Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/9-84 Esas 2007/88 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/9-84
Karar No: 2007/88

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/9-84 Esas 2007/88 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2007/9-84 E., 2007/88 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/9-84 E., 2007/88 K.

  • AĞIR PARA CEZASININ DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
  • CEZANIN BELİRLENMESİ
  • TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 22 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 52 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 61 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
  • "İçtihat Metni"

    Hükümlü Mehmet U....."ın tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan 5237 sayılı TCY.nın 89/1, 89/2-b, 22/3 ve 62. maddeleri uyarınca 750 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, bu cezasının 52/4. maddesi uyarınca birer ay ara ile 5 eşit taksitte alınmasına ilişkin Mihalıççık Asliye Ceza Mahkemesince 13.07.2006 gün ve 73-106 sayı ile verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

    Adalet Bakanlığınca 04.01.2007 gün ve 258 sayı ile yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 22.02.2007 gün ve 943-1410 sayı ile;

    "Tüm dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun adli para cezası başlıklı 52. maddesinde;

    (1) Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

    (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

    (3) Kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir, düzenlemesi karşısında öncelikle sanık hakkında tayin edilecek temel cezanın gün üzerinden belirlenerek daha sonra artırım ve indirim maddelerinin uygulanması suretiyle ceza tayini yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde fazla ceza verilmek suretiyle hüküm tesisinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 4.1.2007 gün ve 258 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay C.Başsavcılığının 25.01.2007 gün ve 2007/4572 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:

    5237 sayılı TCK.nu Adli Para Cezası başlıklı 52. maddesi uyarınca, hapis cezası ile adli para cezasının seçenek yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde adli para cezasına ilişkin gün biriminin alt sınırının o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az olamayacağı da nazara alındığında, sonuç itibariyle sanık hakkında fazla değil eksik ceza tayin edildiği anlaşılmış olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen bozma isteği bu nedenle yerinde görüldüğünden Mihalıççık Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2006 tarih ve 2005/73 esas 2006/106 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere bozulmasına" karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 28.03.2007 gün ve 4572 sayı ve özetle;

    "Taksirle yaralama suçu 5237 sayılı TCK.nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1, 2 ve 3. fıkralarında özgürlüğü bağlayıcı ceza ile adli para cezası seçenek yaptırım olarak öngörülmüştür.

    Somut olayda, taksirle yaralama eylemi 17.07.2005 tarihinde işlenmiştir. Suçun işlendiği tarih itibariyle adli para cezasına ilişkin gün biriminin alt sınırı 5237 sayılı TCK.nun 52. maddesinde yazılı genel kural uyarınca 5 gündür Suç tarihi ve sanık aleyhine olması itibariyle 5237 sayılı TCK.nun (5560 sayılı Kanunun 1. maddesi ile eklenen) 61. maddesinin 9. fıkrası olayımızda uygulama yeteneği de bulunmamaktadır.

    Yerel Mahkemece, adli para cezasının 5237 sayılı TCK.nun 89/1. maddesi uyarınca mahkemenin kabul ve takdirine göre alt sınırdan (5) gün olarak tayini, artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması (sırasıyla m. 89/2 uyarınca 1/2 artırımla 7 gün, m. 22/3 gereğince 1/3 nispetinde artırımla 9 gün, m. 62/1 uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 7 gün) sonucu bulunan (7) gün sayısının beher gün karşılığı olarak 20.00 YTL üzerinden çarpılması neticesinde sanığın 140.00 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken; TCK.nun 89/1. maddesi uyarınca alt sınırdan olmak üzere (5237 sayılı TCK açısından uygulama olanağı bulunmayan 5252 sayılı Kanunun 5. maddesi hükmü dikkate alınarak belirlendiği düşünülen) 450 YTL adli para cezasına hükmedilmiş, artırım ve indirimler bu miktar üzerinden yapılarak sonuç ceza saptanmıştır.

    Adli para cezasının belirlenmesindeki sıra ve esasları gözetilmeden ve adli para cezasına esas temel gün ile hükümlünün bir gün karşılığı ödeyeceği miktar somut olarak belirlenmeden, denetime olanak tanımayacak biçimde (fazla) ceza tayini yasaya aykırıdır. Bu itibarla, kanun yararına bozma istemi yerindedir.

    Kanun yararına bozma istemi, davanın esasını çözümleyen mahkumiyet hükmüne yöneliktir. Bozma nedeni ise, hükümlüye daha hafif ceza verilmesini gerektirmektedir.

    Bu açıklamalar ışığında; Özel Dairece, kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenden dolayı Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına ve yukarıda açıkladığımız üzere hükümlünün daha hafif bir ceza ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle Yerel Mahkeme hükmünün aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır" görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına, yasa yararına bozma isteminin kabulü ile Mihalıççık Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2006 gün ve 2005/73-2006/106 sayılı kararının bozulmasına ve hükümlü hakkında daha hafif ceza tayinine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan cezalandırılmaya karar verilen olayda Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, somut olayda taksirle yaralama suçundan alt sınırdan ve seçimlik olarak adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen hükümlü hakkında, adli para cezasının ne şekilde tayin edilmesi gerektiğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

    İncelenen dosya içeriğine göre;

    Mihalıççık Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada 13.07.2006 gün ve 73-106 sayı ile sanığın suçu sabit görülerek, suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak takdiren alt sınırdan olmak üzere, 5237 sayılı TCY.nın 89/1. maddesi uyarınca 450 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, kemik kırılması nedeniyle cezasının 89/2-b maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak 675 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiğinden 22/3 maddesi uyarınca cezasının 1/3 oranında artırılarak 900 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın geçmişteki hali, eylemden sonra ve yargılama aşamasındaki olumlu tutum ve davranışları lehine indirim nedeni kabul edilerek 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 750 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, bu cezasının 52/4 maddesi uyarınca birer ay ara ile 5 eşit taksitte alınmasına karar verilmiştir.

    Hükümlü hakkında uygulanan 5237 sayılı TCY.nın 89. maddesinde, 1. ve 2. fıkraları yönünden özgürlüğü bağlayıcı ceza ve adli para cezası seçimlik yaptırım olarak öngörülmüş, ancak adli para cezası yönünden alt ve üst sınırlar gösterilmemiştir.

    Yerel Mahkemece bu yaptırımlardan adli para cezası seçilerek uygulama yapılmıştır. Ancak, temel ceza belirlenirken, kararda dayanağı gösterilmemekle birlikte, 5237 sayılı TCY. yönünden uygulanma olanağı bulunmayan 5252 sayılı Yasanın 5. maddesi hükmü nazara alınarak doğrudan 450 YTL adli para cezasına hükmedilmiştir. Bu uygulama yasaya aykırıdır.

    Adli para cezasının ne şekilde belirleneceği 5237 sayılı TCY.nın 52 ve 61. maddelerinde gösterilmiştir. Anılan hükümlere göre, önce temel gün birimi belirlenecek, artırım ve indirim nedenleri ile ilgili uygulama gün birimi üzerinden yapılacak, daha sonra kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı ödenecek para cezası belirlenip, sonuç ceza bu ikisinin birbiriyle çarpılması ile elde edilen miktar olacaktır. Yine 52. madde hükmüne göre, yasada aksine hüküm bulunmayan hallerde gün birimi 5 günden az ve 730 günden fazla olamayacaktır.

    Somut olayda, hükümlü hakkında uygulanan 5237 sayılı TCY.nın 89. maddesinde adli para cezasının alt ve üst sınırları gösterilmediğinden, Yerel Mahkemece alt sınırdan ceza verilmesinin kararlaştırıldığı da nazara alınarak, gün birimi 5 gün olarak belirlenmelidir. Artırım ve indirimler uygulandığında ki, sırasıyla 89/2-b maddesi uyarınca 1/2 oranında artırımla 7 gün, 22/3. madde gereğince 1/3 oranında artırımla 9 gün, 62/1. madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 7 gün birimi belirlenmekte olup, bunun 20.00 YTL ile çarpılması sonucunda sanığın 140.00 YTL adli para cezasıyla cezalandırılması gerekecektir.

    Her ne kadar Özel Dairece, 5237 sayılı TCY.nın 61. maddesinin 9. fıkrası uyarınca hapis cezası ile adli para cezasının seçenek yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde adli para cezasına ilişkin gün biriminin alt sınırının o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az olamayacağı kabul edilmiş ise de anılan fıkra, 19.12.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa ile eklenmiş olup, suç tarihinin 17.07.2005 günü olması nedeniyle sanık aleyhine olduğundan uygulanma olanağı yoktur.

    Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

    Çoğunluk görüşüne katılamayan Kurul Üyeleri ise, 5237 sayılı TCY.nın 61. maddesine 5560 sayılı Yasa ile eklenen 9. fıkranın uygulamaya açıklık kazandırmayı amaçladığını, bu değişiklik öncesinde de, hapis cezası ile adli para cezasının seçenek yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde adli para cezasına ilişkin gün biriminin alt sınırının o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az olamayacağını, bu nedenle Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığından Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

    1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22.02.2007 gün ve 943-1410 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

    3- Adalet Bakanının yasa yararına bozma isteminin KABULÜNE,

    4- Mihalıççık Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2006 gün ve 73-106 sayılı kesinleşmiş hükmünün, adli para cezasının belirlenmesinde yasaya aykırı davranılması isabetsizliğinden, 5271 sayılı CMY.nın 309/4-d maddesi uyarınca yasa yararına BOZULMASINA,

    Bozma nedenine göre hükümlü hakkında daha hafif bir ceza verilmesi gerektiğinden, Mehmet U....."ın, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya neden olmak eylemine uyan 5237 sayılı TCY.nın 89/1. maddesi uyarınca adli para cezası ile cezalandırılmasına esas olmak üzere gün biriminin 5 gün olarak belirlenmesine, anılan Yasanın 89/2-b maddesi uyarınca 1/2 oranında artırımla 7 gün, 22/3. maddesi gereğince 1/3 oranında artırımla 9 gün, 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuçta 7 gün birimi belirlenmesine, günlük para cezasının 20.00 YTL olarak takdirine ve gün birimi ile para cezasının çarpılması sonucunda 140.00 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına,

    5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 10.04.2007 günü oyçokluğuyla karar verildi.

    Hemen Ara