da sulama birliğinin yasalar uyarınca kurulmuş ve yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülük olduğu, kullanılması ve muhafazasından doğan kusurların idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğu, bu davaların 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. Maddesi gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği..."
5. Davacılar vekili bu kez; murislerinin hayatını kaybetmesi olayında hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek destekten yoksun kalma karşılığında müvekkillerinden eş F. için 154.533,49 TL, çocuk Z.için 50.110.03 TL olmak üzere toplam 204.643,52 TL maddi, duyulan elem, ızdırap ve üzüntü karşılığında her müvekkili için ayrı ayrı 50.000 TL manevi olmak üzere toplam 304.643.52 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle GAP Sulama Birliği Başkanlığı"na karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
6. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli ve E.2019/1485 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanun"un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...mevzuat hükümleri gereğince davalı sulama birliğinin kendisine devredilen tesislerin bakım ve onarımından sorumlu olduğu, dava konusu olayın meydana geldiği taşınmazın, davalı GAP Sulama Birliğinin sorumluluk alanında yer aldığı ve taraflar arasında her ne kadar abonelik sözleşmesi imzalandığına ilişkin bilgi veya belge bulunmamakta ise de, fiilen müteveffanın sulama birliğinin hizmetlerinden yararlandırıldığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin fiilen sağlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükmü gereğince özel hukuk hükümlerine tabii olan davalı ile davacı arasında ücret karşılığında sulama suyu teminine ilişkin özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır."
III. İLGİLİ HUKUK
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
8. Anayasa’nın 168. maddesinde;
"Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir." denilmek suretiyle devletin doğal kaynakların aranması ve işletilmesi hakkını Kanun"la belli esaslar ve süreler için gerçek ve tüzel kişilere devredilebileceği kabul edilmiştir.
9. 18/12/1953 tarih 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1-23. maddeleri 02/07/2018 tarihi ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 69. maddesi ile ilga edilmiştir.
10. DSİ Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri kapsamında çıkarılan, sulama birliklerine ilişkin 08.03.2011 tarih ve 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"(1) Bu Kanunun amacı; ülkenin su varlık ve kaynaklarının rasyonel kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini gayelerine uygun şekilde kullanmak, işletmek, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün onayını almak suretiyle işlettirmek, bu tesislerin bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevli sulama birliklerinin kuruluşu, organlar ile görev ve yetkilerini düzenlemektir.
(2) Sulama birlikleri kamu tüzel kişiliğine sahip olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir."
11. "Tanımlar" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"…i) Su kullanıcısı: Görev alanında sulama yapan veya yapacak olan gerçek ya da tüzel kişiyi,
j) (Değişik:19/4/2018-7139/46 md.) Su kullanım hizmet bedeli tarifesi: Su kullanıcılarına suyun ulaştırılması, birliğin tüzel kişilik kazanmasından önce görev alanı içinde açılmış olan yeraltı suyu kuyuları ile yapılanlar da dâhil olmak üzere sulamadan dönen fazla suyun uzaklaştırılması, birliğin sorumluluğundaki sulama tesisinin mütemmim cüzü olan servis yolları için birlikçe yapılan yönetim, bakım ve onarım, yatırım geri ödeme, finansman, personel, mal ve hizmet alım ve enerji kullanım giderleri gibi her türlü gideri karşılayacak şekilde,sulama birliklerince su kullanım hizmet bedellerinin belirlenmesinde asgari değer olarak alınan ve Bakan tarafından onaylanan tarifeyi..."
12. "Birliğin görev alanı ve çalışma konuları" başlıklı 3. maddesi şöyledir:
"(1) Birliklere devredilen tesislerin hizmet alanı, birliklerin görev alanı olup sınırları, kapsamı ve ismi DSİ tarafından belirlenir.
(2) Bir görev alanı içerisinde aynı amaçla birden fazla birlik kurulamaz.
(3) Birlik, devraldığı tesislerin işletme, bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu çerçeve ana statüde ve devir sözleşmesinde yer alan esaslara uygun olarak yürütür.
(4) Birliğin çalışma konuları şunlardır:
a) Görev alanı içerisinde yer alan tesislerin işletme, bakım, onarım, yönetim ve yenileme hizmetlerini usul ve esaslarına uygun olarak yapmak.
b) Katılım payını, su kullanım hizmet bedelini ve uygulanan cezaları tahsil etmek.
c) Devraldığı tesislerin yatırım bedellerini geri ödemek.
ç) Devraldığı tesisi DSİ’nin onayını almak suretiyle geliştirmek, bu tesis ile ilgili yeni projeler yapmak veya yaptırmak.
d) Görev alanı içerisinde su miktarına bağlı olarak ekilecek bitki desenini Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili birimleri ile işbirliği yaparak planlamak.
e) Görev alanı içerisinde öngörülen üretim hedeflerinin gerçekleşmesine katkıda bulunmak üzere gerekli tedbirleri almak.
f) Sulama ve diğer tarımsal konularda faaliyet gösteren kurumlarla işbirliği yaparak araştırma, geliştirme ve eğitim çalışmalarında bulunmak.
g) Amaç ve görevleri ile ilgili konularda ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip etmek.
ğ) Ortak tesisler için DSİ’ce sarf olunan işletme ve bakım masraflarından kendi payına düşen miktarı ödemek."
13. "Denetim ve birlik mallarının durumu" başlıklı 18. maddesi şöyledir:
"(Değişik: 19/4/2018-7139/49 md.) (1) Birliklerin denetimi DSİ veya Bakanlık tarafından yapılır. Birlikler mali yönden yılda bir defa ayrıca Maliye Bakanlığının denetimine tabidir. Bu denetimler sonucunda düzenlenecek raporların bir örneği, gerekli işlemlerin yapılması için Bakanlığa gönderilir.
(2) Denetim sonucunda birliğin zarara uğratıldığının tespit edilmesi halinde 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(3) Birlikler, Sayıştay tarafından doğrudan denetlenebilir.
(4) Birliğin devraldığı sulama tesisi ve bütünleyici parçaları Devlet malı olup, bunlara zarar verenler hakkında 5237 sayılı Kanunun kamu malına zarar verme ile ilgili ceza hükümleri tatbik olunur."
14. "Birlik tüzel kişiliğinin sona ermesi" başlıklı 20. maddesi şöyledir:
"(Değişik: 19/4/2018-7139/50 md.) (1) Birliğin amacına ulaşamayacağının tespit edilmesi durumunda birlik, DSİ’nin teklifi üzerine Bakan onayı ile feshedilir.
(2) Birliğin tasfiyesi DSİ tarafından yürütülür. Tasfiyenin usul ve esasları çerçeve ana statü ile düzenlenir.
(3) Tüzel kişiliği sona erdirilen sulama birlikleri tarafından işletilen sulama tesisleri hakkında 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.";
15. 19/04/2018 tarihli 7139 sayılı Kanun"un 51. maddesi ile bu Kanun"a eklenen Ek 1. maddesi şöyledir:
"(1) Birlik görev alanında yer alan her su kullanıcısı gerçek ve tüzel kişi sulama tesisinden faydalanabilmek için o birliğe üye olmak zorundadır.
(2) İlk üyelik kaydı sırasında bir defaya mahsus olmak üzere DSİ’nin belirlediği katılım payı tahsil edilir.
(3) Birlik üyeleri birlik tarafından tahakkuk ettirilen su kullanım hizmet bedelini ve borçlarını düzenli olarak ödemek, birlik tarafından su yetersizliğine bağlı olarak yapılan ekim planlamasına uymak, sulama planlaması ve su dağıtım ve münavebe programlarına katılmak, arazisi üzerinde yer alan sulama tesisini korumak, kişisel kusurlarından dolayı meydana gelen zararları gidermek, aksi takdirde bu zararları gidermek için birliğin yapacağı her türlü harcamayı birliğe ödemek, birliğin sorumluluğunda olan tesisler ile kullanılan her türlü ekipmana zarar vermemek, zarar verilmesi durumunda bu zararı tazmin etmek, birliğin sorumluluğunda olan tesisler üzerinde yapılan işletme, bakım ve onarım çalışmaları için arazisine girilmesine izin vermek ve sulama tesisinden faydalanma sözleşmesini imzalamak zorundadır.
(4) Su kullanıcısı olma vasfını kaybedenlerin üyelikleri resen sonlandırılır.
(5) Birlikler gelirlerini, birlik ana statüsünde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tahsil eder. Birlikler vadesinde ödenmeyen alacaklarını genel hükümlere göre tahsil eder.
(6) Birlik görev alanı dışında kalan su kullanıcılarından, suladıkları her dekar arazi başına su kullanım hizmet bedelinin iki katı ücret alınır.
(7) Birliğe Bakan tarafından görevlendirilen kamu personeli Başkan, görevlendirme süresince kurumundan aylıklı izinli sayılır ve kadrosuna bağlı olarak ödenen her türlü aylık, mali ve sosyal haklarının kurumu tarafından ödenmesine devam olunur. Bu şekilde görevlendirilenlere, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın, sulama birliği hizmet alanı 1.000 hektara kadar olanlar için (10.000) gösterge rakamının, 1.000 hektar dâhil 10.000 hektara kadar olanlar için (15.000) gösterge rakamının ve 10.000 hektar ve fazla olanlar için (20.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay huzur hakkı ödenir. Başkana ödenecek huzur hakkı prime esas kazanca dâhil edilmez.
(8) Yapılan denetimler sonucunda maksadına ulaşamayacağı tespit edilen sulama birlikleri, sulama tesislerinden beklenen faydanın ve sürdürülebilir işletme yönetiminin sağlanabilmesi maksadıyla ve DSİ’nin gerekli görmesi halinde Bakan onayıyla bu birliklerden birinin tüzel kişiliği altında birleştirilebilir. Birleşmeye dâhil edilen sulama birliklerinden fesholunan birlik veya birliklerin tüzel kişiliği, Bakan onayı tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erer. Birleşmenin onay tarihinden itibaren bir ay içerisinde, bünyesinde birleştirme işlemi yapılan birliğin ana statüsünde bu birlik tarafından gerekli değişiklikler yapılarak Bakanlığa sunulur. Birleştirme öncesi birliğe üye olan su kullanıcılarının birlik üyelikleri, birleşmeden sonra da devam eder. Birliklerde görev yapanların, birleştirme öncesine ait mali ve cezai sorumlulukları devam eder. Fesih işlemleri sonucu tüzel kişiliği sona eren birliklerin personeli, taşınır ve taşınmaz malvarlığı, hakları, borç ve alacakları bünyesinde birleştirme işlemi gerçekleştirilen birliğe geçer."
16. "Mevcut birlikler" başlıklı Geçici 1. maddesi şöyledir:
"(1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununa göre kurulmuş olan sulama birlikleri onsekiz ay içinde durumlarını bu Kanuna uygun hale getirmek zorundadır. Aksi takdirde bu birliklerin tüzel kişiliği kendiliğinden sona erer ve bu birlikler valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında; defterdarlık, tarım il müdürlüğü, DSİ bölge müdürlüğü ve il mahalli idareler müdürlüğü yetkililerinden oluşan tasfiye komisyonu tarafından en geç iki ay içinde tasfiye edilir. Birliğin tüm hak, alacak, borç ve 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olmayan personeli ile birliğe ait taşınır ve taşınmazlar bu Kanuna istinaden kurulan yeni birliğe devrolunur…."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 07/06/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Kanun"un 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında her iki yargı yerinde ortak taraf olan “GAP Sulama Birlği Başkanlığı” yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu; idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasıile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
18. Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK"in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
19. Dava, davacıların murisinin tarlasını sulamaya giderken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmesi olayında, davalı Sulama Birliğinin hizmet kusuru bulunduğu ve ölenin desteğinden yoksun kalındığı ileri sürülerek, kendilerine maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.
20. Dava dosyalarının incelenmesinden; davacıların murisi A. C. A."ın, 07/07/2015 tarihinde, Şanlıurfa İli, Akçakale İlçesi, Yazlıca Mahallesi"nde bulunan tarlasına sulamaya giderken GAP Sulama Birliğinin sorumluluk alanında kalan 25 Nolu YAS Sulama Kuyusunda elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiği; meydana gelen olayda, GAP Sulama Birliği"nin kusuru bulunduğundan bahisle, destekten yoksun kalma karşılığında maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle adli ve idari yargı yerlerinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
21. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; davalı konumunda bulunan GAP Sulama Birliği’nin, mevzuat hükümleri doğrultusunda, ülkenin su varlık ve kaynaklarının rasyonel kullanımı maksadıyla kamu tüzel kişiliğini haiz Kanun"la kurulmuş bir kamu kuruluşu olduğu ve yürütmesi gereken hizmeti gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle meydana geldiği iddia edilen zararın giderilmesi amacıyla davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
22. Böyle olmakla birlikte, bu kuruluşun kişilere sağladığı hizmete ilişkin işlemlerinin yargısal denetimini yapacak yargı düzenini belirleyebilmek için, işlemin özel hukuk ilişkilerinden veya kamusal yetkilerin kullanılmasından doğup doğmadığına bakıldığında; taraflar arasında abonelik ilişkisinden kaynaklanan herhangi bir iddia ve savunmada bulunulmadığı; elektrik panosunun elektrik akımı ve elektrik düzeneği açısından yanlış bağlanmasından dolayı ölüm olayının, dolayısıyla zararın gerçekleştiğinin iddia edildiği görülmektedir.
23. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, suyolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
24. Anayasa"nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.
25. Bu durumda açılan davanın, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerine göre değil, idarenin plan ve proje kapsamında yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olması nedenleriyle, uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
26. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli ve E.2019/1485 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli ve E.2019/1485 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,
07/06/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Celal Mümtaz Şükrü Mehmet Birol
AKINCI BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Ahmet
TUNÇ TOPUZ ARSLAN