Esas No: 2006/1-340
Karar No: 2007/78
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/1-340 Esas 2007/78 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/1-340 E., 2007/78 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Yücel Z...."ın kasten adam öldürme suçundan 765 sayılı TCY"nın 448 ve 59. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında 31 ve 33. maddelerin uygulanmasına, suçta kullanılan bıçağın 36. madde uyarınca zoralımına ilişkin Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.01.2005 gün ve 307-7 sayılı hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.02.2006 gün ve 1331-130 sayı ile;
"1- Aksi ispatlanamayan savunmaya göre maktûlün, sanığı haksız yere hırsızlıkla suçlayıp hakaret etmesinin doğurduğu hafif tahrik karşısında eylemin işlendiği anlaşıldığı halde tahrik hükümlerinin uygulanmaması,
2- Hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 7. ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi hükümleri uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" gerekçeleriyle bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 13.04.2006 gün ve 108-153 sayı ile;
"Maktûl ile sanıklardan Yücel Z...."ın zaman zaman S........ mevkiine ayrı ayrı gidip balık avladıkları, 2 yıl kadar öncesinde Birtan Ç...."e ait balık ağının Yücel Z.... tarafından alındığı, daha sonra Adnan Z...."ın bu balık ağını iade ettiği ve maktûl ile Yücel Z...."ın aynı yerde balık avlamaya devam ettikleri, olay tarihine kadar aralarında herhangi bir tartışma ya da kavganın yaşanmadığı, maktûlün iş buldukça inşaatlarda çalışan zaman zaman içki içen birisi olduğu, ancak çevreye karşı herhangi bir saldırganlığının bulunmadığı, olay günü sanık Yücel Z...."ın geceleyin kardeşi Adnan Z...."a ait aracı alarak S........ mevkiine gittiği, bu arada her zamanki gibi S........ mevkiinde dolaşmakta olan maktûlü gördüğü, onun yanına gelerek aracı durdurduğu, daha önceki ağ meselesinden duyduğu kızgınlık nedeniyle maktûle saldırdığı ve yanında taşıdığı bıçağı çıkartarak maktûlün göğüs bölgesine bir kez vurduğu, olay yerinden uzaklaştığı, daha sonra durumu polise bildirdiği ve maktûlün göğsünden aldığı kesici delici alet yaralanması nedeni ile iç kanama sonucu öldüğü anlaşılmıştır. Her ne kadar sanık Yücel Z.... vekili maktûlün sanığa saldırdığını, bu nedenle tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunmuşsa da maktûle ait ağın sanık tarafından alındığı, bu olaydan sonra maktûlün Yücel Z...."a yönelik herhangi bir hareketinin tespit edilemediği, aynı yerde yan yana balık avlamalarına rağmen aralarında herhangi bir tartışma çıktığına dair delil bulunmadığı, ayrıca olay sırasında maktûlün yaya olmasına rağmen sanığın özellikle araçla gelip maktûlün yanında durarak olayı gerçekleştirmiş olması karşısında, maktûlden gelen herhangi bir haksız hareket tespit edilemediğinden, sanığın iddialarının soyut olduğu görüldüğünden, sanık lehinde tahrik hükümlerinin uygulanması yoluna gidilmediği" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiş, 765 sayılı TCY"nın sanık bakımından daha lehe sonuç verdiğinden bahisle 765 sayılı TCY"nın 448 ve 59. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında 31 ve 33. maddelerin uygulanmasına, suçta kullanılan bıçağın 5237 sayılı TCY"nın 54. maddesi uyarınca zoralımına karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 14.12.2006 gün ve 152982 sayılı "bozma" öneren tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu"nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Soruşturma ve kovuşturma evresinde hukuka uygun yöntemle derlenen bilgi ve belgelere göre;
1)Yargılama konusu maddi olayın;
"24.10.2003 günü saat 22.00 sıralarında Edirne S........"ne giden yolda Kanuni Köprüsü çıkışında sanık Yücel Z...."ın Birtan Ç.... isimli kişiyi görgü tanığının bulunmadığı bir ortamda göğüs bölgesine vurduğu tek bıçak darbesi öldürmesi" biçiminde gerçekleştiği,
2) Yargıtay 1. Ceza Dairesi ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca çözümlenmesi gereken hukuki ihtilafın;
Suçun haksız tahrik altında işlenip işlenmediğinin belirlenmesinden ibaret bulunduğu,
3) Genel Kurul"ca yapılan değerlendirmede;
A- Olaydan sonra yakındaki bir düğünü kontrol için bulunan kolluk görevlilerinin yanına giden sanık Yücel"in, S........"nde bir şahsın yerde yattığını, alkollü olabileceğini söylemesi üzerine kolluğun durumdan haberdar olarak incelemeye başladığı, olay yerine gelen doktorun yaptığı muayene sonucu öldüğü anlaşılan Birtan Ç...."in giysi ceplerinden bali ve bali koklamakta kullanılan poşet çıktığı, kollarında eski jilet yaralarına rastlandığı, olaydan iki saat kadar sonra tanık sıfatıyla ifadesi alınan Yücel Z...."ın öldürülen şahsı tanımadığını söylediği, ifadesinin ardından serbest bırakıldığı, öldürülenin o gece eve gelmemesinden kuşkulanıp hastaneleri ve kolluğu arayan kardeşlerinin morgda yaptıkları teşhis üzerine öldürülenin kimliğinin saptandığı, yine bu tespit işlemi sırasında öldürülenin kardeşinin, öldürülenin arkadaşı olan ve onun gibi bali çektiğini sandığı Yücel isimli kişiyi gündüz S........ taraflarında gördüğünü, bu kişinin kendisini görünce kaçtığını söylemesi nedeniyle kuşkuların üzerinde toplandığı sanık Yücel Z...."ın aranmaya başlandığı, sanığın aynı gün kendiliğinden teslim olarak suçunu itiraf ettiği,
B- Sanık Yücel Z...."ın kolluk ifadesinde; iki yıl önce S........"nde nehre balık avlamak için attığı ağı toplarken, önceden tanımadığı Birtan Ç...."in ağını da yanlışlıkla toplayıp eve geldiğini, aynı gün Birtan"ın abisi ile birlikte evine gelip balık ağını istemesi üzerine yanlışlık olduğunu söyleyerek ağı iade ettiğini, Birtan Ç...."in bu olaydan 3-4 gün sonra S........"nde "bizim balık ağını niçin çalıyorsun, orospu çocuğu" diyerek küfür ettiğini, "bir yanlışlık var, senin ağını abinle geldiğinde geri verdim" demesine karşın Birtan"ın kendisine vurduğunu, sonraları ne zaman görse hırsızlıkla suçlayıp küfür ettiğini, son olarak iki ay önce S........"nde aynı suçlamada bulunup küfür ederek balık ağını istediğini, her defasında konuyu anlattıysa da öldürülenin bali ve tiner çekmesi ayrıca alkolik olması nedeniyle gördüğü yerde üzerine gelmeyi sürdürdüğünü, olay gecesi saat 22.00 sıralarında kardeşinin aracıyla düğünden ayrılıp S........"nde gezmeye giderken köprü üzerinde bir şahsın eliyle işaret edip durmasını istediğini, bir arkadaşı olabileceğini düşünerek durup yanına gittiğinde Birtan Ç.... olduğunu gördüğünü, alkollü gibi gözüktüğünü, "benim ağlarımı çaldın, neden geri vermedin" diye sorduğunu, kendisinin de "abine ağlarını verdim, neden beni her gördüğünde hırsızlıkla suçluyorsun" diye cevapladığını, Birtan"ın bu kez annesine küfredip üzerine doğru gelerek tekme tokat vurmaya başladığını, kendisinin de bir kez vurup geriye doğru kaçtığını, Birtan"ın elini cebine sokması üzerine bıçak çıkaracak zannettiğini, üzerine gelince de göğsüne bir kez yumrukla vurduğunu, üzerindeki siyah saplı, iş yerinde kablo soymakta kullandığı çakı bıçağını çıkarıp Birtan"ı bacağından yaralayıp kaçmak istediğini, ancak yumrukla vurduğu sırada Birtan"ın öne eğilmesi nedeniyle bıçağın göğsüne geldiğini, orada yıkılıp yere düştüğünü, polise olayı bildirmesindeki amacının yaralanan Birtan"ın hastaneye kaldırılıp tedavisini sağlamak olduğunu belirttiği, aşamalardaki bir kısım ifadelerinde suçlamayı inkar eden sanık Yücel"in suçunu ikrar ettiği diğer bir kısım beyanlarında da benzer anlatımını sürdürdüğü,
C- Görgü tanığının bulunmadığı olayda dinlenen tanıkların öldürülenin yaşam biçimi, alışkanlıkları ve günlük davranışları hakkında bilgi verdikleri,
D- Öldürülenin yakınları olan tanıkların, öldürülen Birtan"ın nehre attığı balık ağının sanık Yücel tarafından götürülmesi ve sonrasında istek üzerine iadesi olayını doğruladıkları, ayrıca öldürülenin kardeşi Tarkan"ın öldürme eyleminden sonra tanık Cüneyt K......"ye, bu olayın balık ağı meselesinden dolayı meydana gelmiş olabileceğini söylediği saptanmış ve kanıtların birlikte değerlendirilmesi sonucunda;
Yerel Mahkemece, tanık beyanlarına dayalı olarak öldürülenin sakin bir kişiliği olduğu, sanığa yönelik bir saldırısının tespit edilmediği, keza iki yıl önce sanığın öldürülenin kardeşinin balık ağını alması olayından sonra da aynı yerde balık avlamalarına karşın aralarında herhangi bir tartışma çıktığına dair kanıt elde edilemediği belirtilerek, sanığa olaydan önce veya olay sırasında sözlü veya fiili bir saldırının olmadığı kabul edilmişse de, yakınlarının anlatımlarına göre, öldürülenin toplumsal hayattan uzak ve yalnız yaşamayı sevdiği, önceleri mezarlıklarda ve tenha yerlerde şarap içmeyi sonraları da bali kullanmayı alışkanlık haline getirdiği, öldüğünde cebinden bali çıktığı, yoldan geçenlerden sigara almaya çalışıp tanıdıklarına ısrarcı olduğu dikkate alındığında, çevresiyle ve sosyal hayatla teması son derece kısıtlı bulunan öldürülenin bu olayları başkasına anlatmamış olmasının doğal karşılanması gerektiği, öldürülenin açıklanan yaşam biçimi ve alışkanlıkları karşısında, görgü tanığının bulunmadığı olayda sanığın savunmasının aksini kabule olanak bulunmadığı, bu bakımdan aksi kanıtlanamayan savunmaya itibarla öldürme eyleminin öldürülenin önceki tarihlerde sanığı hırsızlıkla suçlayıp fiziki saldırıda bulunması ve olay yerinde karşılaştığında benzer saldırganlık göstermesinden kaynaklanan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY"nın 51/1. maddesine temas eder nitelikteki hafif haksız tahrikin etkisiyle meydana geldiği,
Görüş ve kanaati benimsenmekle;
Yerel Mahkemenin, olayda tahrik bulunmadığına ilişen direnme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmiş, bu bozma nedeniyle yerel mahkemece yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden, Özel Dairenin bozma kararının yerel mahkemenin uyduğu 2 bendi gereğince dosyanın Dairesine gönderilmesi yararsız addedilmiştir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Genel Kurul Üyesi ise; "olayda öldürülenden kaynaklanan haksız bir davranış bulunmadığı" görüşüyle, direnme hükmünün onanması yönünde karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 27.03.2007 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.