Davacı davalı işyerinde yönetici asistanı olarak görev yaptığını ve iş akdinin sözlü olarak feshedildiğini bildirerek feshin geçersizliğine karar verilmesini istemiştir. Davalı temyiz aşamasında, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ve davadan haberdar olmamaları nedeniyle savunma haklarının kısıtlandığını belirtmiştir.
Mahkemece yazılı fesih yapılmamış olması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında feshin yazılı olarak yapılıp yapılmadığı ayrıca tebligatların davalıya usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususları ihtilaf konusunu oluşturmaktadır.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddianın ileri sürülmesi, savunmanın yapılabilmesi ile delillerin eksiksiz olarak toplanılıp tartışılabilmesi öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan, davaya bakılamaz, yargılama yapılamaz.
Tebligat Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca “Tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır”. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durumda olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat sözkonusudur. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi anlamında işveren olan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın kurumun yetkili temsilcisine tebliği gerekir.
Somut olayda tebligatların usule aykırı olarak yapılmasının davalının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağından; mahkemece tebligatların usulsüz olarak yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapılmadan davalının yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz konusu kararın yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.11.2011 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.