11. Hukuk Dairesi 2020/2915 E. , 2020/5733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 15.06.2017 tarih ve 2015/619 E- 2017/581 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi"nce verilen 27.02.2019 tarih ve 2017/2841 E- 2019/283 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, davalıya mal gönderip fatura ve irsaliyelerle teslim ettiğini, faturaların arkalarının davalı tarafça imzalanmak sureti ile malların teslim alındığını, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının cari hesap bakiyesinden kaynaklanan 82.690,95 TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/12118 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı nedeni ile durduğunu ileri sürerek, 82.690,95 TL alacağın icra takibinin başlatıldığı 12.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi 82.690,95 TL tutarlı bir siparişin mevcut olmadığını, mevcut olmayan bir siparişin teslim edilmesi ve faturalandırılmasının mümkün olmadığını, fatura asıllarındaki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olmadığını belirterek. davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarına göre, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma vasfını taşıdığı, davacı şirket kayıtlarına göre davacının davalıdan 82.690,95 TL alacaklı olduğu, davalı şirket kayıtlarına göre ise, davalının davacı şirkete 10.221,55 TL borçlu olduğu, uyuşmazlığın 21.12.2012 tarih 22883 nolu 47.992,50 TL tutarlı, 25.12.2012 tarih 22901 nolu 24.476,90 TL tutarlı iki adet faturadan kaynaklandığı, davalı kayıtlarında yer almayan bu iki adet fatura toplamı 72.469,40 TL ile davalının kayıtlarında borç olarak yer alan 10.221,55 TL’nin toplamının dava konusu yapılan alacak tutarına eşit olduğu, uyuşmazlık konusu 2 adet faturanın arkasında aslını teslim aldım yazısı ile ...’ın isim ve imzasının bulunduğu, çekişme konusu olmayan 21.12.2012 tarih 22882 nolu ve 20.12.2012 tarih 22879 nolu fatura örneklerinin arkasında da aslını teslim aldım yazısı ile ...’ın isim ve imzasının bulunduğu, ..."ın 2012 yılında davalı şirketin çalışanı olduğunun Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile de tespit edildiğinden, uyuşmazlık konusu 2 adet faturaya konu emtianın davalı tarafından teslim alındığı, bedelinin ödenmediği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarda yer alan borç tutarı da bu 2 adet fatura bedeline eklendiğinde davacı şirketin alım-satım ilişkisi kapsamında davalı şirketten dava tarihi itibari ile 82.690,95 TL alacaklı olduğu, temerrüdün 12.07.2013 tarihi itibari ile gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 82.690,95 TL alacağın 12.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın sunduğu 4 adet faturanın arka tarafında “aslını teslim aldım” ibaresi ile ..."ın imzasının olduğu, bu faturalardan, 22882 ve 22879 numaralı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı taraf, kendi defterlerinde kayıtlı olmayan 22901 ve 22883 numaralı faturalardaki malların teslim edilmediğini, ..."ın kendi çalışanı olmadığını savunmuş ise de mevcut durum karşısında bu savunmaya itibar edilmediği, davacının malların teslim edildiğini kanıtladığı, davalının ise ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, mahkeme kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.235,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.