Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/4.MD-257 Esas 2007/72 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/4.MD-257
Karar No: 2007/72

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/4.MD-257 Esas 2007/72 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2006/4.MD-257 E., 2007/72 K.

Ceza Genel Kurulu 2006/4.MD-257 E., 2007/72 K.

  • KANUNİ HAFİFLETİCİ SEBEBLER
  • KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
  • LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USÜL
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 257 ]
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 7 ]
  • 5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 9 ]
  • 647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 4 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 230 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 72 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 80 ]
  • "İçtihat Metni"

    Görevi ihmal suçundan sanığın, 765 sayılı TCY"nın 230/1, 80, 59, 647 sayılı Yasanın 4, 765 sayılı TCY"nın 72. maddeleri uyarınca 1519 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca birer ay ara ile 6 eşit taksitte ödenmek üzere taksitlendirilmesine ve aynı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesince verilen 15.06.2006 gün ve 39-17 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 02.11.2006 gün ve 133975 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına tevdi edilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    6.10.2001 tarihinden beri Karaman"da görev yapmakta olan ve 30.4.2004 tarihinde birinci sınıfa ayrılmış bulunan sanık C.Savcısının, iş bölümü cetvellerine göre "sonu 2 ve 9 ile biten hazırlık evraklarının gereğini yapıp sonuçlandırmak ve gerektiğinde kanun yollarına müracaat etmek" le görevlendirildiği,

    Denetim tarihi itibariyle sanığın elinde toplam 542 adet evrak bulunduğu, takipsiz bırakılan evrakın tehdit, hırsızlık, ırza geçme, hürriyeti tahdit, yaralama, sahtecilik, cep telefonu hırsızlığı ve meraya tecavüz gibi suçlara ait soruşturması tamamlanmış ancak neticeye bağlanmamış evraklardan oluştuğu, sanığın 2001/3122 sayılı hazırlık evrakını 5.4.2002 tarihinden 28.2.2003 tarihine kadar sürüncemede bırakması eylemi nedeniyle de, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca 15.09.2003 tarihinde uyarı cezası ile cezalandırıldığı, Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca da 5.1.2005 ve 25.1.2005 tarihli yazılarla birikime neden olmaması yönünde uyarıldığı,

    132 adet soruşturma evrakının 6 ila 20 ay işlemsiz kalmasına neden olduğu, İş bölümü gereği kendisine düşen soruşturma evrakının akıbetini izleyip gereğini yapıp kısa sürede sonuçlandırmakla yükümlü bulunan sanık Cumhuriyet Savcısının, görevini yasa ve yönetmeliğin öngördüğü biçimde yapmayıp, evrakın işlemsiz kalmasına ve sonuçlanmamasına pasif eylemleriyle neden olduğu, sabit olan eyleminin suç tarihine göre 765 sayılı TCY"nın 230 ve 80. maddeleri kapsamına girdiği, işlemsiz bırakılan soruşturma evrakı nedeniyle, 5237 sayılı TCY"nın 257. maddesinde öngörülen "kişilerin mağduriyetine" neden olma öğesininin de, gerek olayın mağdurları gerekse sanıkları yönünde somut olayda gerçekleştiği,

    5237 sayılı Yasanın 7/2. maddesi ile 5252 sayılı 9/3. maddeleri uyarınca sanık hakkında uygulanma olanağı bulunan 765 sayılı Yasanın 230/1. ve 80. maddeleri ile 5237 sayılı Yasanın 257/2. ve 43. maddelerinin mukayesesinde, 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanık lehine olduğu, dolayısıyla suçun sübutu, niteliği ve lehe yasanın belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Özel Dairece verilen hükmün bu yönüyle isabetli olduğu anlaşılmaktadır.

    Ancak; 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasa"nın 4. maddesi ile, nisbi ve tazminat kabilinden para cezaları hariç olmak üzere, Yasalar ile tüzüklerdeki para cezaları yüzkırkikibin sekizyüzaltmış kat ile iki kat arasında değişen miktarlarda arttırılmış, 5. maddesinin 2. fıkrasında ise, nisbi nitelikteki adli para cezaları hariç olmak üzere, adli para cezalarında, cezanın alt sınırının dörtyüzellimilyon, üst sınırının ise yüzmilyar Türk lirası olarak uygulanacağı belirtilmiş, bu şekilde, adli para cezasını gerektiren suçlarda 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren para cezasının alt sınırı dörtyüzellimilyon lira üst sınırı ise yüzmilyar lira olarak belirlenmiştir.

    Para cezalarının hesaplanmasında ve ödenmesinde 1 Yeni Türk Lirasının altında kalan tutarların dikkate alınamayacağı yönündeki 5083 sayılı Yasanın 2, 765 sayılı TCY"nın 2/2 ve 5237 sayılı Yasanın 7/2 maddesi hükümleri karşısında, mevcut yasa değişikliğinin fail lehine olması nedeniyle, 1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarda da Yasalardaki para cezası miktarının yeniden hesaplanıp belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu yeni ilke doğrultusunda yapılan hesaplama sonucu adli para cezasının alt ve üst sınırları;

    01.01.2005-31.05.2005 489.-123.877. YTL.

    01.06.2005 tarihinden itibaren 450.-

    100.000. YTL.

    Şeklinde belirlenmiş ise de, 01.01.2005-31.5.2005 tarihinde işlenen suçlar açısından, sonradan yürürlüğe giren 5252 sayılı Yasa hükümlerinin lehe olması nedeniyle 01.01.2005-31.05.2005 tarihleri arasında işlenen suçlar açısından da para cezasının 450-100.000 YTL. olarak uygulanması zorunlu hale gelmiştir.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

    Sanığın 10.03.2005 tarihinde işlediği zincirleme görevi ihmal suçundan 765 sayılı TCY"nın 230/1. maddesi uyarınca 3 ay hapis ve 450 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, müteakip arttırma ve eksiltme işlemlerinin herbirinde de 1 YTL.nin altında kalan değerlerin hesaba katılmamak ve keza hürriyeti bağlayıcı cezanın günlüğünün 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 12 YTL."den paraya çevrilmek suretiyle sonuç olarak 1481 YTL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermesi yerine, temel para cezasının 489 YTL olarak belirlenip, müteakip arttırma ve eksiltmelerin bu miktar üzerinden yapılması nedeniyle, sanık hakkında fazla adli para cezasına hükmedilmiştir.

    Özel Daire hükmü bu yönüyle isabetsiz olup, bozulmasına karar verilmelidir. Ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CYUY"nın geçerliliğini koruyan süren 322. maddesi uyarınca Ceza Genel Kurulunca da karar verilmesi olanaklı bulunduğundan, sair yönleri isabetli bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle;

    1-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15.06.2006 gün ve 39-17 sayılı hükmünün 765 sayılı TCY"nın 2/2, 5237 sayılı Yasanın 7/2 ve 5083 sayılı Yasa hükümleri karşısında sanığa fazla para cezası tayin edilmiş olması nedeniyle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CYUY"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Özel Daire hükmünün;

    "Sanık Ali Ersoy"un 765 sayılı TCY"nın 230/1. maddesi uyarınca 3 ay hapis ve 450 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 765 sayılı TCY"nın 80. maddesi uyarınca 1/6 oranında arttırılarak, 3 ay 15 gün hapis ve 525 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, bu cezadan aynı Yasanın 59. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak, 2 ay 27 gün hapis ve 437 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Yasanın 4/1. maddesi uyarınca günlüğü 12 YTL"den paraya çevrilerek 1044 YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezalarının TCY"nın 72. maddesi uyarınca toplanarak sanığın BİNDÖRTYÜZSEKSENBİR YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca birer ay ara ile 6 eşit taksitte ödenmek üzere taksitlendirilmesine ve aynı Yasanın 6. maddesi uyarınca ERTELENMESİNE karar verilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 20.03.2007 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara