Esas No: 2003/56
Karar No: 2003/64
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2003/56 Esas 2003/64 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2003/56 E. , 2003/64 K.- BELEDIYE ENCÜMENINCE 1608 SAYILI YASA’YA GÖRE VERILEN PARA CEZASINA KARŞI YAPILAN ITIRAZIN, AYNI YASA’NIN 5. MADDESI GEREĞINCE ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLEN-MESININ GEREKTIĞI
- UMURU BELEDİYEYE MÜTEALLİK AHKAMI CEZAİYE HAKKINDA 16 NİSAN 1340 TARİH VE 486 NUMARALI KANUNUN BAZI MADDELERİNİ MUADDİL KANUN (1608) Madde 1
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : Y.Y. Yakıt Paz. A.Ş. Vekili : Av. S.E. Davalı : Payas Belediye Başkanlığı O L A Y :İSDEMİR A.Ş.’nin mülkiyetinde bulunan kömür eleme ve stok sahasında kiracı olarak kömür eleme ve nakletme faaliyeti yapan davacı Şirket adına, uyarılara rağmen çevreyi rahatsız ettiği ve kirlettiği nedeniyle Belediye Encümenince; 1608 sayılı Yasa’ya dayanılarak, 1) 4.4.2002 tarih ve 192 sayı ile, 500.000.000.-TL. para cezası, 2) 30.5.2002 tarih ve 349 sayı ile, 5.000.000.000.-TL. para cezası, 3) 7.6.2002 gününde tebliğ edilen para cezası (dosyada encümen kararı ya da ödeme emri örneğine rastlanmamıştır.), 4) 2.7.2002 tarih ve 420 sayı ile, işyeri kapatma ve 10.000.000.000.-TL. para cezası, 5) 1.8.2002 tarih ve 437 sayı ile, işyeri kapatma ve 20.000.000.000.-TL. para cezası, verilmiştir. Davacı Şirket vekilince, 1) 4.4.2002 tarih ve 192 sayılı encümen kararıyla verilen 500.000.000.-TL. para ceza- sına karşı, 25.2.2003 günlü dilekçe ile; 2) 30.5.2002 tarih 349 sayılı encümen kararıyla verilen 5.000.000.000.-TL. para cezasına karşı, 11.6.2002 günlü dilekçe ile; ayrıca aynı para cezasına ilişkin ihbarnamenin 3.2.2003 gününde tebliği üzerine de 25.2.2003 günlü dilekçe ile, 3) 7.6.2002 gününde tebliğ edilen para cezasına karşı, 10.6.2002 günlü dilekçe ile, 4) 2.7.2002 tarih ve 420 sayılı encümen kararıyla verilen işyeri kapatma ve 10.000.000.000.-TL. para cezalarına karşı, 9.7.2002 günlü dilekçe ile; ayrıca aynı encümen kararındaki para cezasına ilişkin ihbarnamenin 3.2.2003 gününde tebliği üzerine de 25.2.2003 günlü dilekçe ile, 5- 9.7.2002 tarih ve 437 sayılı encümen kararıyla verilen işyeri kapatma ve 20.000.000.000.-TL. para cezalarına karşı, 1.8.2002 günlü dilekçe ile, adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur. DÖRTYOL SULH CEZA MAHKEMESİ’nce; 1) 4.3.2003 gün ve E:2003/110 D. İş sayı ile, 2) 16.7.2002 gün ve E:2002/206 D. İş ve 4.3.2003 gün ve E:2003/111 D.İş sayılar ile, 3) 16.7.2002 gün ve E:2002/205 D. İş sayı ile, 4) 16.7.2002 gün ve E:2002/229 D.İş ve 4.3.2003 gün ve E:2003/109 D.İş sayılar ile, 5) 7.8.2002 gün ve E:2002/255 D. İş sayı ile, Dosyanın incelenmesinden, Payas Belediye Encümenince, çevreyi rahatsız ettiği ve çevreyi kirlettiğinden bahisle davacı Şirket hakkında verilen idari cezaların, Çevre Yasası hükümlerini ilgilendirdiğinin anlaşıldığı; Çevre Yasası’nın 8. ve 14. maddelerinde belirtilen yasaklara aykırı hareket edenler hakkında 24. maddede kimlerin ceza vereceğinin düzenlendiği ve 25. maddesine göre de, bu idari cezalara karşı 7 gün içerisinde yetkili İdare Mahkemesine itiraz edilebileceğinin öngörüldüğü; buna göre, Çevre Yasası’nı ilgilendiren idari para cezalarına yapılan itirazları sonuçlandırma görevinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Görevsizlik kararları vermiştir. Davacı Şirket vekili, faaliyet yürütülen alanın İSDEMİR A.Ş.’den kiralanmış bir sanayi bölgesi olduğunun İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/156 D.İş. sayılı dosyasında tespit edildiğinden bahisle, belediyenin bu bölgede ceza verme yetkisinin bulunmadığını öne sürerek, 4.4.2002 tarih ve 192 sayılı encümen kararıyla verilen 500.000.000.-TL. para cezasının iptali istemiyle, 19.11.2002 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır. ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 3.12.2002 gün ve E:2002/2144, K:2002/2540 sayı ile, 1608 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde, belediye mevzuatına aykırı davrananlara belediyece hafif para ve kapatma cezaları verme yetkisinin düzenlendiği ve 5. maddesi ile, ceza kararlarına karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 5 gün içerisinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla itiraz olunabileceğinin öngörüldüğü; dava konusu işlemin 1608 sayılı Yasa uyarınca tesis edildiği; dava dilekçesinin eklerinde adli yargı yerince verilmiş görevsizlik kararları yer almakta ise de, dava konusu işleme yönelik olarak adli yargıda açılmış bir dava veya verilmiş bir karardan dilekçede sözedilmediğinin anlaşıldığı; 1608 sayılı Yasa’nın özel olarak düzenlediği itiraz yolu ve görev kuralı uyarınca itiraza bakma görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Yalçın ACARGÜN’ün Başkanlığında , Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 29/9/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün davada adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: USULE İLİŞKİN İNCELEME : Başkanlık yazısı ile adli yargı yerine ait itiraz dosyaları da getirtildikten sonra, dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan inceleme sonunda: 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari ve askeri yargı mercilerinden en az ikisinin “tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada” görevsizlik kararları vermiş olmaları gerekmekte olup, Yasa’da öngörülen “davanın konusunun aynı olması” koşulunun olayda 4.4.2002 tarih ve 192 sayılı encümen kararıyla verilen 500.000.000.-TL. para cezası bakımından gerçekleşmiş olması karşısında, anılan encümen kararına karşı yapılan itiraz üzerine Dörtyol Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 4.3.2003 gün ve E:2003/110 D. İş sayılı karar yönünden adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının davacının istemi üzerine idare mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi. ESASA İLİŞKİN İNCELEME : Dava, Belediye Encümenince 1608 sayılı Yasa’ya dayanılarak 4.4.2002 tarih ve 192 sayılı encümen kararıyla verilen 500.000.000.-TL. para cezasının kaldırılması isteminden ibarettir. Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 (1924) Tarih Ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil 15.5.1930 tarih ve 1608 sayılı Kanunun, 3.1.1940 tarih ve 3764 sayılı Kanunla değişik 1. maddesi “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara elli liraya kadar ( 12.6.1979 tarih ve 2248 sayılı Yasanın 23. maddesi ile 20 katına çıkarılmıştır.) hafif para cezası tertibine üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men’e ve Türk Ceza Kanununun 536,538,557,559 ve 577. maddeleriyle 553.maddesinin birinci fıkrasında yazılı cezaları tayine belediye encümenleri salahiyettardır. Şubelere ayrılan belediyelerde bu cezaları encümen namına ve yerine şube müdürleri tayin ederler.” hükmünü taşımaktadır. Aynı yasanın, 5.7.1934 tarih ve 2575 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesinin birinci fıkrasında “Ceza kararlarına tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla şifahi veya yazılı itiraz olunabilir. İtiraz şifahi ise bir zabıt tutularak muterize imza ettirilir. “; 6. maddesinde de” İtiraz üzerine tetkikat evrak üstünde yapılır,”,...”itirazlar varit ise hakim ceza kararını iptal ve para cezası alınmış ise belediyenin geri vermesine hükmeder. İtiraz varit görülmezse karar tasdik olunur. İtirazın otuz gün içinde neticelendirilmesi mecburidir. Hakim izahat almak üzere lüzum görürse muterizi veya vekilini celbederek dinleyebilir...” hükümlerine yer verilmekte ve 7. madde ile, yazılı emir ile bozma yolu saklı kalmak kaydıyla, itiraz sonucunda hakim tarafından verilecek kararların kesin olduğuna ve temyiz edilemeyeceğine işaret edilmektedir. Anılan Yasa ile, belediyeyi ilgilendiren yasal düzenlemelerin emrettiği fiilleri yapmayanlara veya yasakladığı fiilleri işleyenlere 1. maddede yazılı diğer cezaların yanısıra üç günden onbeş güne kadar ticaret ve sanat icrasından men cezası verilmesi konusunda belediye encümeni yetkili kılınmış ve bu cezalara itiraz edilmesi üzerine uygulanacak usul ve esaslar özel olarak düzenlenmiş olup, uyuşmazlığa konu edilen davada görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için sözkonusu itiraz müessesesinin incelenmesi gerekli bulunmaktadır. 1924 tarih ve 486 sayılı Yasada, belediye cezalarına karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı kabul edilmiş iken, bu Yasa’nın 6. ve 7. maddelerini tadil eden 1927 tarih ve 959 sayılı Yasa bu cezalara idare heyetleri önünde itiraz edilebilmesine olanak tanımış ise de, yasakoyucu tarafından, idare heyetlerinin kuruluş, nitelik ve görevleri itibariyle uygun görülmeyen bu uygulamadan vazgeçilerek, 1930 tarih ve 1608 sayılı Yasa ile, konuya daha uygun bir çözüm şekli getirmek amacıyla, itirazların öncelikle bir “mahsus hakim” tarafından, bulunmayan yerlerde ise, sulh hakimi tarafından incelenebilmesini olanaklı kılan bir düzenlemeye gidilmiştir. Nitekim, 1608 sayılı Yasanın 30.3.1930 tarihli Adliye Encümeni Mazbatasında, Yasanın bu yönüyle “ceza tertibi dolayısıyla herhangi bir haksızlık ve mağduriyete uğradıklarını iddia edenlerin itirazlarına en seri bir surette ve tam bir itminan verecek merciler tarafından tetkikine imkan vermeyi temine matuf” olduğu ifade edildikten sonra... “5. ve 6. maddelerde itiraz mercii olarak, belediye işleri çok olan yerlerde mahsus hakim ihdas olunarak o hakimler ve olmayan yerlerde sulh hakimleri salahiyetli addolunmuş ve bu suretle de itirazların bir hakim huzurunda tetkiki suretiyle tatminkar bir usul kabul olunmuştur. “denilmektedir. Bu açıklamalara göre, Yasada sözü edilen “mahsus hakim” ibaresinden, sadece belediye işleriyle ilgili cezalara yapılan itirazları çözümlemekle görevli olacak özel hakimlerin amaçlandığı anlaşılmakta olup, şifahi itirazları da kabul ederek inceleyebileceği ve gerektiğinde itiraz edeni çağırıp dinleyebileceği belirtilen mahsus hakimin, yazılı yargılama usulünü uygulayan idare mahkemesi olarak anlaşılmasına olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, Yasada, mahsus hakimin bulunmadığı yerlerde sulh hakimliğine başvurulacağına işaret edilmiş olması karşısında , bu tür cezalara karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği açıktır. Belirtilen nedenlerle, 1608 sayılı Yasaya göre belediye encümenince verilen para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Dörtyol Sulh Ceza Mahkemesince E.2003/110 D.İş sayı ile verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. SONUÇ : 4.4.2002 tarih ve 192 sayılı encümen kararı yönünden doğan görev uyuşmazlığının konusu davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Dörtyol Sulh Ceza Mahkemesi’nin 4.3.2003 gün ve E:2003/110 D.İş. sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.9.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.