Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/10-253 Esas 2007/80 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/10-253
Karar No: 2007/80

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/10-253 Esas 2007/80 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/10-253 E., 2007/80 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/10-253 E., 2007/80 K.

  • CEZADAN MAHSUP
  • KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
  • SUÇ İŞLEMEK KASDIYLA ÖRGÜT KURMA
  • TAKDİRİ İNDİRİM SEBEBLERİ
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 52 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 63 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 64 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 7 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 188 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 220 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 223 ]
  • "İçtihat Metni"

    1- Sanık Ali K....... hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCY"nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine,

    2- Sanık Beyazıt B....."ın 5271 sayılı CMY"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine,

    5237 sayılı TCY hükümlerinin sanıklar lehine olduğunun kabulü ile;

    A) Sanıklar Muharrem T...., Fikret B....., Tanju Y.... ve İlhan N...."ın uyuşturucu ticareti yapmak suçlarından eylemlerine uyan 5237 sayılı TCY"nın 188/3-4-5, 62, 52/2-4. maddeleri uyarınca

    a) Sanıklar Muharrem T.... ve Fikret B..... "ın 15"er yıl hapis ve 4650 YTL adli para cezasıyla ayrı ayrı cezalandırılmalarına,

    b) Sanıklar Tanju Y.... ve İlhan N...."ın 9"ar yıl 4"er ay 15"er gün hapis ve 1000 YTL adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına,

    B) Sanıklara verilen adli para cezalarının 5237 sayılı TCY"nın 52/4. maddesi gereğince 1"er ay ara ile taksitlendirilmek suretiyle

    a) Sanıklar Muharrem T.... ve Fikret B....."dan 20 eşit,

    b) Sanıklar İlhan N.... ve Tanju Y...."dan 10 eşit,

    Taksitle tahsiline, taksitlerden birisi süresinde ödenmediği takdirde her sanığın para cezasından geri kalan kısmının o sanıktan bir defada tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun sanıklara ihtarına,

    C) Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCY"nın 53/1 ve 2. fıkralarının uygulanmasına,

    D) Sanıklar İlhan N...., Muharrem T.... ve Tanju Y...."a ait sürücü belgelerinin 2918 sayılı Yasanın 119. m. gereğince süresiz olarak geri alınmasına,

    Sanıkların gözaltı ve tutuklulukta geçen sürelerinin TCY"nın 63 m. gereğince cezalarından mahsubuna,

    Sanıklar Muharrem T.... ve Fikret B....."ın tutukluluk hallerinin devamına,

    Sanıklar Tanju Y.... ve İlhan N...."ın tahliyelerine,

    E) Emanetin 2005/651 sırasında kayıtlı cd"nin delil olarak dosyada saklanmasına, Tanju Y...., İlhan N.... ve Muharrem T...."ya ait telefonlar, uyuşturucu madde ve uyuşturucu nakline tahsis edilen aracın TCY"nın 54/1 madde gereğince müsaderesine, ilişkin İstanbul 11 nolu Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.10.2005 gün ve 272-416 sayılı hüküm, Muharrem T.... ve Fikret B..... yönünden re"sen temyize tabi olmasının yanında, sanıklar Muharrem T...., Tanju Y...., İlhan N.... ve Fikret B..... müdafileri tarafından da temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 16.03.2006 gün ve 565-3869 sayı ile;

    "5237 sayılı TCK"nun 220. maddesinde düzenlenen "suç işlemek için örgüt kurmak" suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişi veya daha fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.

    Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.

    Somut olaya bakıldığında; sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlikte olduğu anlaşılmakta ise de, aralarında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan durum karşısında sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nun 220. maddesinin uygulanmasının koşulları bulunmadığının ve bu nedenle 5237 sayılı TCK"nun 188/5. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmuştur.

    İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince 12.07.2006 gün ve 104-192 sayı ile;

    Sanıkların ölen Ali ile birlikte eylem ve menfaat birliği içerisinde örgütlü bir yapılanmaya girip uyuşturucunun yurtdışına çıkması amacıyla herkesin üzerine düşen görevi yaptığı, uyuşturucunun yurtdışına çıkarılmadan yakalandıkları, benzer bir olay nedeniyle verilen kararın Yargıtay 10. Ceza Dairesince 25.05.2006 tarihinde onandığı gerekçeleriyle ilk hükümde oyçokluğuyla direnilmiştir.

    Sanıklar Muharrem T.... ve Fikret B..... yönünden resen temyize tabi olan hüküm, sanıklar Tanju Y...., İlhan N...., Muharrem T.... ve Fikret B..... müdafileri tarafından da temyiz edilmekle, Yargıtay C.Başsavcılığının 20.10.2006 gün ve 246622 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılacağına ilişkin bir usül hükmü bulunmadığından, sanık Fikret B..... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin reddi ile, dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    1-Ceza Genel Kurulunca sabit kabul edilen olay;

    Sanık Fikret"in temin ettiği uyuşturucunun, sanık Ali K......."un bilgisi dahilinde yine aracın ve firmanın sahibi olan ve sanık Fikret ve Ali ile çok sıkı ilişki içerisinde bulunan Muharrem"in bilgisi tahtında daha önceden zula yeri ayarlanan araçtaki zulaya yerleştirildiği, sanıklardan İlhan ve Tanju"nun bu araçla yurtdışına gidip geldikleri, sanıklar İlhan ve Tanju"nun araçta uyuşturucu olduğunu bilerek, uyuşturucuyu Şaban Y....."ye götürmek amacıyla yola çıktıkları, uyuşturucunun sağlıklı bir şekilde yerine ulaştırılması için, arabanın durumu hakkında sanık Ali ile Fikret arasında sürekli görüşmeler yapıldığı, aracın Ali tarafından bir süre izlendiği, daha sonra şoför olan sanıklarla Ali"nin temasının kesilmesi üzerine, sanıklardan Muharrem"e ulaşılmaya çalışıldığı, Muharrem"le de Ali ve Fikret""in temasa geçememesi üzerine Ali"nin şüphelendiği ve bilahare evinin yakınında polisleri görünce sanık Fikret"e bilgi vererek kaçmasını sağladığı, otagardan çıkışta takibe alınan İ.... Turizme ait 34 ZR 1402 plakalı aracın Hadımköy mevkiinde durdurularak, yapılan aramada, havalandırma bölümünde 58 paket halinde daralı ağırlığı 29112 kg olan ve 10.567.184 gram eroin, 129.123 gram morfin, 62.059 gram 16-mam-16 denen uyuşturucunun ele geçirildiği, şoförler Tanju Y.... ve İlhan N...."ın araçta, Muharrem T...."nın ise İ.... Turizme ait yazıhanede, Fikret B....."ın 07.12.2004 tarihinde Tarık B..... sahte kimliğiyle yakalandıkları, hakkındaki kamu davası ölüm nedeniyle ortadan kaldırılan Ali K....... ve beraatine karar verilen Beyazıt B....."ın ise 01.12.2003 tarihinde DGM. C.Başsavcılığına teslim oldukları,

    Muhbir müracaat tutanağı, olay tutanağı, teşhis tutanakları, teknik takip kararları ve telefon görüşme tutanakları, yakalama tutanakları, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen rapor ve sanık savunmaları gibi birbirlerini doğrulayan ve tamamlayan hukuka uygun kanıtlardan anlaşılmıştır.

    2-Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık;

    Yukarıda özetlenen somut olayda, sanıkların eyleminin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenip, işlenmediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

    1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 188. maddesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları yeniden düzenlenmiş, maddenin (5.) fıkrasında, diğer fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hali, ağırlatıcı bir neden olarak öngörülmüş, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ise anılan Yasanın 220. maddesinde düzenlenmiştir.

    5237 sayılı Yasanın 220. maddesi anlamında bir örgütün varlığından bahsedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı bir şekilde amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.

    Tanımdan da görüleceği üzere suç işlemek için örgüt kurmak suçundan bahsedilebilmesi için,

    a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.

    b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.

    c) Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.

    d) Örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.

    e) Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanıkların sayısının örgüt kurmaya yeterli olduğu ve uyuşturucu ticareti yapma suçu yönünden elverişli üye, araç ve gerece sahip olunduğu saptanmış ise de, toplanan kanıtlar, özellikle teknik takip sonucu elde edilen bilgi ve belgeler, sanıklar arasında hiyerarşik bir bağ bulunduğu veya suç işleme iradelerinde devamlılık bulunduğunu kabule elverişli değildir. Ceza yargısında, şüphenin sanıklar lehine yorumlanması, evrensel hukukun vazgeçilmez ve değişmez, ilkesidir.

    Bu itibarla Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken, dosya içeriğiyle bağdaşmayacak şekilde, kuşkulu kanıt manzumesinden, sanıklar aleyhine sonuç çıkaran Yerel Mahkeme direnme hükmü evrensel hukuk ilkelerine de aykırı olup, bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle;

    1-Yerel Mahkeme direnme hükmünün, BOZULMASINA,

    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 03.04.2007 günlü müzakerede tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara