Davacı vekili, davacının ...Belediyesi ...Daire Başkanlığı bünyesinde... 01.01.2008 tarihinde otobüs şoförü olarak çalışmaya başladığını, ancak belediyeye ait...A.Ş (...) şirketinde çalışıyor gibi gösterildiğini, davacının iş akdinin 31.12.2009 tarihinde sözleşme süresinin bitmesi gerekçe gösterilerek feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı...Belediye Başkanlığı vekili, davacının diğer davalı şirketle belirli süreli iş akdinin sona ermesi nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, davacının çalışırken davranışların nedeniyle çeşitli ihtarlar aldığını, ayrıca Belediye’nin işe iade yönünden sorumlu olmayacağını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, davacının aslında belediyenin işçisi olduğunu, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, yönetim hakkının belediyede olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece verilen karar Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Başkanlığının 08/11/2010 tarih ve 2010/36789 Esas - 2010/32157 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulmadığına yönelik davacı vekili iddiasının araştırılmadan hüküm kurulması” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davalılar arasındaki alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davalı işveren ...A.Ş’nin bildirim şartına uymadan ihale süresinin sona ermesi nedeniyle iş sözleşmesini geçerli ve haklı bir neden gösterilmeden feshedildiği gerekçesiyle feshin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece karar gerekçesinde iş sözleşmesinin davalı işveren ...A.Ş tarafından bildirim şartına uyulmadan sürenin sona ermesi nedeniyle geçerli neden olmadan feshedildiği ve davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmesine karşın, hüküm fıkrasında “feshin geçersizliğine davacının ...A.Ş ve ...Belediye Başkanlığı"ndaki işyerine iadesine” denilerek davacı işçinin hangi işyerine iade edildiği konusunda tereddüde neden olunması ve işe iade sonrası tazminat ve alacaklardan davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi varmış gibi birlikte sorumluluklarına.dair hüküm kurulması hatalı bulunmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-...İş Mahkemesinin 19.04.2011 gün ve 1153-231 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2-Davalı...A.Ş. hakkında açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine,
3-İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı ...Belediyesi’ne ait işyerindeki işine iadesine,
4-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
5-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.100.00. TL vekalet ücretinin davalı ...Belediyesi’nden alınıp davacıya verilmesine,
7-Taraf sıfatında yanılma olduğundan, HMK"nun 327/2. maddesi uyarınca davalı ...A.Ş’ücreti vekalet takdirine yer olmadığına
8-Davacı tarafından yapılan (47.05) YTL yargılama giderinin davalı ...Belediyesi’nden alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, 15.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.