Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1694 Esas 2011/3907 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1694
Karar No: 2011/3907

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1694 Esas 2011/3907 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı işyerinde yönetici asistanı olan davacının iş akdi sözlü olarak feshedildiği için feshin geçersizliğine karar verilmesi istendi. Davalı temyiz aşamasında, tebligatların usulsüz olduğu ve savunma haklarının kısıtlandığı belirtilerek temyiz edildi. Mahkeme, yazılı fesih yapılmadığı gerekçesiyle davayı kabul etti. Ancak taraflar arasında feshin yazılı olarak yapılmadığı ve tebligatların davalıya usulüne uygun olarak yapılmadığı ihtilaflı konular oldu. Yargılamanın adil bir şekilde yapılabilmesi için tarafların haberdar edilmesi, savunmalarının yapılabilmesi ve delillerin toplanması gerekir. Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre tüzel kişilere tebligat, yetkili temsilcilerine yapılmalıdır. Davalının savunma hakkının kısıtlanmasına neden olacak şekilde usulsüz tebligat yapılması sonucu hüküm usul ve yasaya aykırıdır ve bozulması gerekir. Kanun maddeleri: Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi.
22. Hukuk Dairesi         2011/1694 E.  ,  2011/3907 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ            : İstanbul 6. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 29/04/2008
    NUMARASI : 2008/44-2008/237

    Davacı davalı işyerinde yönetici asistanı olarak görev yaptığını  ve iş akdinin  sözlü olarak feshedildiğini bildirerek feshin geçersizliğine karar verilmesini istemiştir. Davalı temyiz aşamasında, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu  ve davadan haberdar olmamaları nedeniyle savunma haklarının kısıtlandığını belirtmiştir.
    Mahkemece yazılı fesih yapılmamış olması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında feshin yazılı olarak yapılıp yapılmadığı ayrıca tebligatların davalıya usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı  hususları  ihtilaf konusunu oluşturmaktadır.
    Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddianın ileri sürülmesi, savunmanın yapılabilmesi ile delillerin eksiksiz olarak toplanılıp tartışılabilmesi öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan, davaya bakılamaz, yargılama yapılamaz.
    Tebligat Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca “Tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır”.  Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durumda olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat sözkonusudur. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi anlamında işveren olan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın kurumun yetkili temsilcisine tebliği gerekir.
    Somut olayda tebligatların usule aykırı olarak yapılmasının  davalının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağından; mahkemece   tebligatların usulsüz olarak yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapılmadan davalının yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz konusu kararın yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.11.2011 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.

     


     

    Hemen Ara