Esas No: 2007/6-40
Karar No: 2007/50
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/6-40 Esas 2007/50 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklardan S.D. ve İ.S. hürriyeti tahdit suçundan 3 yıl 4 ay, yağma suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezası, sanık N.K. ise hürriyeti tahdit suçundan 1 yıl 8 ay, yağma suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası almıştır. Ancak, sanık N.K. için yapılan duruşmanın gizli yapılması hukuksuz olduğu için Yargıtay C.Başsavcılığı itiraz etmiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu itiraza hak vererek N.K. için verilen cezayı bozmaya karar vermiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141. maddesi, 5271 sayılı CMY'nın 182. ve 185. maddeleri ve 1412 sayılı CYUY'nın 308/6. maddesidir.
"İçtihat Metni"
İtirazname : 151
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ŞANLIURFA 1. Ağır Ceza
Günü : 20.10.2005
Sayısı : 198-252
Sanıklardan S. D..’ın hürriyeti tahdit suçundan 5237 sayılı TCY’nın 109/2-3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla; yağma suçundan dolayı ise 5237 sayılı TCY’nın 149/1-a-c, 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında 53. maddenin uygulanmasına; sanık İ. S..’nın hürriyeti tahdit suçundan 5237 sayılı TCY’nın 109/2-3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla; yağma suçundan dolayı ise 5237 sayılı TCY’nın 149/1-a-c, 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında 53. maddenin uygulan¬masına; sanık N. K..’ın ise hürriyeti tahdit suçundan 5237 sayılı TCY’nın 109/2-3-a-b, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla; yağma suçundan dolayı ise 5237 sayılı TCY’nın 149/1-a-c, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesince 20.10.2005 gün ve 198-252 sayı ile verilen hüküm, sanıklar müdafilerinin temyizleri üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 09.10.2006 gün ve 5851-9444 sayı ile sanıklar S. D..k ve İ. S..yönünden onanmak suretiyle kesinleşen, sanık N.K..yönünden ise;
“Esaslı işlemlerin yapıldığı 27.07.2005 tarihli oturumda, kayden 25.06.1987 doğum tarihli olan sanık 18 yaşını tamamladığı halde oturumun açık yerine kapalı yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 182 ve 185. maddelerin aykırı davranılması” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 05.02.2007 gün ve 151 sayı ile;
“Suç tarihinde on sekiz yaşından küçük sanık N.K.., 28.07.2005 tarihinde onsekiz yaşını tamamladığı halde duruşma gizli yapılmıştır. 28.07.2005 tarihli duruşmada tüm sanıkların savunmaları alınmış, şikayetçi M. İ..ile tanıklar G. T.. S. D.., K. T.., M. D.. dinlenilmiştir. Bu tarihten sonra 25.08.2005, 22.09.2005 ve 20.10.2005 tarihlerinde duruşmalar açık yapılmış ise de, gizli duruşmada yapılan işlemler tekrarlanılmamıştır. Dosya incelendiğinde yargılamayı etkileyen tüm işlemler gizlilik kararının alındığı 28.07.2005 tarihli duruşmada yapılmıştır.
Şüphesiz sanık N. K.. hakkında alınan yanlış gizlilik kararı diğer sanıklar S. D.. ve İ. S..’yı da etkilemiştir. Yani tüm sanıklar gizlilik kararından etkilenmişlerdir.
Yukarda gösterildiği şekilde 1412 sayılı CMUK.nun 308/6. maddesine göre, açık yapılması gereken duruşmanın gizli yapılması mutlak kanuna muhalefet hallerinden sayılmıştır.
Yüksek Daire esasa girmeden yalnız sanık N.K..için değil tüm sanıklar hakkında bahsi geçen eksiklik nedeniyle bozma kararı vermesi gerekirdi” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, sanıklar S.D.ve İ.S..hakkında verilen onama kararlarının kaldırılarak, Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2005 tarih ve 2005/198-252 E. K. sayılı kararının bu sanıklar yönünden de bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların hürriyeti tahdit ve yağma suçlarından cezalandırılmalarına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, Yerel Mahkemece duruşmanın gizli yapılmasının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurup doğurmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Konuya ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141. maddesinde, duruşmaların herkese açık olacağı, bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebileceği, küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulabileceği belirtilmiştir.
5271 sayılı CMY.nın 182. maddesinde de Anayasa hükmüne uygun olarak duruşmaların açık yapılacağı belirtilmiş, 185. maddesinde de, sanık 18 yaşını doldurmamış ise duruşmanın kapalı (gizli) yapılacağı hükme bağlanmıştır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanık N.K..’ın yaşının küçük olması nedeniyle hakkındaki soruşturma evrakı tefrik edilerek hürriyeti tahdit ve yağma suçlarından cezalandırılması istemiyle ayrı olarak dava açılmış, ancak Yerel Mahkemece diğer sanıklar hakkında aynı suçtan açılan dava ile bu dava birleştirilerek, davalar birlikte görülmüştür. 28.07.2005 tarihinde yapılan ilk oturumda, sanık Nihat Korkmaz’ın suç tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle duruşmanın gizli yapılmasına ilişkin ara kararı verilmiş ve duruşmaya devam edilerek iddianameler okunmak suretiyle 4 sanığın sorguları yapılarak, yakınan M.İ..ile tanıklar G.T.., K.T.., S.D.. ve M. D.. dinlenmişlerdir. Takip eden oturumlarda, duruşmanın gizli yapılması hususunda alınan ara kararı kaldırıl¬madığı halde, duruşmanın açık olarak yapıldığı hususu tutanaklara yazılmıştır.
Sanık N.K.., dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğine göre 25.06.1987 doğumlu olup, Yerel Mahkemece gizlilik kararının verildiği ilk oturumda 18 yaşını bitirmiş durumdadır.
Yasal koşulları bulunmadığı halde duruşmanın gizli yapılması ve sanıkların sorgu ve savunmalarının gizli oturumda alınması, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY.nın 308/6. maddesi uyarınca yasaya mutlak aykırı davranılan hallerdendir. Nitekim yerleşmiş yargısal kararlarda da bu husus vurgulanarak mutlak bozma nedeni olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki Özel Dairece sanıklardan N.. hakkındaki hüküm dahi bu nedene dayalı olarak bozulmuş, ancak diğer sanıkların durumu nazara alınmamıştır. Koşulları bulunmadığı halde yargılamanın gizli yapılması 5271 sayılı CMY.nın 182 ve 185. maddelerine aykırıdır.
Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yüksek 6. Ceza Dairesinin sanıklar S.D..ve İ. ..haklarındaki onama kararının kaldırılmasına, hükmün bu sanıklar yönünden de bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09.10.2006 gün ve 5851-9444 sayılı ve sanıklar S ..D.. ile İbrahim H.S.. haklarındaki onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2005 gün ve 198-252 sayılı hükmünün, sanıklar S.D..ile İbrahim H.S..haklarında açık yargılama yapılması yerine, koşulları bulunmadığı halde gizli yargılama yapılması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcı¬lığına tevdiine,
27.02.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.