Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/8-73 Esas 2007/76 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/8-73
Karar No: 2007/76

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/8-73 Esas 2007/76 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2007/8-73 E., 2007/76 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/8-73 E., 2007/76 K.

  • BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA
  • HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ
  • TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ
  • YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 31 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 50 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 51 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
  • 5395 S. ÇOCUK KORUMA KANUNU [ Madde 23 ]
  • 6136 S. ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER H... [ Madde 15 ]
  • "İçtihat Metni"

    6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan "... sanık Soner P...."nın 6136 sayılı Yasanın 15/1, 5237 sayılı Yasanın 31/2 ve 62. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis ve 187 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5237 sayılı Yasanın 50/1-c maddesi gereğince sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık göz önüne alınarak 2 yıl süre ile erkek yetiştirme yurdunda kalmaya devam etme tedbirine çevrilmesine, aynı Yasanın 51. maddesi gereğince sanığın sabıkasız oluşu ve yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık göz önüne alınarak tekrar suç işlemeyeceği yolunda mahkemede yeteri kadar kanaat oluştuğundan cezasının ertelenmesine, cezanın ertelenmesinin herhangi bir şarta bağlı tutulmasına yer olmadığına, sanığın 1 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına, sanığın kişiliği ve sosyal durumu göz önüne alınarak denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi belirlemeden geçirilmesine, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılmasına, 5395 sayılı Yasanın 23/1-2. maddeleri gereğince sanığın sabıkasız oluşu, yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaat gelmiş olması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları ile bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Yasanın 23/3. maddesi gereğince sanığın 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, sanığın bu süre içinde ilköğretimi bitirdikten sonra liseye devam etmesine, alkollü içki tüketilen, şans oyunu oynanılan her türlü yerlere gitmekten yasaklanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olmadığı ve yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde davanın düşmesine, müsadereye, yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına..." ilişkin Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.06.2006 gün ve 914-568 sayılı hükme karşı sanık müdafi tarafından itiraz yasa yoluna başvurulması üzerine; Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 14.07.2006 gün ve 280 müteferrik sayı ile;

    "...1-Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.06.2006 tarih ve 914-568 sayılı kararında usul ve yasalara aykırılık görülmediğinden; sanık Soner P.... müdafiinin 13.07.2006 tarihli itirazının CMK nun 268. ve müteakip maddeleri gereğince reddine,

    2-Tebligat işlemlerinin mahkemesince yapılmasına,

    3-Kararın ve dosyanın ait olduğu, Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine,.." karar verilmiştir.

    Bu karar üzerine; Konya Cumhuriyet Savcısı 17.10.2006 tarihli yazı ile Adalet Bakanlığından yasa yararına bozma talebinde bulunulmasını istemiştir.

    Adalet Bakanının yasa yararına bozma istemi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.01.2007 gün ve 314102 sayı ile;

    "...1-5237 sayılı Yasanın 50/1-c maddesinde kısa süreli hapis cezasının seçenekli yaptırımlardan "en az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye" çevrilebileceği hükmünün yer aldığı, maddenin düzenleniş amacının bir meslek veya sanat edindirmek olması karşısında, sanık hakkında verilen kısa süreli hapis cezası yerine "2 yıl süre ile erkek yetiştirme yurdunda kalmaya devam etme tedbirine çevrilmesine",

    2-01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 51. maddesinde hapis cezalarının ertelenmesine dair hükümler bulunup, anılan Yasada tedbire çevrilen cezaların ertelenmesine ilişkin bir düzenlemeye ise yer verilmemiş olması karşısında, sanık hakkında hükmolunan para cezasının ertelenmesine,

    Karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

    5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ...tebliğ olunur." şeklinde Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanlığına ihbar olunmuştur.

    Yargıtay 8. Ceza Dairesince 02.02.2007 gün ve 626-818 sayı ile;

    "..Gereği görüşülüp düşünüldü:

    5237 sayılı Yasanın 50/1-c madde ve fıkrasında öngörülen ve fıkranın düzenleniş amacı olan "bir meslek veya sanat edindirmek" hükmü gözardı edilerek hükmolunan cezanın "2 yıl süre ile erkek yetiştirme yurdunda kalmaya devam etme" tedbirine çevrilmesine karar verilmesi ve ayrıca aynı Yasanın 51. maddesi hükmüne göre sadece hapis cezalarının ertelenmesi mümkün olup tedbire çevrilen cezaların ve para cezalarının ertelenmesinin mümkün olamayacağının gözetilmemesi nedeniyle itirazın kabulü gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla,

    Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebine dayalı olarak Yargıtay Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede ileri sürülen neden yerinde görüldüğünden Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.07.2006 gün ve 280 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının 5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, ortadan kaldırılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine..." karar verilmiştir.

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14.03.2007 gün ve 314102 sayı ile;

    "..........Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Nitekim bu husus, 5560 sayılı Yasanın 23. maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesine eklenen 5. fıkrada belirtilmiştir. Bu nedenle, açıklanması geri bırakılan hükümdeki yasaya aykırılıklar için bu aşamada kanun yollarına başvurulması mümkün bulunmamaktadır. Denetim süresi sonucunda hükmün açıklanması veya davanın düşmesine karar verilmesi halinde, verilen bu kararlar aleyhine yasa yollarına başvurulması mümkün olacaktır.

    Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yolu açık bulunmaktadır. İtiraz yolu ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında yasaya aykırılık olup olmadığı, bu kararın verilmesinin koşullarının bulunup bulunmadığı incelenebilir.

    Açıklanması geri bırakılan hükümde mevcut yasaya aykırılık iddialarının itiraz yolu ile itiraz merciince incelenmesi ve karara bağlanması mümkün değildir.

    ............İşlediği fiilin farik ve mümeyyizi olup olmadığına ilişkin doktor raporunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında bir ceza belirlenmesinin ve dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle itirazın kabulü yerine reddine ilişkin merci kararı aleyhine kanun yararına bozma isteminde bulunulması gerekirken, açıklanması geri bırakılan hükümdeki yasaya aykırılıkların giderilmesi için kanun yararına bozma isteminde bulunulması sebebiyle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi yerine yazılı biçimde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır." açıklaması ile; Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 02.02.2007 gün ve 626-818 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanının kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi..." itiraz yoluyla talep edilmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Ceza Genel Kurulu"nda sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmaktan verilen karara hasren yapılan incelemede;

    Soruşturma ve kovuşturma evresinde hukuka uygun yöntemle derlenen bilgi ve belgelere göre;

    1-Yargılama konusu maddi olayın;

    "01.01.1991 doğumlu olan sanık Soner P...."nın 01.12.2005 tarihinde saat 08.45 sıralarında hırsızlık yapmak amacıyla Yakup Yanar"a ait süt ürünleri satılan dükkana girerek, açık olan yazar kasadan toplam 80 YTL alıp çıktığı, daha sonra kasada bulunan 5 Yeni Türk Liralarını da almak için tekrar döndüğü, bunları alırken, Yakup"un yeğeni Bahtiyar tarafından yakalandığı, hemen polise haber verildiği, olay yerine gelen polis memurlarının yaptıkları üst aramasında sapı 8 cm., namlusu ise 6,5 cm. olan bir adet bıçak ele geçirdikleri" tarzında gerçekleştiği,

    2-Yargıtay 8. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca çözümlenmesi gereken hukuki ihtilafın;

    Sonuç cezanın hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluyla ertelenmesi halinde; hükmün içeriğine dahil olan hususların yasa yararına bozma yasa yoluyla Özel Daire tarafından incelenip incelenemeyeceğinden ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan ayrıca farik mümeyyizlik raporu alınmamış olmasının yasa yararına bozma istemine konu edilmemesi nedeniyle yasa yararına bozma talebinin reddinin gerekip gerekmeyeceğinden ibaret bulunduğu,

    3-Genel Kurul"ca yapılan değerlendirmede;

    A-Olayın başlama, gelişme ve sonuçlanma biçiminin özetlenen tarzda olduğu, bu konuda gerek Yerel Mahkeme gerek Özel Daire ve gerekse Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında bir çelişkinin bulunmadığı, esasen dosyadaki bilgi ve belgeler itibarıyla bu kabulde isabet bulunduğunun da netlik kazandığı,

    B-İtiraz yazısında da belirtilen hususla ilgili olarak ise;

    Alınan ekspertiz raporlarından suça konu bıçağın sustalı bıçak olduğunun ve 6136 sayılı Yasa kapsamına girdiğinin belirlendiği,

    Sanığın 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçuyla aynı tarihte ve daha önce işlediği toplam 3 hırsızlık suçu bakımından psikiyatri uzmanından farik ve mümeyyizlik raporu alınırken, 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçu yönünden herhangi bir rapor alınmadığı,

    Bununla birlikte;

    5237 sayılı Yasanın 31/2. maddesine göre; suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanıklar hakkında; "işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin" bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmasının zorunlu olduğu,

    Alınacak raporda; sanığın işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmadığının belirtilmesi halinde ise; sanık hakkında artık bir cezaya hükmedilemeyeceği ve aynı Yasanın 31/1. maddesine göre sadece çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabileceği,

    Bunun sonucu olarak ta; ancak hapis veya para cezasına hükmedilmesi halinde uygulanma olasılığı bulunan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilemeyeceği,

    Buna karşılık;

    Gerek Adalet Bakanı"nın yasa yararına bozma isteminin, gerekse Özel Daire bozma kararının, "hapis cezasının 2 yıl süre ile erkek yetiştirme yurdunda kalmaya devam etme tedbirine çevrilmesinin yasal olmadığına" ve "tedbire çevrilen hapis cezaları ile para cezalarının ertelenemeyeceğine" yönelik olduğu,

    Oysa incelenen dosyada Yerel Mahkemece 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan karar verilirken; 5237 sayılı Yasanın 31/2. maddesindeki emredici hükme rağmen; suç tarihinde 14 yaşında olduğu anlaşılan sanık hakkında, bu suçla ilgili olmak üzere "işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin" bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir raporun aldırılmadığı,

    Ne var ki; hukuka açıkça aykırı olan bu hususun yasa yararına bozma istemine de konu edilmediği,

    Görüş ve kanaati benimsenmekle;

    Uyuşmazlık konusunda karar verilebilmesi için öncelikle Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.06.2006 gün ve 914-568 sayılı hükmündeki bu ve diğer yasaya aykırılıkların yasa yararına bozma konusu yapılması gerekmektedir. Hükümdeki bahsedilen yasaya aykırılık giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "yasa yararına bozma" müessesesi, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.

    Bu nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının açıklanan değişik gerekçeyle kabulü ile; Özel Daire kararının kaldırılması; dosyanın Özel Dairesine gönderilerek, anılan ve tespit edilecek diğer yasaya aykırılıklarla ilgili olarak yasa yararına bozma başvurusu sağlandıktan sonra, istemle ilgili karar verilmesi, bunun sağlanamaması veya bu nedenle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmaması halinde ise, belirtilen hukuka aykırılık giderilmeden yasa yararına bozmaya konu edilen hususla ilgili karar verilmesi olanaklı görülmediğinden yasa yararına bozma isteminin reddedilmesi gerekmektedir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle,

    1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının belirtilen DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,

    2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 02.02.2007 gün ve 626-818 sayılı, yasa yararına bozma isteminin kabulüne ilişkin kararının KALDIRILMASINA,

    3- Dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 27.03.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara